Endüstri Radyo’da Enerjisini Üreten Fabrikalar Programına konuk olan SAP Türkiye Enerji Sektörü Lideri ve Hikaye Anlatıcısı Serhan Yılmaz, “Enerji talebinin artması, yeni bir dünya düzeninin oluşmasına zemin hazırlıyor. Yeni dünya düzeninde müşterilere ek hizmetlerin ve ürünlerin sunulması bekleniyor, hedefliyor. Yeni dünya kapsamında enerji şirketi müşterilerine güneş paneli gibi ekipman sağlayabilir, elektrikli araç filolarını dağıtım ağı kapsamına alabilir ya da dijital üretim santralleri enerji piyasasına katabilir. Sonrasında ise enerji depolamayı bir hizmet olarak sunabilir” dedi. 

AR-GE ÇALIŞMALARINA 4.3 MİLYAR AVRO YATIRIM YAPILIYOR

SAP firmasının genel yapılanmasından ve Ar-Ge faaliyetlerinden bahseden Yılmaz, “SAP firması, dünyadaki en büyük iş yazılımları firması olarak biliniyor ve pazar lideri konumunda yer alıyor. Dünyada 100 binin üzerinde çalışanı bulunuyor ve 180’den fazla ülkede faaliyet gösteriyor. 58 milyar dolar seviyesinde marka değerimizle globalde de 450 bine yakın müşteriye hizmet veriyoruz. Bunların ötesinde biz Ar-Ge yatırımlarımızdan ve faaliyetlerimizden övünçle bahsediyoruz. SAP olarak Ar-Ge çalışmalarımıza 4.3 milyar avro değerinde yatırım gerçekleştiriyoruz. Globalde 30 bine yakın Ar-Ge çalışanımız bulunuyor. Bu rakam 100 bin çalışanımızın 3’te 1’inin Ar-Ge alanında faaliyet gösterdiği anlamına geliyor. Gerçekleştirdiğimiz bu çalışmalar sayesinde hem globalde hem de lokalde kendimizi yenilemeye devam ediyoruz. 4 binin üzerinde iş ortağımızın oluşturduğu bir ekosistemimiz bulunuyor. Türkiye’de de Borsa İstanbul’un en tepesindeki şirketlerin yüzde 86’sı SAP kullanıyor.” dedi.  

ENERJİDE YENİ DÜNYA DÜZENİ OLUŞUYOR

Enerji taleplerin artmasının yeni bir dünya düzeninin oluşmasına zemin hazırladığını belirten Yılmaz, detayları şu sözlerle anlattı: “Yeni dünya düzeninde müşterilere ek hizmetlerin ve ürünlerin sunulması bekleniyor, hedefliyor. Yeni dünya kapsamında enerji şirketi müşterilerine güneş paneli gibi ekipman sağlayabilir, elektrikli araç filolarını dağıtım ağı kapsamına alabilir ya da dijital üretim santralleri enerji piyasasına katabilir. Sonrasında ise enerji depolamayı bir hizmet olarak sunabilir ve akıllı ev cihazları satışı yapılarak hem gelirlerini artırabilir hem de müşteri memnuniyetini sağlayabilir. Ayrıca enerji kullanımını optimize edebilir. Bu bir halka şeklinde hem tüketicinin enerjiyi üretip şebekeye bağladığı hem tüketicinin talebini gerçek zamanlı yönettiği bir senaryoya dönüşüyor. Dünyanın gittiği bu yol, özellikle Türkiye için anlamlı bir noktaya doğru gidiyor. Birçok elektrik dağıtım şirketiyle bu konuyla ilgili görüşmeler gerçekleştiriyoruz ve ümit verici gelişmelerin yaşanacağını düşünüyoruz.”