Fabrikaların kendi enerjisini üretmeye yönelik yatırımlar yapmaya başladığı dönemde yıldırımdan korunma ve topraklama konusunun önemini konuşmak için Yılkomer Genel Müdürü Serdar Aksoy ile bir araya geldik. Özellikle çatı üzeri GES projelerinde yıldırımdan korunmaya yönelik sistemlerin kurulmasının önemini anlattı. 

Yılkomer olarak yıldırımdan korunma ve topraklama konusunda gerçekleştirdiğiniz çalışmaları anlatabilir misiniz? Farkındalığın oluşması için çok çalışıyorsunuz. Endüstriyel tesislerde bu farkındalık oluştu mu? 

Biz Yılkomer olarak tek bir konuya yani yıldırımdan korunma sistemlerine odaklanıyoruz. Aşırı gerilim ve ani piklerden sistemlerin zarar görmesini engellenmeye çalışıyoruz. Ayrıca binalara direkt yıldırım darbesi geldiğinde zarar gelmemesini, yangın çıkmamasını, cihazların zarar görmemesini hedefliyoruz. Bu noktadan baktığımız zaman yıldırımın zarar oranına göre iş hacmimizde artış meydana geliyor. 
Maalesef son 3 yılda Türkiye’de yıldırım oranı pick seviyeye ulaştı. Haziran ayı içerisinde 250 binin üzerinde yıldırım düştü, 2 gün içerisinde 100 binlerce yıldırımın düştüğüne şahitlik ettik. Rakamlar arttıkça hasar oranları artıyor, hasar oranı artınca da insanlar araştırma yapmaya başlıyor. Biz de bu noktada devreye girerek IEC normunda uluslararası partnerlerimizin desteğiyle doğru ürünlerle ve doğru mühendislik çalışmalarıyla tesisleri korumaya çalışıyoruz. 

2019 yılı içerisinde birçok tesis, proje ve güneş enerji santralinde yıldırımdan korunma çalışması gerçekleştirdik. İnsanlara da bu konuda yardımcı olmaya çalıştık. Bir tesisinizin olduğunu, sürekli yıldırım aldığını ve ağır hasarlar oluştuğunu düşünürseniz hem üretim kaybı yaşarsınız hem de cihazlarınız zarar görür. Her yağmur yağdığında da cihazlarınızın bozulacağını düşünürsünüz. 

Biz doğru bir mühendislikle insanların sorununa çözüm bulmaya çalışıyoruz. Bunu yaparken de telekomünikasyon, güneş ve rüzgar santralleri, GSM kuleleri gibi bazı sektörleri, alanları yakından takip ediyoruz. Çünkü 4 bin metre yükseklikte bulunan sisteminiz karla kaplandığı zaman o sistem çalışmayacaktır. Çalışması için insanların ellerine ekipmanlarla 7 – 8 saat yürüyerek karla kaplı alana ulaşması ve sistemi düzeltmeye çalışması gerekiyor. Yaşanan eziyeti siz düşünün. Üstelik o noktaya varıldığında çözüm bulmak kolay olmuyor. Biz uluslararası düzeyde üstün teknolojilerle çözüm bulmaya çalışıyoruz.

2019 yılını sektörünüz açısından nasıl geçti? Projeleri değerlendirebilir misiniz? 

Biz 2019 yılında hem doğru çözüm sunarak hem insanlara fayda sağlayarak başarılı bir yıl geçirdik. Hayata geçirdiğimiz projeler arasında Bosch fabrikası yer alıyor. Bosch’un Türkiye’deki en büyük kapalı hacmine sahip fabrikalarından biri Çerkezköy lokasyonunda bulunuyor. Yılkomer olarak sunduğumuz proje dizaynı Almanlar tarafından onaylandı ve Almanlarla yaptığımız ortak mühendislik çalışma sonucunda tüm tesisin korunmasının Yılkomer tarafından yapılması istendi. Proje üzerinde çalışmaya hala devam ediyoruz. Türkiye’de şu ana kadar korumaya çalıştığımız tesislerin en büyüklerinin başında geliyor. Bu açıdan bizim için oldukça önemli bir proje. 

Binlerce kişinin çalıştığı Bosch Siemens fabrikası yıldırım aldı ve hasarlar meydana geldi. Türkiye’de yıllardır uygulanan yanlış çözümlerin yeniden uygulanması neticesinde hasar görmüş bir tesis. Biz IEC 62305 normlarına uygun olarak partnerlerimizle birlikte alçak gerilimli parafudr sistemiyle tüm fabrikayı koruyoruz. Proje tamamladığı zaman drone çekimlerini yapacağız. Mühendislik açısından gurur duyduğum projelerden biri olacak. 

Şimdi izoleli dış yıldırımından korunma sistemi burada ön plana çıkıyor anladığım kadarıyla. Bu ürünün özellikleri nelerdir? Nasıl bir uygulama yaptınız?

Biz projeleri hayata geçirirken pasif sistemlerle ilerliyoruz. Yani bir tesise aktif paratoner koyduğunuz zaman tesisinizi tamamen koruma altına aldığını düşünmeyin, çünkü korumuyor. Bu işin IEC 62305 normuna göre pasif sistemlerle dizayn edilmesi ve mühendislik çalışması yapılması gerekiyor. IEC normu kapsamında da tesisi koruma altına alırken dış yüzeyleri iletken çelik konstrüksiyon yıldırımı toprağa ulaştırmanız gerekiyor. Siz çıplak iletkenleri iletken yüzeylere değdirerek indirdiğinizde ya da yanıcı, patlayıcı tanklarda iletken iletkene değdiğinde Yıldırım düştüğünde yani siz koruma sağlamıyorsunuz ki her şey birbiriyle bütünleşik olduğu için patlama, yangın, cihaz hasarı gibi sonuçlar oluşuyor. Burada darbeyi izole etmek gerekiyor ve sertifikalı özel ürünler kullanmak gerekiyor. Biz ağırlıklı olarak bu konulara odaklanmış durumundayız. 

2019 yılında yıldırım sayısının arttığını ve ağır hasarların oluştuğunu söylediniz. Birkaç örnek paylaşabilir misiniz? 

2019 yılının yaz aylarında Türkiye çok yıldırım aldı. Kütahya, Afyon, Eskişehir bölgesine 2 gün içerisinde tam 14 bin 700 kere yıldırım düştü. Bu yıldırımların neticesinde 47 MW kurulu güce sahip bir güneş enerji santralinin tüm inverterleri yandı. Yatırımcısı bayram tatilinde beni arayarak çözüm istedi. Bu en acı örneklerden biriydi. Onun dışında; 92 fabrika elektriksel kontak ve ani aşırı gerilim yıldırım sonucunda zarar gördü, Türkiye’de ilk kez 26 insan yıldırımdan kaynaklı hayatını kaybetti. Oyun parkına düşen yıldırımdan dolayı bir çocuk hayatını kaybetti. Avcılar’da doğalgaz istasyonuna düşen yıldırımdan dolayı patlama meydana geldi. Gaziantep’te bulunan BOTAŞ’ın boru hattına düşen yıldırımdan dolayı bir köy petrol altında kaldı. İşimiz olduğundan dolayı Türkiye’de yaşanan bu vakaları yakından takip ediyoruz ve sunumlarımızda, hazırladığımız yazılarda insanlarla paylaşıyoruz. Türkiye’ye fazla sayıda yıldırım düşmesi olası şeylerdir ancak kaderimiz değildir. Doğru bir mühendislik çalışmasıyla bunları engelleyebiliriz. 

Gelişen yeni teknolojiler hakkında bilgi verebilir misiniz? 

İspanyol partnerimizin ürünlerinin Türkiye’de kurulumunu gerçekleştiriyoruz. Firmanın ürün gamında yer alan yıldırım erken uyarı sistemi çok gelişmiş sistemlerdir. Bu sistem sayesinde birçok kişinin hayatı kurtulabilir. Özellikle; teleferik, stadyum, havaalanı gibi alanlarda bu sistemin kullanılması gerekiyor. Kısacası bu alanda teknoloji gelişmeye devam ediyor. Doğru firma, doğru mühendislik ve doğru uygulamayla birkaç günde doğru önlemi alabilirsiniz.

Fabrikalar kendi enerjisini üretmeye başladılar ve bu alana daha çok yatırım yapıyorlar. Yatırım yapılmadan önce yıldırımdan korunma sistemlerine daha çok dikkat çekmek gerekiyor. Çatı üzeri GES projelerinde daha farklı korunma yöntemleri almak gerekiyor mu? 

Enerjisini üreten fabrikalar güneş santralini çatıya kuruyorlar. Tesise yıldırım düştüğünde de çatıya düşüyor. Dolayısıyla üretim tesisine böylesine büyük bir yatırım yapılırken hem santralin hem de üretim hakkını maksimum düzeyde korumak gerekiyor. Burada da en önemli görev EPC firmalarına düşüyor. Çünkü fabrikalar bu yatırımı yaparken EPC firmasıyla anlaşıyor ve birlikte hareket ediyor. Bu noktada EPC firması güneş enerji santralini kurarken sadece güneşe odaklanmaması ve olası tüm riskleri minimize etmesi gerekiyor. Yatırımcı ise anlaşacağı EPC firmasını seçerken sadece fiyat odaklı hareket etmemesi önem arz ediyor. Yatırımı yaparken hem fabrikasını hem de enerji santralini yıldırımdan koruması gerektiğini unutmamalıdır. Bunu yaparken de IEC normlarına uygun bir sistemle tesis korunmalıdır. Paratoner uygun değildir. Aksine iyonlaşma yaparak yıldırımı çeken bir sistemdir. 

Serdar Bey gelişen teknolojilerden sıklıkla bahsediyorsunuz ama biraz genel bir toparlamak gerekirse yeni dönemde sektöre sunacağınız yeni ürünler olacak mı?

Yılkomer olarak yeni dönemde sektöre yeni ürünler sunacağız. 3 farklı kategoride bu konuyu değerlendirebilirsiniz. 

•    Yıldırım erken uyarı sistemi ürününü gündeme getireceğiz. Yıldırım erken uyarı sistemi sayesinde öncelikle can kayıplarının önüne rahatlıkla geçebileceğiz. Yıldırımı 20 ile 60 dakika öncesine kadar algılayan ve uyarı veren bu sistemlerin kurulumuna başladık. 
 
•    Darbeyi tamamen izole eden yıldırımdan korunma sistemleri ile ilgili yeni ürünler sunacağız. Bu konuda estetik kaygıları da göz önünde bulunduracağız. Özellikle mimarlar ile mühendislerin bu çatışmalarını sonlandıracak estetik görünümlü ürünlerimizi tanıyacağız. 

•    Hibrit sistemler konusunda Raycap bu sene ürünlerini devreye sokmaya hazırlanıyor. Parafudrlarda sarı, yeşil ve kırmızı olmak üzere üç gösterge bulunuyor. Darbe geldiğinde gösterge sarı oluyor, tamamen zarar gördüğünde kırmızı oluyor. Eskiden bu sistemlerde iki gösterge bulunurdu. Şimdi de 140 kiloamper dayanıklı ürünlerimiz bulunuyor ve en teknolojik ürün olarak ön plana çıkıyor. Raycap ürünlerinin 20 yıl yaşam ömrü bulunuyor ve 10 yıl boyunca garanti veriyor. 

Erken uyarı sistemi devreye girdikten sonra neler yapmak gerekiyor? Faydası nasıl oluyor?

Bu ürünün üzerinde 40’a yakın sensör bulunuyor ve bu sensörler sıcaklık, nem, iyonlaşmaşma, rüzgar gibi bir çok durumu algılayıp riski söylüyor. Ürün güneş enerji sistemleriyle çalışıyor ve yıldırım düşeceği zaman otomasyon yönetilebiliyor. Bu ürünün mutlaka kullanılması gereken alanlar arasında açık arazi yer alıyor. Çünkü açık arazide askerler çok zarar görüyor. Bu ürün yıldırımı erkenden uyarırken aynı zamanda şiddet seviyesi ile ilgili de bilgi veriyor. Dijital sayaç sayesinde yıldırımın gününü, tarihini, saatini ve son 40 darbeyi kaydedebiliyor. Hangi gün kaç tane yıldırım düştüğü takip edilebiliyor. 

Yılkomer olarak 2020 hedeflerinizi, iş gündeminizi paylaşabilir misiniz? 

Yılkomer olarak 2019 yılında üzerinde çalıştığımız projelerimize devam ediyoruz. Yıl son dönemi oldukça yoğun geçti. Şu anda 10’a yakın büyük tesisin korumasını sağlıyoruz. Öncelikli hedefimiz projelerimizi tamamlayarak tesisleri doğru koruma altına almak. Bu hedefimize ulaşmak için ücretsiz eğitimler düzenliyoruz ve fabrikaları keşfe gidiyoruz. Bizimle aynı düşüncede olan tesisleri koruma altına almak için çalışıyoruz. 2020 yılında da bu politika ile çalışmalarımıza devam edeceğiz. 

2020 yılına kadar ihracat odaklı hareket eden bir firma değildik ancak yurt dışından gelen talepler doğrultusunda birçok projede yer almaya başladık. Şu anda 4 ülkede ilk kez uygulama yapacağız. Türkiye’nin farklı lokasyonlarında Yılkomer partnerleri oluşmaya başladı. Düzenlediğimiz eğitimlerle Ankara, İzmir, Antalya ve Kıbrıs’ta bulunan partnerlerimizle birlikte hareket etmeye başladık. Onların yurtdışında eğitim almalarını sağlıyoruz. Türkiye’nin her yerine koruma konusunda destek olmaya devam edeceğiz.