Yakın zamanda Niğde’de santral kurmak için çalışmalara başlayan 3S Kale Enerji Üretim A.Ş., HDR (Sıcak Kuru Kaya) teknolojisi ile enerji üretimi yapmayı planlıyor.  3S Kale Holding Genel Müdürü Alp Gürün, “Geliştirilmiş jeotermal sistem ile yapay olarak oluşturulmuş rezervuar sayesinde ısı madenciliği yaparak enerji üretmeyi hedefliyoruz” dedi.

“2022 yılında öncelikli hedefimiz, santral proseslerinde verim artırıcı projeler gerçekleştirmek ve enerji birim maliyetimizi daha aşağılara çekmek olacak. Yeni hibrit üretim yönetmeliğine paralel olarak, almış olduğumuz Hibrit Lisans kapsamında, jeotermal enerji santral alanımıza güneş enerjisi yatırımlarına başlamayı planlıyoruz.” diyen Gürün ile konuştuk. 

İş gündeminizi öğrenebilir miyiz? 2021 yılını nasıl tamamladınız, değerlendirir misiniz? 2022 yılı için varsa yeni yatırım planlarınızı ve hedeflerinizi öğrenebilir miyiz?

İş gündemimizin büyük kısmı, santralimizin en verimli ve sürdürülebilir şekilde, uzun yıllar üretim yapmasını sağlayacak olan işletme ve bakım faaliyetlerini planlama ve uygulama konularından oluşuyor. Bunun yanısıra resmi kurumlarla olan süreçler, yöre halkı ile kurulan güzel ilişkiler ve sosyal sorumluluk projeleri de gündemimizdeki diğer konular.

2021 yılında enerji üretimimizi bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 10’ luk bir artış ile 141.956.000  kwh olarak gerçekleştirdik. Bu üretimi gerçekleştirirken yüzde 99,6 gibi bir emre amade kapasite oranı yakaladık. Enerji üretim santralleri için son derece yüksek bir oran olan bu değeri yakalamak, santral personelimizin özverili ve tam bir ekip ruhu ile çalışabilmelerinin sonucunda gerçekleşen bir başarıdır.
2022 yılında öncelikli hedefimiz, santral proseslerinde verim artırıcı projeler gerçekleştirmek ve enerji birim maliyetimizi daha aşağılara çekmek olacak. Yeni hibrit üretim yönetmeliğine paralel olarak, almış olduğumuz Hibrit Lisans kapsamında, jeotermal enerji santral alanımıza güneş enerjisi yatırımlarına başlamayı planlıyoruz. Güneş Enerji santrali 3S KALE JES-1 santralimize ait 10.000 m² lik alanda, yaklaşık1,2 MWe kapasitede olması planlanmaktadır. İlerleyen dönemde ise kuyu lokasyonlarımıza da GES kurulumu yapılarak kurulu gücümüzün yükseltilmesiyle, santral iç tüketimimizin güneş enerjisinden karşılanması hedeflenmektedir. 

Okuyucularımız için kısaca şirketinizin yapılanmasını anlatmanızı rica ediyoruz. 

3S Kale Enerji Üretim A.Ş. olarak, yenilenebilir enerji arama ve üretimi konusunda özellikle jeotermal enerji üzerine yoğunlaşıyoruz. Şirketimizin Aydın’da 1, Niğde Bölgesinde 7 ve Manisa yöresinde 1 adet olmak üzere toplam 9 ruhsatı bulunuyor. Şirket olarak, uzun vadede uluslararası alanda önde gelen bir enerji şirketi olma hedefiyle faaliyetlerimize devam ediyoruz. 2018 yılında 25 MW’lık jeotermal elektrik üretim santrali (3S Kale JES-1),  Aydın ilinin İncirliova ilçesinde tamamlanıp, Enerji Bakanlığı tarafından kabulü yapılarak Türkiye ekonomisine kazandırılmıştır. Santralin yanı sıra, üretilen enerjinin TEİAŞ enterkonnekte sistemine bağlantısı için trafo merkezi ve enerji iletim hattı yatırımı da tamamlanmış olup yine 2018 yılında kabulü TEİAŞ tarafından yapılmıştır.

Markanız ülkemize alanında ne gibi ilkleri kazandırdı? 

Niğde-Aksaray ruhsatlarımız ülkemizin turizm açısından son derece önemli Kapadokya bölgesinde ve Hasan Dağı çevresinde yer alıyor. Bölgede kurulu bir jeotermal santrali henüz bulunmuyor. Bu bölgedeki ilk elektrik üretiminin tarafımızdan yapılmasını hedefliyoruz.

Şirketimiz, Bozköy ruhsatından 2016 yılında 3.850 metre derinliğinde bir sondaj yaparak Türkiye’nin en sıcak kuyusunu buldu. 295°C taban sıcaklığı olan bu kuyu buhar üretme kapasitesine sahip. Aynı sahada 2021 yılında açtığımız ve 3957 metre derinliğinde olan 2. kuyudaki taban sıcaklığı ise 341 °C olarak ölçülmüş olup, her iki kuyu da Türkiye’nin en yüksek taban sıcaklığı olan kuyularıdır. Bu sahada Geliştirilmiş Jeotermal Sistemler (EGS) için çalışmalarımız halen sürdürülüyor. Ayrıca, şirketimiz tarafından Niğde’de jeotermal ısıtmalı bir sera yapılmış ve 2020 yılında ilk üretim alınmıştır.

Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası koordinasyonuyla gerçekleşen ve Dünya Bankası’nın ülkemize desteği olan Jeotermal Risk Paylaşım Mekanizmasından, Türkiye’de yararlanan ilk ve tek şirket olduk. Bu destekle Niğde ruhsatlarımızda 3 ayrı kuyu için anlaşma yaparak yukarıda sözünü ettiğimiz 3957 metre derinliğinde olan bir kuyuyu tamamladık. Altunhisar İlçe sınırlarında olan bir diğerinin sondajı da 3658 metrede henüz tamamlanmış olup, halen değerlendirmelere devam edilmektedir.

Yeni jeotermal enerji santrali yatırımı kararı nasıl veriliyor? Yakın dönemde ne tür bir yatırıma imza attınız? Kazanımları neler oldu/olacak?

Enerji üretiminde dışa bağımlılığı azaltmak, enerji arz güvenliği, yenilenebilir ve temiz enerji üretimi ülkemiz adına çok önemli bir hedef. Bu hedefin bir parçası olmak da bizler adına çok değerli. Santral yatırım kararı almak, farklı multidisipliner mühendislik proseslerinin yer aldığı ve finans boyutunun da çok önemli olduğu bir süreç. Daha önceden belirlenmiş ruhsat alanlarında Jeotermal enerji santral yatırımlarının yapılabilmesi adına bir dizi prosesin gerçekleşmesi gerekiyor. Bunlar kısaca sondaj öncesi ve sonrası uygulama, test ve değerlendirme adımlarından oluşuyor. Daha sonrasında buradan alınan veriler ile yapılan fizibilite çalışmaları, finansal modelleme, yatırım geri dönüş süresi vs. gibi birçok parametreleri olan değerlendirme süreçlerinden sonra, enerji santrali yatırımına karar alınıyor.

Şirketimiz yakın zamanda Niğde’de santral kurmak için çalışmalara başladı. Bilinen jeotermal sistem dışındaki yaklaşımlarla, HDR (Sıcak Kuru Kaya) teknolojisi ile enerji üretimi yapmayı planlıyoruz. Bu geliştirilmiş jeotermal sistem ile yapay olarak oluşturulmuş rezervuar sayesinde ısı madenciliği yaparak enerji üretmeyi hedefliyoruz. 

Jeotermal kaynaklardan enerjinin üretimi prosesi nasıl gerçekleştiriliyor? 

Santralimizde üretim kuyularından sağladığımız jeotermal kaynaklar sıcak su (brine) ve su buharı (steam) dır. Jeotermal kuyulardan artezyen ya da tahrik sistemiyle gelen kaynaklar seperatörde toplanır. Seperatörde brine ve steam fazları ayrıştıktan sonra farklı boru hatları vasıtasıya, steam hattı direkt olarak eşönjerlere, brine hattı pompa istasyonunda basınçlandıktan sonra eşanjörlere girmektedir. Eşanjörlerde brine ve steam termal gücünü ısı transferi yaparak organik sıvıya (Pentan) aktarır ve organik sıvı buhar fazına geçerek radial türbinlerde dönme momenti ile jeneratöre gücünü aktarmaktadır. Bu sayede elektrik üretimi jeneratörde gerçekleşmekte ve sonrasında trafo merkezimizden elektrik iletim hattına üretilen enerji verilmektedir. Türbinden çıkan organik gaz hava soğutmalı kondenserlerde yoğuşturulup pompa vasıtasıyla tekrar eşanjörlere basınçlı şekilde iletilmektedir. Bu şekilde kapalı sistem çevrimi devam etmektedir.

Isısını aktaran birine kaynağı reenjeksiyon pompa istasyonuna yönlendirilerek basınçlandırılıktan sonra enjeksiyon kuyuları vasıtasıyla  tekrar yeraltına basılmaktadır. Isısını aktaran steam ise basınç ve sıcaklık düşümü sonrası yoğuşmakta ve enjeksiyon boru hattına pompa vasıtasıyla enjekte edilmektedir.

Özellikle endüstriyel alanlarda hangi uygulamalarda kullanılabiliyor? Henüz kullanılmayan potansiyel hangi kullanım alanları var?

Jeotermal kaynaklar halihazırda, elektrik enerjisi üretimi, merkezi ısıtma, merkezi soğutma, sera ısıtması vb. ısıtma/soğutma uygulamaları, proses ısısı temini, kurutma işlemleri, karbondioksit üretimi, termal turizmde kaplıca amaçlı kullanım, düşük sıcaklıklarda (30 °C’ye kadar) kültür balıkçılığı, mineraller içeren içme suyu üretimi gibi birçok alanda kullanılabilmektedir.
 Potansiyel olarak gübre yapımı, uygun jeotermal sulardan değerli metal, lityum üretimleri potansiyel olarak göze çarpan ve değer yaratabilecek kullanım alanlarıdır.

 

ENERJİ SEKTÖRÜNDE TEKNOLOJİK YATIRIMLAR ENERJİ SEKTÖRÜNDE TEKNOLOJİK YATIRIMLAR

Yüksek verimli enerji üretimi adına ne tür teknolojiler, metod ve sistemler kullanılıyor ? Daha çok hangi proses otomasyon donanım ve yazılım teknolojilerinden yararlanıyorsunuz?

-    ACC (hava soğutmalı kondenser)

Hava soğutmalı kondenser (ACC), organik gazın hava soğutmalı kanatlı borular içinde yoğunlaştığı bir doğrudan kuru soğutma sistemidir. Jeotermal santrallerde, türbin egzozundan gelen organik gaz, yoğuşmanın meydana geldiği ACC' ye akar. Ardından yoğuşan organik sıvı kapalı bir döngüde eşanjöre geri döner. Türbinden gelen organik gaz düşük basınçta olduğundan, ACC vakuma yakın bir basınçta çalışır ve yoğuşmayan gazlar bir hava tahliye ünitesi tarafından sürekli olarak uzaklaştırılır. Tasarım gereği hava ile soğutma yaptığı için verimli bir uygulamadır.

-    Radyal Türbin

Radyal türbin, organik gaz akışının şafta radyal olarak bağlı olduğu bir türbindir. Radyal türbinlerde akış, dönme eksenine dik olarak düzgün bir şekilde yönlendirilir ve türbini, suyun bir su değirmenini tahrik ettiği şekilde tahrik eder. Sonuç olarak, radyal türbinler daha basit, daha sağlam ve daha verimli olduğu (benzer bir güç aralığında), eksenel türbinlerle karşılaştırıldığında daha az mekanik stres (ve daha az ısıl akışkanlar durumunda) altında olduğu görülmektedir.

-    Borulu Eşanjör

Borulu ısı eşanjörlerinde ısı transfer yüzeyi, eşanjöre adını veren borulardır. Akışkanın biri bu boruların içinden akarken, diğer akışkan da gövde içerisinde borulara paralel veya çapraz olarak akar. Dolayısıyla ısı transferi boru yüzeylerinde gerçekleşir. Yüksek basınç veya sıcaklık durumlarında contalı eşanjör veya lehimli eşanjör yerine borulu eşanjörler tercih edilir. Borulu ısı eşanjörleri, tüm proseslerde kullanılabilen bir ısı değiştirici türüdür ve farklı çeşitlerde alt türleri vardır. Borulu tip eşanjörlerin kaynaklanması sırasında ısı transferinden maksimum verim elde edebilmek adına profesyonel boru yerleştirme teknikleriyle işlemi gerçekleştirilir.

-    Reboiler (Steam Condenser)

Üretim kuyularında kullanılamayan buhar kaynağı enjeksiyon pompalarından basınçlandırılan enjeksiyon suyu ile reboiler tank içinde çarpıştırılıp steam’ in enjeksiyon suyuna ısısını vermesi sağlanır. Steam ısısını alan enjeksiyon suyu tekrar brine hattına verilerek santralde ek enerji kullanımı sağlanır. Benzinli veya dizel araçlarda turbo mantığı gibi düşünülebilir.

-    VFD

Motor sürücüleri (VFD), mekanik ekipman yüklerini çalıştıran motorlar için ideal olan motor torku ve hızını kontrol etmek amacıyla, ana AC güç kaynağından gelen sabit gerilimi değişken bir gerilime dönüştürmek için kullanılan yaygın teknolojilerdir. Motor sürücüleri, basit hat üzeri motorlardan daha fazla verimlilik sunar ve basit doğrudan bağlı motorlarda uygulanması mümkün olmayan bir kontrol imkanı sağlar. Bu faktörler sayesinde enerji maliyeti tasarrufu, daha fazla üretim performansı ve daha uzun motor ömrü elde edilir.

Tesisimizde, Siemens, Allen Bradley, ABB gibi dünya markalarının otomasyon alt yapısındaki donanım-yazılım çözümlerinden yararlanmaktayız. Santral ve buna bağlı yardımcı tesisler bir SCADA ara yüzü vasıtasıyla uzaktan kontrolleri sağlanarak müdahale edilebilmektedir. Bu şekilde tesis optimum düzeyde ve kararlı bir şekilde işletilmektedir.

Temiz enerji vizyonunuzu öğrenebilir miyiz? Karbon salınımının azaltılmasına nasıl katkı sağlıyorsunuz? 

Karbon emisyonlarının büyük bir bölümü enerji sektöründe fosil kaynakların kullanımından kaynaklanmaktadır ve giderek artan enerji tüketimi karbon emisyonunu da giderek artırmaktadır. Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı sayesinde fosil yakıtların kullanımını azaltarak karbon salınımı azaltılabilir. Fosil yakıtlar yakılma olayından sonra bir miktar katı ve gaz şeklinde atıklar bırakmaktadırlar. Bu atıklar herhangi bir şekilde değerlendirilemediği gibi çevre kirliliğine de neden olmaktadırlar.

Yenilenebilir enerji kaynakları, sürekli olarak kendini yenileyen ve daha az kirleten bir enerji sistemi olduğu gibi  fosil kaynaklar gibi CO2 içermezler. Yenilenebilir enerji kaynaklarının toplam enerji kaynaklarına olan katkısı 2001 yılında %13.6 iken bu oran 2010 yılında %16.6’ya yükselmiştir ve bu oranın 2040 yılında %47.7’ye yükselmesi beklenmektedir. 

Şirket olarak, temiz enerji alanında yatırımlarımızı artırarak, karbon emisyonunu azaltma hedefini gerçekleştirmede bir katkımız olmasını çok önemsiyor ve bunun geleceğe yapılmış en büyük yatırım olduğunu düşünüyoruz.