Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, enerjide bilindik bütün ezberlerin bozulduğu bir dönemden geçildiğini belirterek, “Pandemi, tedarik zincirindeki kırılmalar ve bölgesel krizler fiyatlarda dalgalanmalara neden olurken öngörülemez bir piyasa yapısı meydana getirdi. Enerji, küçük olsun büyük olsun bütün ülkeler için bir milli güvenlik konusu haline geldi. Hayatın her alanının elektrikleştiği bir dünyaya doğru hızla ilerliyoruz. Yapay zeka, nesnelerin interneti ve büyük veri uygulamaları elektrik sektöründe paradigma değişikliklerini tetikliyor, iletim ve dağıtım şebekelerindeki dönüşümü zorunlu kılıyor. 2024'te dünya genelinde 30 bin TWh'in üzerinde elektrik üretildi. Aynı yıl ülkemiz 349 TWh ile dünya üretiminin yüzde 1,1'ini gerçekleştirdi." ifadelerini kullandı...

166 MW Kurulu Güce Sahip İki Santral İçin İmzalar Atıldı
166 MW Kurulu Güce Sahip İki Santral İçin İmzalar Atıldı
İçeriği Görüntüle

“ÜLKEMİZİN ENERJİDE DIŞA BAĞIMLILIĞINI DÜŞÜRMEYİ HEDEFLİYORUZ”

Tarımdan sanayiye, konutlardan ulaşıma kadar her sektörün enerji ihtiyacının arttığını vurgulayan Bayraktar, "Eskiden ülkemizde elektrik tüketimi kış aylarında pik yapardı. Artık yoğun klima kullanımıyla birlikte yaz aylarında yeni tüketim rekorları kırılıyor. Geçtiğimiz Temmuz ayı, tüketim rekorları ayı oldu. Toplam elektrik üretimimiz 36,7 milyar KWh'e çıkarak aylık bazda şimdiye kadarki en yüksek değere ulaştı. 29 Temmuz'da da maksimum günlük elektrik üretimi, 1 milyon 250 bin 178 kWh ile zirve yaptı. 2035'te talebimizin en mütevazı tahminlerle her yıl ortalama yüzde 3,5 artarak 510,5 TWh'e ulaşmasını öngörüyoruz. 2035-2055 döneminde ise yıllık ortalama artış oranının yüzde 5,2 düzeyine yükselerek toplam yıllık tüketimimizin 1.406 TWh seviyesine çıkacağını tahmin ediyoruz. Bu talep artışı ve aynı zamanda üretim kaynaklarındaki geçişkenlikler karşısında Türkiye olarak yeni bir enerji mimarisine ihtiyaç duyuyoruz. Bu çerçevede yeni enerji mimarimizi kurgularken dijitalleşmeyi önceleyen duyarlı, esnek ve rasyonel politika setlerini hayata geçirmeye çalışıyoruz. Bir yandan arz güvenliğini tesis etmeye çalışıyor. Diğer taraftan da 'Enerjide Tam Bağımsız Türkiye' mottosuyla ülkemizin enerjide dışa bağımlılığını düşürmeyi hedefliyoruz." dedi.

“14 GW'A ULAŞAN KURULU GÜCÜMÜZLE AVRUPA'DA 6'NCI, DÜNYADA 12'NCİYİZ”

Dünya enerji sistemlerinin köklü bir dönüşümden geçtiğini, rüzgar ve güneşte rekabetin arttığını, teknolojinin hızla geliştiğini ifade eden Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Erden de, "Ülke olarak kısa sayılabilecek bir zamanda, kömür, hidro, doğal gaz ekseninden rüzgar, güneş, depolama eksenine doğru güçlü bir geçiş yaşadık. Artçı şoklarıyla beraber de geçişi yaşamaya devam ediyoruz. Fakat, bu geçişin akıllı, maliyet etkin ve teknoloji odaklı yürütülmesi mutlaka yüksek stratejik önemdedir. Bugün 14 GW'a ulaşmış kurulu gücümüzle Avrupa'da 6'ncı, dünyada 12'nciyiz. Yatırım ve izin süreçleri devam eden çok güçlü bir portföyümüz var: 18,5 GW depolamalı proje, 2 GW'ın üzerinde devam eden YEKA, 600 MW lisanssız kapasitemiz mevcut. Bu tablo, rüzgarda büyürken enerjide dışa bağımlılığımızı da azalttığımızı ve daha da azaltacağımızı gösteriyor. Bu potansiyel ilerlemeyi sağlayacak temel, Ulusal Enerji Strateji Belgesi ve geçtiğimiz yıl Bakanımız tarafından açıklanan 2035 Yenilenebilir Enerji Vizyonudur. Bu vizyonla 2035 yılında 120 GW yenilenebilir enerji hedefi ve bunu sağlamak üzere yapılacak büyük altyapı yatırım planları ortaya konmuştur. Bu vizyon doğrultusunda devam edecek ilerlemenin önünü açacak en kritik adım ise büyük bir gayretle tamamlanan 'Süper İzin' düzenlemesidir. Yaklaşık 1,5 yıllık titiz bir hazırlık sürecinin ardından yasalaşan bu düzenleme ile rüzgar yatırımlarında 48-60 ay sürebilen önlisans ve izin süreçlerini 24 ayın altına indirme imkanına kavuştuk." diye konuştu.