İnşaat ve Malzeme

Enerji Verimliliği ve Yalıtım, Türkiye’nin Gündeminde

ST Endüstri Radyo’da yayınlanan “İşte Bunu Konuşalım” programında, İZODER Genel Sekreteri Timur Diz, Türkiye’de enerji verimliliği ve yalıtımın mevcut durumunu, mevzuat değişikliklerini ve yapılması gerekenleri değerlendirdi.

ST Endüstri Radyo’da yayınlanan “İşte Bunu Konuşalım” programına İZODER Genel Sekreteri Timur Diz, konuk oldu. Çetin Ünsalan'ın hazırlayıp sunduğu programda, TS 825 standardında yapılan revizyonun soğutma yükünü dikkate almasının önemine dikkat çekildi. Diz, mevcut binaların yenilenmesi için finansman modelleri ve teşviklerin şart olduğunu vurguladı.

FOTO: İZODER Genel Sekreteri Timur Diz

“Enerji Verimliliği Bir Memleket Meselesi”

Timur Diz, enerjiyi verimli kullanmanın sadece enerji kaynakları sınırlı ülkeler için değil, tüm ülkeler için zorunlu bir ekonomik değer olduğunu belirterek şunları söyledi: “Enerjimizi kendi kaynaklarımızla sağlasak bile har vurup harman savurma lüksümüz yok. Enerjiyi verimli kullanmak, gelişmişlik seviyesinin de göstergesi.”

Türkiye’nin son 20 yılda enerji ithalatına 948 milyar dolar harcadığını hatırlatan Diz, bu maliyetin cari açığı doğrudan etkilediğini ifade etti.

TS 825 Revizyonu ile Yeni Dönem

1 Nisan 2025’te yürürlüğe giren TS 825 standardı, ilk kez soğutma ihtiyacını da dikkate alarak enerji tüketimi hesaplamasında önemli bir değişim sağladı. Diz, “Artık binaların soğutma yükü de sınırlandırılıyor. Bu, önümüzdeki beş yılda 1,5 milyar dolar tasarruf anlamına geliyor” dedi.

Yeni düzenlemeyle binalarda enerji tüketiminin 120-150 birimden 70-90 birim aralığına çekildiğini belirten Diz, gelişmiş ülkelerde bu rakamın 30 birim civarında olduğunu ve halen gidilecek yol olduğunu söyledi.

Mevcut Binalar İçin Teşvik Şart

Diz’e göre asıl enerji tüketimi, mevcut binalarda gerçekleşiyor. Türkiye’de yaklaşık 22 milyon binanın önemli bir kısmı yalıtımsız veya düşük standartlarda inşa edilmiş durumda. Avrupa’da bazı ülkelerde yalıtım maliyetinin devlet tarafından karşılandığını hatırlatan Diz, Türkiye’de de benzer bir modelin yeniden hayata geçirilmesi gerektiğini ifade etti. Diz, konuşmasına şöyle devam etti: “Binalarımızda enerji tüketimi sanayiden bile fazla. İnsanlar yalıtımın faydasını biliyor ama ilk yatırım maliyeti nedeniyle adım atamıyor. Bu yüzden düşük faizli ve uzun vadeli kredi modelleri şart.”

Kentsel Dönüşüm ve Enerji Verimliliği Birlikte Yürümeli

Özellikle 2000 öncesi yapılan ve deprem güvenliği açısından risk taşıyan yapıların kentsel dönüşümle yenilenmesi gerektiğini, bu süreçte enerji verimliliğinin de temel kriter olması gerektiğini söyleten Diz, yalıtım ve enerji verimliliği yatırımlarının sadece hane halkına değil, devlet bütçesine de ciddi faydalar sağlayacağını vurguladı. “Tükettiğimiz her enerjiye KDV ödüyoruz. Enerjiyi tasarruf ettiğimizde devlet de daha fazla kazanıyor. Bu nedenle teşvikler, ülkenin toplam maliyetini düşüren bir yatırım.” diyerek sözlerini tamamladı.