Finlandiya menşeili bir marka olan Satel, enerjiden madene kadar geniş bir sektöre hitap ediyor ve radyo haberleşme sistemi kuruyor. Sektörle ilgili yaşanan teknolojik gelişmeleri ve radyo haberleşmesinin önemini konuşmak için bir araya geldiğimiz Satel Telekomünikasyon Mühendisi Barış Er, cihazların ortalama arıza yapma sürelerinin 45 yıllara kadar ulaştığını ve enerjinin olmadığı noktalarda bile akü ya da güneş paneli yardımıyla sorunsuz çalıştığını söylüyor.

Satel markasının yapılanmasından kısaca bahsedebilir misiniz?

Satel, Finlandiya menşeili bir markadır. Radyo modemler temin ederek projelere anahtar teslim haberleşme ağı kurabiliyoruz. Radyo modem diğer teknolojilere göre biraz daha uzman bir network tasarımı gerektiriyor. Bir operatörden hizmet alırken bu hizmetleri operatör sizin adınıza yapıyor oluyor, ama kendi ağınızı kurduğunuz radyo ağlarında bunu sizin yapmanız gerekiyor. Bu bir kere yapılan bir ağ tasarım hizmetidir. Network tasarımını ve her noktadan sinyal ölçümlerini yapıp haberleşme ağını çalışır vaziyette müşterilerimize sunuyoruz. Radyo modemler doğru kurulum ile uzun süre performanslı çalışabilirken, yanlış kurulumlarda sağlıklı haberleşme sağlanamayabilir. Bu yüzden bizim Türkiye temsilcisi olarak verdiğimiz katma değerli mühendislik hizmetlerimiz müşteri memnuniyeti açısından çok önemli olmakta. Ayrıca isteyen müşteriler kısa eğitimler ile bu tasarımı kendileri yapabilir duruma gelebilmekteler.

Radyo haberleşme ağının kullanıcı açısından avantajlarını anlatabilir misiniz?

Radyo haberleşmesinin diğer haberleşmelerden en önemli farkı, size ait bir ağ olmasıdır. Yani bir operatöre gitmeden tüm ihtiyacınızı kendi bünyenizde karşılıyorsunuz. Ekipmanlar tamamen size ait oluyor. Sadece BTK’den cüzi rakamlara frekans kiralanıyor. Operatörlerde yaşanacak arızalar veya bant genişliğindeki değişikliklerden bağımsız oluyorsunuz. Olası bir arıza durumunda kolayca müdahale ediliyor. Sistem sağlam bir şekilde ayakta durduğu şekilde çalışmaya devam ediyor. Sistem fiziksel zarar gördüğünde değiştirilmesi ya da yenilenmesi kısa süre içerisinde gerçekleştiriliyor. Dolayısıyla bu sistemin kullanıcı açısından önemli avantajları bulunuyor. Ayrıca bant genişliğiniz değişmediğinden bir noktaya erişiminizin süresi ne ise her durumda aynı sürede erişim sağlayabiliyorsunuz, bant genişliği dalgalanmaları yaşamıyorsunuz.

Satış sonrası servis hizmeti konusundaki çalışmalarınızı anlatabilir misiniz?

Cihazların ortalama arıza yapma süreleri 45 yıllara kadar ulaşıyor. Bu cihazlar bir yere kurulduktan sonra tamamen unutuluyor. Sadece iki üç yılda bir temizliğinin yapılması tavsiye ediliyor. Bu özelliğiyle de satış sonrası servis konusunda önemli bir hizmet almak ya da bütçe ayırmak gerekmiyor. Biz 20 yıldır Satel markasının distribütörlüğünü yapıyoruz. 20 yıl önce kurduğumuz ve sorunsuz bir şekilde çalışan birçok projemiz bulunuyor. Satel son yıllarda markasına logosuna “Mission Critical Connectivity” ibaresini ekledi. Birçok endüstriyel sistemlerde kritik olan kontrol dataları genellikle yüksek bant genişliği gerektirmiyor. Yıllar boyunca da bu datalar değişkenlik göstermiyor. Örneğin bir gaz dağıtımını düşündüğünüz zaman vanayı açıp kapatmak, akış bilgisi almak gibi standart veriler bulunuyor. Bu veriler neredeyse 10 yıl boyunca hiç değişmiyor. Dolayısıyla bizim kritik olarak kontrol etmemiz gereken data miktarı her zaman düşük kalıyor. Tabi bu sistemin yanına CCTV, görüntü, ses gibi eklemeler yapılıyor ancak bu veriler hiçbir zaman kritik noktada yer almıyor. Acil bir durumda ise sisteme müdahale etmemiz gerektiği durumlarda vana, aç/kapat gibi 1 bitlik bir veriyi gönderebilmek ve geri dönüşünü takip etmek yeterli oluyor. Bu anlamda radyo sistemleri günümüzdeki hızlara kıyasla düşük bant genişliklerinde çalışıyor ama bu kritik dataları taşımak için yeterli hızlara sahip oluyor.

Son dönemde sektöre sunmayı planladığınız yeni ürünler olacak mı?

Son zamanlarda teknolojinin IP’ye doğru kaymasından dolayı yeni IP modeller ön plana çıkıyor. IP destekli yeni modeller bant genişliği ihtiyacı biraz daha fazla oluyor. Modemlerde havadaki frekans modülasyonları değiştirilerek bant genişlikleri artırılıyor. Radyo teknolojisi hala düşük bantta bile olsa sistemlerin önemli sağlam bir haberleşme seçeneği olarak gündemdeki yerini koruyor. Zaman zaman ilk seçenek kablo veya GSM olsa bile yedek olarak radyo sistemleri halen en güvenilir seçenek. Havadaki her frekans bizim için belli bir bant genişliğine sahip olan bir kanal görevi üstleniyor. Yeni modelleri incelediğimiz zaman bant genişliği 121 kbps’e kadar çıkabiliyor. Haberleşme ihtiyacınız bundan daha fazla olursa ikinci bir frekans alıp, bu kanaldan bir tane daha elde edebiliyorsunuz. Örneğin; sahadaki 30 noktanızı bir frekansta çalıştırırken, ikinci 30 nokta için yeni bir frekans daha alıp sistemi hızlandırabiliyorsunuz.

Son dönemde yer aldığınız projelerden bahsedebilir misiniz?

Enerji tarafına baktığınız zaman referanslarımız arasında Bursagaz yer alıyor. Bursagaz’ın Bursa şehrinde yaklaşık 200 tane istasyonu buluyor ve devamlı artıyor. İstasyonlar arasındaki haberleşme radyo ile sağlanıyor. Referanslarımız arasında ayrıca Kıbrıs’ta faaliyet gösteren Kıb-tek elektrik kurumu yer alıyor. Kıb-tek bünyesine yeni istasyonlar ekledikçe sistemleri genişlemeye devam ediyor. Enerji alanındaki bir diğer firmamız ise Enerjisa. Enerjisa’nın bazı barajlarında bizim ürünlerimiz kullanılıyor. Kapak bilgilerinin baraj merkeziyle olan haberleşmesini sağlıyor.

Haberin devamı ST Elektrik-Enerji Dergisi'nin Ekim 2018 sayısında