Otomasyon

Endüstriyel Otomasyon Pazarı Hızla Büyüyor: Cobotlar, Yapay Zekâ ve Humanoid Robotlar Yükselişte

Küresel otomasyon pazarı 2025'te 170 milyar dolar seviyesini aşarken, 2035’e kadar bu rakamın 443 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Yapay zekâ destekli çözümler, cobotlar ve insansı robotlar, üretim süreçlerini dönüştürmeye hazırlanıyor.

Küresel sanayide otomasyonun yükselişi durmaksızın sürüyor. 2025 yılı itibarıyla dünya genelindeki endüstriyel otomasyon pazarının büyüklüğü yaklaşık 170 milyar dolara ulaşmış durumda. Ancak bu yalnızca bir başlangıç. Uzmanlara göre, 2035 yılına kadar pazarın 443 milyar doları aşması bekleniyor. Büyümeyi tetikleyen temel unsurlar arasında yapay zekâ destekli üretim, kolaboratif robotlar (cobotlar) ve insansı robotlar yer alıyor.

KOBİ'LER İÇİN OTOMASYON ALTERNATİFİ: COBOTLAR

Yapay zekâ ve nesnelerin interneti (IIoT) gibi teknolojiler sayesinde üretim hatlarında yalnızca hız değil, akıl da ön plana çıkıyor. Özellikle tahmine dayalı bakım, veriye dayalı karar alma ve anlık optimizasyon gibi uygulamalar, üretim süreçlerinde devrim yaratıyor. Cobot'lar ise yüksek maliyetli tam otomasyon yatırımlarını gerçekleştiremeyen küçük ve orta ölçekli işletmeler için erişilebilir çözümler sunarak otomasyonda demokratikleşmeyi mümkün kılıyor.

Öte yandan insansı robotlar, 2025 yılından itibaren üretim hatlarında test edilmeye başlandı bile. Boston Dynamics, Tesla ve Nvidia gibi devlerin öncülüğünde geliştirilen bu robotlar, gelecek on yıl içinde daha yaygın hale gelecek ve özellikle insan-yoğun görevlerde önemli roller üstlenecek.

ÇİN VE KUZEY AMERİKA LİDERLER KOLTUĞUNDA

Bölgesel analizlere göre ise Asya-Pasifik bölgesi en hızlı büyüyen pazar olarak dikkat çekiyor. Çin, robotik sistemlerin üretimi ve kullanımı konusunda liderliğini sürdürürken; Kuzey Amerika’da özellikle depo otomasyonu yatırımları ön plana çıkıyor. Amazon gibi devler, milyonlarca robotla çalışan sistemleriyle yeni bir standardı temsil ediyor.

Bu büyüme trendine rağmen sektör bazı önemli zorluklarla da karşı karşıya. Siber güvenlik riskleri, yüksek ilk yatırım maliyetleri ve sistem entegrasyonu gibi konular, otomasyon sistemlerinin yaygınlaşmasını yavaşlatabilecek temel engeller olarak öne çıkıyor. Ancak bu engellerin ötesine geçen firmalar, orta ve uzun vadede verimlilik, kalite ve sürdürülebilirlik anlamında önemli kazanımlar elde ediyor.