Ocak 2020 yazımda değindiğim endüstride dijital dönüşüm konusu ivmelenerek devam ediyor. Bu nedenle bu yazımda da dijital dönüşüm konusuna devam etmek istiyorum.

Hiç şüphe yok ki, dijital dönüşüm ona öncülük eden şirketler ve girişimcilere inovasyon ve gelişim anlamında çok geniş bir saha açıyor. Uzun vadede hayatta kalmak ve büyümek için her işletmenin kabullenmek zorunda kalacağı bu dönüşüm, süreci kontrollü olarak yönetmek isteyen işletmeler için hala bir fırsat gibi görünüyor. Ülkemizde dijital dönüşüm ağı içerisinde yer alma yolunda ilerleyen işletmeler hızla kendi dijital ağını kurmaya başlıyor. Bu dönüşüme adapte olamayan köklü firmalar, yıkıcı inovasyon diye adlandırılan yeni kurulan düşük sermayeli küçük ölçekli işletmelerin meydan okuyacağı zorlu rekabet ortamları ile karşı karşıya kalacak.

İşletmelerin dijital dönüşüme ilişkin reflekslerini kökten değerlendirmeleri gerekiyor. Robot entegratör firmalar vasıtasıyla endüstrinin her kolunda endüstriyel robotların kurulumu, devreye alınması ve sistemde otomasyon seviyesinin artırılması dijital dönüşümün sağlanması için yeterli bir parametre değil. İşletmedeki tüm veri akışının dijital olarak kontrolü, veri işleme ve analizi gerekiyor. Ayrıca, işletmelerde Endüstri 4.0’ın tüm alt bileşenlerine uyum sağlayabilecek yazılım ve donanım altyapısının oluşturulması gerekiyor.

Firmalar için ayakta kalma, rekabet edebilme ve sürdürülebilirlik açısından işler zorlaşıyor. Yeni teknolojilerin her zamankinden çok daha hızlı alternatiflerinin ortaya çıktığı günümüzde, şirketler hangi teknolojinin kendileri için daha doğru olduğunu seçme konusunda giderek karmaşık bir yapıyla karşı karşıya geliyor. Bu süreci hızlandırmak için artık birçok ülkede teknoloji danışmanlığı gibi yeni bir hizmet sektörü ortaya çıkmaya başladı. Sonuçta maksimum iş değeri üretmek için farklı teknolojilerin nerede ve nasıl uygulanabileceği konusunda uzman rehberliği sunan şirketler, büyük ve hantal sistemlerin dijital dönüşüme adaptasyonu konusunda hızlı teknoloji çözümleri üretebiliyor.

Ülkemizde Ocak ayı içerisinde MCS Grup önderliğinde, endüstriyel robotlar başta olmak üzere Endüstri 4.0 alt bileşenlerinin internet üzerinden haberleşebildiği 5. nesil mobil ağ (5G) kullanılarak gerçekleştirilen ilk pilot uygulamanın dijital dönüşüm alanında oldukça değerli bir adım olduğunu düşünüyorum.

Dijital dönüşüm konusunda, gençlerin yönlendirilmesine de oldukça önem verilmesi gerekiyor. Örneğin her yıl gençlerin bir araya gelerek farklı alanlardan uzman kişilerle, geleceğe yönelik fikirleri paylaştığı Young Guru Academy (YGA) dijital dönüşüm alanında birçok firma ile işbirliği yaparak dijital dönüşüm farkındalığını artırmak konusunda önemli projelere imza atıyor. Son olarak, Kasım ayı içerisinde benim de katıldığım ve Robot Yatırımları Zirvesi ve Sergisi sponsorluğunda Endüstriyel Otomasyon Sanayicileri Derneği (ENOSAD) ve Uluslararası Robotik Federasyonu (IFR) arasında gerçekleştirilen işbirliği toplantısı Ocak 2020 itibariyle üyelikle sonuçlandı. ENOSAD ve IFR Türkiye’nin uluslararası normlarda robot yapısının yaygınlaştırılması, istatistiki verilerin tutulması ve hukuki boyutunun takip edilmesi gibi konularda altyapı oluşturulması amacıyla işbirliği anlaşmasına vardı.

Önümüzdeki aylarda dijital dönüşümle ilgili yeni gelişmeleri paylaşmak üzere, hepinize inovatif robotik çözümlerle dolu keyifli yeni bir ay diliyorum.