Uluslararası Enerji Ajansı (IEA)’nın yayımladığı Dünya Enerji Görünümü 2025 (World Energy Outlook 2025 – WEO) raporu, küresel enerji güvenliğinin giderek karmaşıklaştığı, teknolojik dönüşümün hızlandığı ve jeopolitik risklerin enerji politikalarını yeniden şekillendirdiği bir dönemde yön gösterici nitelikte. Rapor, enerji arz güvenliği, sürdürülebilirlik ve ekonomik rekabet gücü arasındaki hassas dengeyi korumanın, önümüzdeki on yılın en kritik stratejik önceliği olacağına dikkat çekiyor.

IEA İcra Direktörü Dr. Fatih Birol, “Enerji dünyasının tarihinde aynı anda bu kadar çok yakıt ve teknoloji üzerinde bu ölçekte güvenlik gerilimi yaşandığı bir dönem olmadı. Hükümetlerin 1973 petrol krizinden sonra IEA’yı kurarken gösterdiği kararlılığı yeniden göstermesi gerekiyor.” diyerek, devletleri çeşitlendirilmiş arz politikaları ve güçlü uluslararası iş birlikleri konusunda uyardı.

KÜRESEL ENERJİ DENGESİ DOĞU’YA KAYIYOR

WEO 2025, enerjide ağırlık merkezinin Çin’den Hindistan, Güneydoğu Asya, Orta Doğu, Afrika ve Latin Amerika’ya doğru kaymakta olduğunu ortaya koyuyor. Bu gelişmekte olan bölgeler, 2030’a kadar küresel enerji talebinin büyük bölümünü üstlenecek. Ancak rapor, hiçbir ülkenin Çin’in geçmişteki enerji yoğun büyüme oranına yaklaşamayacağını vurguluyor.

Buna rağmen, elektrik, mobilite, ısınma, soğutma ve veri merkezleri gibi enerji hizmetlerine olan talep hız kesmeden artıyor. Özellikle yapay zeka ve dijitalleşme temelli süreçlerin yarattığı elektrik ihtiyacı, gelişmiş ekonomilerde bile tüketim artışını hızlandırıyor.

KRİTİK MİNERALLERDE TEK MERKEZ RİSKİ

Enerji dönüşümünün bel kemiğini oluşturan nikel, kobalt, lityum gibi kritik mineraller alanında ise yüksek coğrafi yoğunlaşma dikkat çekiyor. IEA verilerine göre, enerjiyle bağlantılı 20 stratejik mineralin 19’unda tek bir ülke rafinasyon kapasitesinin yaklaşık %70’ini elinde bulunduruyor. Bu durum, elektrik şebekelerinden bataryalara, savunma sistemlerinden yapay zeka çiplerine kadar pek çok stratejik sektörde arz kırılganlığı riskini artırıyor.

Rapor, bu tek merkezli üretim yapısının tersine çevrilmesinin yavaş ilerlediğini, tedarik zincirlerinin çeşitlendirilmesi için hükümetlerin daha kararlı politikalar geliştirmesi gerektiğini belirtiyor.

ELEKTRİK ÇAĞI RESMEN BAŞLADI

Radyatörde Estetik ve Performansı Birleştiriyor
Radyatörde Estetik ve Performansı Birleştiriyor
İçeriği Görüntüle

Raporun en dikkat çekici başlıklarından biri, IEA’nın “Elektrik Çağı (Age of Electricity)” olarak adlandırdığı yeni döneme giriş. Rapora göre, elektrik talebi tüm senaryolarda toplam enerji kullanımından çok daha hızlı artıyor. Elektrik üretimi ve elektrifikasyon yatırımları, artık küresel enerji yatırımlarının yarısını oluşturuyor. 2025 yılında veri merkezlerine yapılacak yatırımların 580 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Bu da küresel petrol arzına yapılan yatırımları geride bırakıyor.

Birol, bu tabloyu “‘Veri yeni petroldür sözü artık mecaz değil, ekonomik bir gerçek haline geldi.” sözleriyle değerlendirdi. Bununla birlikte, şebeke yatırımları ve enerji depolama kapasitesinin bu hızla büyüyen talebi karşılayamadığı uyarısı da yapılıyor. Elektrik üretimi yatırımları 2015’ten bu yana %70 artarken, iletim ve dağıtım altyapısına yapılan yatırımlar aynı oranda büyümedi.

YENİLENEBİLİR ENERJİ VE NÜKLEER YENİDEN YÜKSELİŞTE

Tüm WEO senaryolarında yenilenebilir enerji, özellikle güneş fotovoltaiklerinin öncülüğünde en hızlı büyüyen enerji kaynağı olmayı sürdürüyor. Rapor, 2035 yılına kadar küresel enerji tüketimindeki artışın %80’inin yüksek güneş ışınımına sahip bölgelerde gerçekleşeceğini öngörüyor. Bununla birlikte, uzun yıllar durgun seyreden nükleer enerji de yeniden önem kazanıyor. Küresel nükleer kapasitenin 2035’e kadar en az %30 artması bekleniyor.

PETROL VE GAZDA ARZ BOL, RİSKLER KALICI

Kısa vadede küresel petrol ve doğal gaz arzının bol olacağı öngörülse de, piyasalardaki kırılganlık sürüyor. Yeni sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) projeleriyle birlikte, 2030’a kadar küresel LNG arzının %50 artacağı tahmin ediliyor. Ancak jeopolitik riskler, enerji geçiş politikalarındaki zayıflık veya düşük fiyatlara bağlı olarak hızla artabilecek talep, mevcut dengeyi bozabilir.

EVRENSEL ERİŞİM VE İKLİM HEDEFLERİNDE TABLO ENDİŞE VERİCİ

Rapor, evrensel enerjiye erişim ve iklim değişikliğiyle mücadele olmak üzere iki alanda küresel ilerlemenin yetersiz kaldığını belirtiyor. Hala 730 milyon insan elektriksiz, 2 milyar kişi ise sağlığa zararlı pişirme yöntemlerine bağımlı yaşıyor. IEA’nın yeni senaryosu, 2035’e kadar evrensel elektriğe erişim, 2040’a kadar ise temiz pişirme olanaklarına ulaşım hedefi koyuyor.

Ancak rapora göre, mevcut hızla devam edilirse küresel sıcaklık artışı 1.5°C sınırını aşacak.
IEA, yine de kararlı politikalarla bu eşiğin uzun vadede yeniden altına çekilebileceğini belirtiyor.

ENERJİ DAYANIKLILIĞI YENİ GÜVENLİK PARADİGMASI

Raporun son bölümünde enerji sistemlerinin dayanıklılığı ön plana çıkıyor. 2023 yılında kritik enerji altyapısında yaşanan kesintiler, dünya genelinde 200 milyondan fazla haneyi etkiledi. Bu olayların %85’i iletim ve dağıtım şebekesi hasarlarından kaynaklandı. IEA, hükümetlere ve yatırımcılara, enerji altyapılarını iklim değişikliğine, siber saldırılara ve yeni nesil risklere karşı güçlendirme çağrısında bulunuyor.