E-ticaretin büyümesiyle birlikte, sipariş hacmi ve karmaşıklığı artmış, bu da depo operasyonlarının hız ve verimlilik gereksinimlerini önemli ölçüde yükseltmiştir. Depo otomasyonu, sipariş hazırlama, paketleme, envanter yönetimi ve ürün sevkiyatı gibi süreçleri optimize ederek, e-ticaret şirketlerinin müşteri taleplerini daha hızlı ve hatasız bir şekilde karşılamasını sağlamaktadır.

Ancak rekabet avantajını sürdürülebilir kılmak için otomasyon yatırımlarının, dijital dönüşüm, veri analitiği ve müşteri odaklı stratejilerle desteklenmesi gerekir. Rakiplerin benzer teknolojilere yatırım yapması durumunda, sadece otomasyona güvenmek yeterli olmayabilir. İnovatif çözümler, teknoloji entegrasyonu ve esnek operasyonel süreçler, e-ticaret firmalarının uzun vadede rekabet avantajını korumak için kritik bir rol oynar.

ST Endüstri Radyo'da yayımlanan Otomasyonun Seyir Defteri programına konuk olan Bonumech İş Geliştirme Uzmanı Altan Özgür, e-ticarette kritik bir öneme sahip depo operasyonlarına ilişkin değerlendirmede bulundu.

DEVASA DEPOLARDA ON BİNLERCE ÜRÜN YÖNETİLİYOR

E-ticaret sektörünün devasa bir boyuta geldiğini söyleyen Özgür, konuşmasına şu sözlerle başladı: "Özellikle son iki ya da üç yıl içerisinde e-ticaret sektöründe adı bilinen büyük şirketler, yaptıkları yatırımlar sayesinde devasa depolarda on binlerce ürünü aynı anda depolayıp aynı anda sevk edebilecek hale geldiler. Burada doğal olarak hacimden bahsederken deponun işletilebilirliği de gündeme geldi. Buradaki işletebilme anlamında da doğru yazılımlarla, doğru algoritmalarla, doğru ürünleri doğru noktadan çekip bunları son kullanıcıya ulaştırabilecek olan kapalı sistemler üzerine konuşmaya başladık."

"Sürdürülebilirlik Sadece Bir Hedef Değil Aynı Zamanda Varoluş Nedeni" "Sürdürülebilirlik Sadece Bir Hedef Değil Aynı Zamanda Varoluş Nedeni"

DEPOLAR TAMAMEN OTOMOTİZE EDİLDİKTEN SONRA...

Depoların otomatik depoya dönüşme çabalarının şu anda zaten başladığını ve bu konudaki yatırımları yakından takip ettiklerini söyleyen Özgür, "Buradaki yatırımların en büyük endişesi de bu ölçekteki, bu büyüklükteki depoları tamamen otomotize ettiğinizde ve insan faktörünü buradan kademeli olarak çektiğinizde, günün birinde acaba herhangi bir problem olursa ben bu depodan ürünlerimi nasıl dışarı çıkarabilirim ya da bu depodan ürünlerimi nasıl içeri alabilirim şeklinde oluyor. İşte esas bu aşamada kullanılacak olan teknolojinin ve yazılımların güvenilirliği ve burada katmanlı olarak dış iletişime engel koyabilecek olan güvenlik sistemlerin etkinliği belirleyici faktör olmaktadır. Bunun mühendisliğini Türkiye içerisinde gayet rahat yapabileceğimizi görüyorum. Tercihen bu konuda hala Avrupa pazarındaki firmalarla ilgili çalışmalar söz konusu, müşterilerimiz hala onlarla da bir fikir alışverişine girmekte. Ama şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki günümüz mühendislik anlamında hem mekanik hem de yazılım mühendisliği anlamında dünya standartlarını çok rahat yakalayabildik ve bu konuda çalışmalarımızı ve AR-GE çalışmalarımızı devam ettirebilecek bir boyuttayız." diyerek sözlerini tamamladı.

Editör: Ayşete Yavaş