İstanbul Avrupa Yakası’nda 5,5 milyondan fazla aboneye elektrik dağıtım hizmeti sunan Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş. (BEDAŞ), enerji sektöründe yaşanan büyük dönüşüme Ar-Ge çalışmaları ile katkı sunuyor. Ar-Ge projesi kapsamında, çevre dostu ve düşük maliyetli hidrojen depolama sistemleri geliştirmeye yönelik önemli bir bilimsel başarıya imza atıldı.
“SÜRDÜRÜLEBİLİR ENERJİ SİSTEMLERİ VE YAKIT HÜCRELERİ ALANLARINDA KULLANILABİLİR”
BEDAŞ’ın Ar-Ge ekibi ile Pamukkale Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necip Atar tarafından geliştirilen proje kapsamında atık biyokütle kullanılarak yüksek hidrojen depolama kapasitesine sahip gözenekli karbon yapılar üretildi. BEDAŞ’tan yapılan açıklamada atık biyokütlenin değerlendirilmesinin, yenilenebilir kaynaklardan karbon bazlı malzemeler üretmenin etkili ve ekonomik bir yolu olarak öne çıktığını ifade edilerek, “Çalışmalarımız sonrasında organik atıklardan elde edilen biyokütle, termokimyasal yöntemlerle işlendi ve karbon bazlı nanomalzemeler haline getirildi. Bu malzemeler, hidrojenin daha verimli depolanabilmesi amacıyla çeşitli metalik nano parçacıklarla doplandı. Elde edilen gözenekli ve grafit türevi karbon yapılar, özellikle metal katalizörlerle desteklendiğinde hidrojen tutma verimliliğinde önemli iyileşmeler sağlandığı gözlemlendi. Sürdürülebilir enerji sistemleri ve yakıt hücreleri gibi alanlarda kullanım potansiyeli taşıyan yenilikçi bir enerji depolama çözümü geliştirmeyi başardık. Yaptığımız çalışmalar, yalnızca enerji verimliliği açısından değil, aynı zamanda çevresel sürdürülebilirlik yönünden de önem teşkil etmektedir.” denildi.
GELECEĞİN TEMİZ ENERJİ TEKNOLOJİLERİNE YÖNELİK ÖNEMLİ BİR ADIM
Atar tarafından geliştirilen Ar-Ge projesi organik atıklardan elde edilen biyokütlenin ölçüm sonuçları, hidrojen ekonomisinin gelişimine katkı sağlarken, geleceğin temiz enerji teknolojilerine yönelik önemli bir adım olarak da değerlendiriliyor. Bu sayede, hidrojen tutma kapasitesi literatüre göre daha yüksek olan karbon bazlı malzemenin; enerji kesintileri sırasında abonelere daha uzun süre enerji tedariği sağlanmasında önemli bir etkisi olacağı öngörülüyor.