Dünyada mikro boyuttaki bir virüsün küresel olarak hayatımızı makro boyutta nasıl zora soktuğunu hep birlikte gözlemliyoruz. İnsanlığın geçmişte zor durumlarda hep daha güçlü çözüm alternatifleri ortaya koyduğunu varsayarsak, içinde bulunduğumuz durum ortaya çıkan ihtiyaçlar sebebiyle başta sağlık, imalat ve lojistik alanları olmak üzere hayatımızın birçok alanında dijital dönüşüm ile ilgili gelişmelerin süratle çoğalacağını gösteriyor.

Sağlık alanında uzaktan yönlendirilebilen veya otonom olarak çalışan ve minimum riskle insanla temas sağlayabilen servis robotlarının sayılarının artması gerekliliği çok net olarak ortaya çıkıyor. Aynı zamanda, mikro robotik sistemler ve giyilebilir teknolojik ürünler insan bedeninden veri almak için temel donanımlar olmaya başladı. Robot yardımlı laparoskopik cerrahi başta olmak üzere insan bedenine yönelik birçok robotlu uygulama işlevsel olarak kullanılmaya başlandı. Bunun yanında, sağlık sorunları için uzaktan, hastanelere gitmeden ve enfeksiyona yakalanma riskini en aza indirerek kullanılabilen teletıp (telemedicine) yöntemi aracılığıyla yapılan işlemler sağlık alanında dijital dönüşümün temellerini oluşturuyor. Bu kapsamda, insana yönelik biyomekatronik sistem geliştirme ile ilgili Ar-Ge çalışmaları hızla gelişme kaydediyor. Dünyada ve ülkemizde mekatronik sistemlerin biyosistemlerle entegrasyonunu sağlayan biyomekatronik alanında yeni kurulan başlangıç (startup) firmalarının, katmanlı (eklemeli) imalat, büyük veri analitiği, yapay zeka ve makina öğrenmesi algoritmaları ile sağlıkta dijital dönüşüme ve teknolojik entegrasyona büyük katkı sağlayacağını değerlendiriyorum. İnsan bedeniyle ilgili dış iskelet robotları, soft robotik sistemler, ortez-protez ve hareket kontrol sistemleri biyomekatronik disiplininde hızla gelişen konular arasında yer alıyor.

***

Otomasyon sistemlerinin dijital dönüşümünü de değerlendirmekte fayda var. Otomasyon sistemleri içerisinde robotik sistemlerin yanında, tedarik zincirlerinden endüstriyel haberleşme donanımlarına, otomatik depolama sistemlerinden (AS/RS) kargo taşımacılığına kadar tüm alt sistemler dijital dönüşüm ile uzaktan takip ve kontrol edilebilecek hale geliyor. Artık, bulut ve internet tabanlı e-öğrenme, e-eğitim, e-kurum sistemlerinin yanında e-otomasyon sistemleri de entegre dijital dönüşümün alt sistemlerini oluşturmaya başladı. 

Diğer yandan, üretime entegre bir yaklaşım sağlayan dijital üretim, yeni nesil üretim modeli olarak karşımıza çıkıyor. Bu sistemde, ürün yaşam döngüsü tedarik zinciri için kaynakların seçiminden nihai ürüne kadar tüm sistemi kapsayacak şekilde dijital verilerin kullanıldığı mühendislik tasarımıyla şekilleniyor. Bu aşamada, süreçler ve üretim teknolojisi hakkında gerçek zamanlı olarak alınabilen her bir geri bildirim, performansı artırmak için sisteme bir girdi sağlıyor. Bu nedenle, nesnelerin interneti (IoT) ile uyumlu her bir alt sistem akıllı fabrikalara doğru giden yolda bir zorunluluk oluşturmaya başladı. 

Önümüzdeki aylarda dijital dönüşümle ilgili yeni gelişmeleri paylaşmak üzere, hepinize inovatif robotik çözümlerle dolu sağlıklı bir ay diliyorum.