Satış-Pazarlama şirketi Lodamaster; yurt dışı partnerleri ile konveyör otomasyon sistemleri, sorter (ürün ayrıştırma) sistemleri, kamyon, tır ve konteynır yüklemeleri ile depo içi teknolojileri konularında global çözümler üretiyor. Firma, depo içi otomasyon ve verimlilik projeleriyle yükleme-boşaltma operasyonları konularındaki uzmanlığı ile mevcut operasyonları yerinde analiz ederek hem bir danışmanlık hizmeti veriyor hem de operasyon için en uygun çözümleri müşterilerine sunuyor.

Kapak konumuz tekstil olduğu için sektör odaklı röportajımıza başlayalım istiyorum… Lodamaster’a göre tekstil sektörü nasıl bir sektör, değerlendirme alabilir miyiz?

Lodamaster olarak sorter otomasyon sistemleri ve anahtar teslim çözüm sunabilen bir firmayız. Tekstil sektörü ise hedeflediğimiz alanlardan birini oluşturuyor. Biz, uzun yıllardır Equinox’un resmi partnerliğini yapıyoruz. Equinox’un sorter sistemlerini tekstil alanında Colin’s gibi markalara uyguladık. Bu markaların transfer ve dağıtım merkezleri için piyasadaki en iyi ve en kaliteli sistemlerin uygulamasını gerçekleştiriyoruz. 

Tekstil alanında özellikle yerli firmalar, kaliteli ürünler çıkararak kendi iş hacimlerini büyütüyorlar. İş hacimlerini büyütmek, sadece kendi kaliteleri yahut ürün çeşitliliğiyle değil; biraz da lojistiğini yönetmeleriyle oluyor. O noktada da Lodamaster ve Equinox devreye giriyor. Bu ürünlerin ayrıştırılması ve belli rotalara gönderilmesi için bir teknolojiye ihtiyaç duyuluyor. Bizim Split Tray ve Slide Tray sorter çözümlerimiz de bu sistemlere cevap verebiliyor. 

Söz konusu sistemlerin kullanıcılara sunduğu avantajlar nelerdir?

Colin’s’in deposunda Equinox’un Split Tray sorter sistemini uyguladık. Split Tray sorter sistemleri saatte 6 bin adetten 30 bin adede kadar tekil ürünü sınıflandırabilecek kapasitede ürünlerdir ve yaklaşık 300 çıkışlı bir yapıya sahiptir. Bu, müşterilerimizin günlük/aylık/yıllık bazda muhteşem bir kapasiteye ulaşmasını sağlıyor. Manuel olarak operatörlerle yapığınız sistemde, bu çözümün belki de 1/10’una ulaşamayabilirsiniz. Gün içerisinde milyon adetlerin dağıtımından bahsediyorum... 

Biz Colin’s’in deposu için Hollandalı partnerimiz Equinox ile beraber çalıştık. Türkiye’de projelendirme, yönetimi ve servisini sağlayabiliyoruz. Split Tray sisteminde ürünler, operatörler tarafından tepsilere besleniyor ve tepsilere beslenen ürünlerin barkodları sabit bir barkod okuyucu altından geçerek okunuyor. Daha sonra 300 tane çıkıştan, ilgili çıkışta tepsiler açılarak aşağıya bırakılıyor. Bu 300 çıkışı da müşteri istediği gibi yönetebiliyor. İsterse sipariş isterse rotasyon isterse mağaza bazlı; isterse de iade gelen ürünleri beden bazlı ayırabiliyorlar. Büyük bir kolaylık… Bunun daha sonra raporlanması ve sunulması tabii müşteriler için iyi bir avantaj.

Lodamaster için ‘Termin sürelerinden daha hızlı hareket ettiği’ yönünde duyumlar alıyoruz… Sahiden de böyle mi, bunun sırrı nedir?

Üretimle ilgili kısımda doğru bir planlama yaptığınız zaman, vereceğiniz termin sürelerinden daha hızlı bir şekilde hareket edebiliyorsunuz. Bizim en çok vakit harcadığımız kısım, aslında sözleşmenin imzalanma aşamasında uzlaşılma kısmıdır. Bu zamana kadar ticari ve teknik konular sürekli görüşülüyor ancak sözleşme imzalanınca en zor kısım bitmiş oluyor. Çünkü Lodamaster’da bundan sonraki evre standartlaşmış durumda! Ürünün teknik yapısı (kaç çıkışlı bir sorter olacak, saatteki kapasite oranı, kullanılacak teknoloji vs) belirlendiği dakikadan sonra yetişmiş elemanlarınız varsa ve gerçekten de kaliteli iş yapabiliyorsanız, sorun yoktur. Ancak şu var ki Lodamaster’ın toleranslı verdiği termin süreleri, başka firmalar için en erken zaman anlamına gelebiliyor. Belki 10 hafta yerine 12 hafta diyebiliriz ama iş realiteye denk geldiğinde gerçekten güzel bir projelendirme dönemi geçirdiyseniz (ki biz Colins’te gerçekten keyifli bir projelendirme dönemi geçirdik) iş başkalaşabiliyor. Evet, Colin’s bizim için bir müşteri, biz de onlar için sadece bir tedarikçiyiz ama çalışmaya başladığımızda oldukça samimi bir ortam oluştu. Toplantılarımız masa başı toplantılarından ziyade sıcak bir atmosferde ilerledi. Elbette bu içtenlik de projelendirmelerimize yansıdı ve oluşan kalite, sahada kuruluma yansıdı.

Peki, Lodamaster’in gündeminde son dönemlerde ne var?

Lodamaster her sene bünyesine yeni partnerler katıyor. Biz şu anda beş firmadan oluşan bir grup haline geldik. Lodamaster Depo ve Yükleme Teknolojileri çatı firmasında entegratör firmayız. Lodamaster teknik üretim firmamız… AGV, yazılım ve otomasyon firmamız. Lodamaster APS ise Danimarka’da satış ve proje firmamız var ve Lodamaster UK ise Manchester’da Ür-Ge ve Ar-Ge faaliyetlerinin bir kısmını gerçekleştirdiğimiz firmamız bulunuyor. Buradaki siparişlerimizde biz üretebildiklerimizi burada üretiyoruz, yapamadığımız özel işlerde oradan fayda sağlıyoruz. 
Şu anda ERP’ye geçiyoruz. Böylelikle müşterilerimize çok daha hızlı yanıt vermek istiyoruz. İşimizdeki kaliteyi, ERP ile perçinlemiş olacağız. Yeni partnerlikler aldık. Özellikle teknoloji, Endüstri 4.0 yolunda ilerlediğinden dolayı biz de ilerliyoruz. Örneğin yurt dışında devasa depolarda yapay zekayla yürütülen, rafları taşıyan, robot sistemleri var. GreyOrange firmasıyla bir partnerliğe başladık ve Türkiye’de yapay zeka döneminin öncüsü olmak istiyoruz. Bu şekilde distribütörlük alan ilk firmayız. Yapay zeka ile depo ve sipariş yönetimi yapacak robotlarımız var artık. ‘Goods to man’ şeklinde ürünleri kişiye getirerek ara taşıma, ara stoklama, siparişlerin birleştirilmesi kargaşasını ortadan kaldırıyoruz. Herhangi bir ışıklandırma, aydınlatma olmadan ara taşımada yönetimsel kararlara ihtiyaç duyulmadan tamamen yazılıma bırakıyoruz. Bu konuda da sağlam bir partnerimiz oldukça güçlü... 

Size şu şekilde açıklayayım: Amazon Kiwa’yı satın aldı. Kiwa çok iyi bir firmaydı. Kiwa’nın da en büyük rakibi GreyOrange firması, biz de onun partneriyiz. 500 kişilik bir firma ve bunun yaklaşık 350 kişisi yazılım, IT ekibi… Onlarla çözümlerimizi bu sene içerisinde ya da en geç 2019 yılı içerisinde devreye alacağımızı düşünüyoruz.

Dolar/avro paritesi sizi etkiliyor mu?

Büyük projelerde etkilemiyor çünkü bu yapıdaki firmalar aslında yurt dışıyla daha çok ihracata yönelik çalışan kısmı oluşturuyor. İhracata yönelik olan firmaları da dolar/avro tam tersine etkiliyor diyebiliriz. Daha çok orta çaplı ve küçük yatırımlarda etkilenme görülebiliyor. Ancak bizim penceremizde henüz bu etkiyi görmedik, üretim planımız dolu. Dolayısıyla 2019’a yöneliyoruz. Henüz niş bir alan olmasına karşın GreyOrange ile yapay zeka, Endüstri 4.0 konularında projeler geliştirmek istiyoruz.

Bu aslında muhteşem bir proje gibi gözüküyor… Son olarak bizlere avantajlarından bahseder misiniz?

Evet, biz firmalar için çeşitli hesaplamalar yapıyoruz. Mesela diyelim ki siz internetten üç parça sipariş veriyorsunuz. Örneğin bir tonik, bir göz kalemi, bir de ruj sipariş ettiniz… Bunun üçü de farklı yerlerde depolanıyor.  Ancak bu sistem üzerinden daha önce bu siparişlerin ortalaması alınarak (yazılım bunu anlık olarak alıyor) bu ürünlerin birbirine yakın olarak stoklamasını yönetiyor. Sizin yakın gelecekteki sipariş talebinizi bile raporlayabiliyor. Böylelikle en hızlı şekilde bunu sağlıyor. Zaten söz konusu sistem de mevcut teknolojiler içerisindeki en hızlı olanıdır. Daha hızlısı yok, bu yüzden de memnunuz. Yatırım maliyeti açısından evet, normal sorter maliyetlerinden biraz pahalı ama size sağladığı avantajlar bakımından kazanç çok yüksek. Ayrıca kendi kendini çok kısa bir süre içerisinde de amorti edebiliyor.