Türkiye’de paketli kimyasal ürün kontrat lojistiğinde yüzde 35 pazar payına sahip olan ve Türkiye’nin kimya sektörüne özel ADR’li dağıtım ağına sahip tek firması konumundaki Dinçer Lojistik, bölgesel depo ve dark store yapılanmasına yaptığı yatırımlarla 2021 yılında önemli bir büyüme ivmesi yakalamayı hedefliyor. Doğru ürünün, doğru miktarda, doğru biçimde, doğru zamanda, doğru kaynaktan, doğru yolla, doğru fiyata sağlanması yani lojistiğin 7 doğrusunun Endüstri 4.0 ile birlikte yeniden şekillendiğini ifade eden Dinçer Lojistik Perakende Çözümler Direktörü Mehmet Alp ile yakın dönem yatırımlarını ve 2021 yılı hedeflerini konuştuk. 

Merhaba Mehmet Bey, bize Dinçer Lojistik’in yapılanmasını ve yakın dönem iş gündemini anlatmanızı rica ediyoruz.  

2003 yılında kurulan Dinçer Lojistik; hızlı tüketim malları, kimya, inşaat, madeni yağ, kozmetik, ambalaj, endüstriyel ürünler ve otomotiv yan sanayi sektörlerinin ulusal ve uluslararası ölçekte öncü firmalarına yurt içinde kontrat lojistiği hizmeti sunmaktadır. İstanbul, Kocaeli, Bursa, İzmir, Muğla, Antalya, Adana, Gaziantep, Diyarbakır, Trabzon, Samsun, Kayseri, Ankara ve Afyon’da transfer merkezi ve/veya dedike bölgesel deposu ile yaklaşık 100 müşterisine hizmet vermektedir. Yüzde 35 büyüme hedefi ve 1000 yakın çalışanımızla yolumuza devam ediyor olup, kimya ve hızlı tüketim sektöründe 20 yıllık tecrübesiyle Dinçer Lojistik her gün gücüne güç katarak büyüyor.

Markanız lojistik alanında ne tür faaliyetlerde bulunuyor? Ülkemize alanında ne gibi ilkleri kazandırdınız? 

Türkiye’de paketli kimyasal ürün kontrat lojistiğinde yüzde 35 pazar payı ile lider firma olup, Türkiye’nin kimya sektörüne özel ADR’li dağıtım ağına sahip tek firmasıdır. Nakliye hizmetinde sisteme kayıtlı 30 bin araç ve 650 adet ADR standartlarına uygun öz mal & sözleşmeli araç ile 12 farklı ilde bölgesel transfer merkezi sağlamaktadır. Depolama hizmetinde ülke geneline yayılmış dedike ve bölgesel depo ile 250 bin metrekare depolama alanı ve 300 bin palet kapasitesi mevcuttur. Nakliye ve depolama hizmetlerine ek olarak, paketleme, kutulama, shrinkleme, etiketleme, bertaraf hizmetleri, promosyon paketleri ve agregasyon hizmetleri sunmaktadır. 

Yeni depo, tesis ya da teknoloji yatırımı kararı nasıl veriliyor? Öne çıkan yatırım kriterleri nelerdir? Yakın dönemde ne tür bir yatırıma imza attınız? Ne gibi özellikleriyle öne çıkıyor?

Mevcut müşterilerimizin ve sektörde hizmet verdiğimiz alanlarda oluşabilecek potansiyel hedef ve büyüme öngörüleri baz alınarak ihtiyaç noktaları iyi analiz edilerek buna yönelik tesis ya da teknoloji yatırımları yapılmaktadır. Yatırımlarımız sadece Türkiye çapında değil aynı zamanda yurt dışındaki gelişmeleri de takip eden ve öncü olmak isteyen bir firmayız. Bu bağlamda, en iyi teknolojileri uygulamaya yönelik sürekli kendimizi geliştiriyoruz. Ana odağımızda her zaman pazarın ve müşterilerimizin ihtiyaç ve taleplerini hızlı, sürdürülebilir ve yenilikçi yaklaşımla karşıladığımızdan, yatırımlarımızı da bu doğrultuda gerçekleştiriyoruz.

Lojistik 4.0 vizyonunuz nedir? Lojistik depolarınızda ne tür teknolojiler kullanılıyor? 

Endüstri 4.0, bilgi teknolojileri ile donatılmış insan odaklı bir çağ olup kendi kendini yönetebilen süreçlerin olduğu akıllı fabrikalar, birbirleriyle haberleşen, sensörlerle ortamı algılayabilen ve veri analizi yaparak ihtiyaçları fark edebilen robotların olduğu akıllı bir dünya olarak karşımıza çıkıyor. Bu, bizlere insanın kas gücünden çok beyin gücünü kullanacağı, daha kaliteli, daha verimli, daha hızlı ve kayıpsız bir model sunuyor. Doğru ürünün, doğru miktarda, doğru biçimde, doğru zamanda, doğru kaynaktan, doğru yolla, doğru fiyata sağlanması yani lojistiğin 7 doğrusu yeniden şekilleniyor. Biz de taşımacılık, kontrat lojistiği, tanker taşımacılığı, tedarik zinciri yönetimi alanında Endüstri 4.0’dan aldığımız ilhamla bugün, sektöre yeni nesil bir bakış açısı getiriyoruz.

Depolarınızdaki operasyon süreçlerini a’dan z’ye paylaşır mısınız?

Depolama süreçleri genel olarak beş aşamada incelenmektedir. Bu aşamalar mal kabul süreci, malların depo içerisinde taşınması süreci, istifleme süreci, sipariş toplama süreci ve son olarak malların depodan sevkiyatı süreci olarak gerçekleşmektedir. Düzenli ve disiplinli bir iş çalışması ile birlikte yürüyen depolarda hem iş hacmi gelişmiştir hem de depo iş süreçleri başarı ile yürütülerek müşterilerin müşteri memnuniyeti sağlanabilmektedir. Bu doğrultuda operasyon sürecimizin KPI’larını günlük olarak takip ediyor, her gün bir önceki günden daha iyi olmayı hedefliyoruz.

Lojistik depolarınızdaki ekipmanlarda tercih yerli mi yabancı mı oluyor? Neden? 

Öncelikle ülkemizin kalkınması için şirketimizin stratejik hedefleri doğrultusunda, eğer yerli ekipman veya sistem alternatifi varsa önceliklendirmeyi bu yönde yapıyoruz. Eğer yerli ürünlerle talebi karşılama şansımız yoksa ya da yerli ürünlerde kalite standartlarını yakalayamadığımız noktalarda o zaman yabancı ürünlere yöneliyoruz. Yerli firmaların desteklenerek büyümesi bizim açımızdan fazlaca kıymetli. Ayrıca, ülke ekonomisine katkı sağlanılacak olması, daha ekonomik olması, tedarik süresinin daha kısa olması, kendi gerçeğimize uygun çözümler olması ve satış sonrası teknik destek ve servis imkanlarının kolaylığı göz önüne alındığında yerli ekipman tedariği önceliğimiz.

Proje yönetiminde önemli başarı kriterleri nelerdir?

Proje yönetiminde öncelikle SMART hedefler koyarız. Spesifik, Ölçülebilir, Ulaşılabilir, İlgili Amaca Hizmet Eden ve Zamanlaması Olan hedefler ile yola çıkarız. Projelerde hedefe ulaşılmasına katkı sağlayan araçlar durumundaki “faaliyetleri”, hedef olarak görmek sıkça yapılan bir uygulama olmasına rağmen, bizler Dinçer Lojistik olarak SMART yöntemini hedeflere olduğu gibi faaliyetlere de uygulamanın bilincindeyiz. Ayrıca, projelerde ve iş hayatında hedef ve faaliyet belirlemede, kısacası gelecek planlamasında büyük yarar getiren pratik bir yönetimdir. 

Dinçer Lojistik olarak, ilk olarak, proje başlamadan proje başarı kriterlerini ve performans göstergelerini belirleriz. Proje hazırlama aşamasında ve mantıksal çerçeve yaklaşımı sırasında, tüm paydaşlarınızla ortak başarı kriterlerinizi belirlemek bizi proje uygulama aşamasında daha verimli kılıyor. Paydaşlarımızı belirlemek performans göstergelerimizi geliştirir ve proje yönetimi sırasında rasyonel ve doğrulanabilir sonuçlara ulaşmamızda fayda sağlar. İkinci olarak en önemli nokta, insan kaynağını verimli kullanmaktır. Proje hazırlanma aşamasında ilgili süreç sahipleri ile çekirdek bir grubun oluşması ve görev tanımlarının yapılması hem proje yönetiminin sürdürülebilirliği açısından hem de bilgi akışının sağlanması açısından değerlidir. Üçüncü önemli nokta da projenin planlanması ve yürütülmesi. Projeye başlamadan önce faaliyet zaman aralıklarının belirlenerek tutarlı ve gerçekleştirilebilir olmasıdır. Projeyi yönetirken en kilit nokta olan planlama süreci ilerleyen zamanlarda bize büyük kolaylık sağlıyor ve ara değerlendirmeler ve raporlamalar ile projenin gidişatını yorumlayabiliyoruz. Çünkü zaman, proje döngüsünde başarı adına en belirgin sonuçtur. Zamanında başlamayan veya zamanında tamamlanmayan bir süreç için başarıdan söz etmek mümkün değildir. Proje yönetiminde en kritik adımlardan biri de projedeki risklerin, varsayımların ve beklenmedik süreçlerin değerlendirilmesi ve ön görülerde bulunmaktır. Proaktif yaklaşım, her zaman proje yönetiminde sizi bir adım ileriye taşır. En iyi örneğini bu yıl Covid ile deneyimledik aslında. Değişen koşullara hızlı adapte olabilen, çevik olan, proaktif yaklaşabilen, B-C-D planları yapabilen ve pozitif yaklaşımı benimseyen organizasyonlar ayakta kalıp, projelerini sürdürebildiler. Dinçer Lojistik olarak; çalışanlarımız, müşterilerimiz ve tedarikçilerimizle olan ilişkilerimiz ve çalışmalarımızı bir Uzun Yol Arkadaşlığı olarak görürüz ve bunu da değerlerimizle güvence altına alırız. Dinçer Lojistik, pozitif yaklaşımı benimsemiş, öncü olmayı bilen, sürdürülebilirliği başarmış, çözüm ortaklığına değer veren ve çevik olmayı damarlarında hisseden bir organizasyondur. Son olarak en kıymetli kriterlerden biri olarak bütçe takibi ve planlamasından bahsedebiliriz. Her süreç kendine ayrılan bir bütçeyle birlikte doğar. Bazen iş gücü, bazen malzeme, bazen enerji, çoğunlukla da hepsi bir sürecin bütçesini oluşturur. Projelerin yüzde 60'ından fazlasında planlanan bütçenin aşıldığı tahmin ediliyor. Bir başarı parametresi olarak belirlenen bütçede veya bütçenin altında kalabilmek oldukça önemli. Bizi biz yapan, proje yönetiminde başarıları olmamızda en önemli etkisi olan kısım, iş planımızda ve projenizde kar-maliyet analizi yapmamız, sosyal fayda analizi ve bütçe analizinizi mutlaka mevcut yıl, kısa vade ve uzun vadede değerlendirmemiz planlananla gerçekleşen arasındaki farkı minimum seviyede tutmamızı sağlıyor.

Depo yönetim yazılımlarını kendi ekibinizle mi geliştiriyorsunuz? Bu, size ne gibi  avantajlar sağlıyor? 

Depolarımızdaki ürünleri sağlam ve doğru zamanda müşterilerimize teslim etmek bizim için çok önemli. Olası sorunların müşterilerimizi olumsuz etkileyebileceğinin bilincindeyiz ve tüm çalışanlarımız hep bu bilinç ile hareket ederek müşterilerimize karşı sorumluluğumuzu yerine getirmek için çalışır. İhtiyacımız olan tüm geliştirmeleri buna entegre ederek büyümeye çalışıyoruz. Bu bağlamda hem kendi Ar-Ge ekibimizin olmasının yanı sıra, iş ortaklarımız olan GETİR gibi ve aynı zamanda da dış yazılımlardan da yararlanıyoruz. Depo Yönetimi sürecinde güncel olarak Axata kullanımıyla mal kabul sürecinden başlatarak, ürünün müşteri deposuna varmasına kadar tüm süreci izleyip, ölçüp, yönetebiliyoruz. Üretim besleme, teyit ve çıkış işlemlerini de eş zamanlı ve anlık stok takibinin yapılabildiği bir yapı şeklinde tasarlamaya gayret gösteriyoruz.

Bünyenizde otomasyon ile IT'nin entegrasyonunu nasıl sağlıyorsunuz? Sanayinin Dijital Dönüşümü vizyonunuz nedir? Varsa pilot uygulamalarınızdan bahseder misiniz? 

Dijitalleşme, günümüz dünyasında değer yaratmak isteyen, bir adım önde olup katma değerli işlerler öne çıkmak isteyen firmaların vazgeçilmezi olmuştur. Firmaların üretim modellerinden müşteri ilişkilerine, tedarik zincirinden lojistiğe tüm uygulamalarını dijitalleşme sürecine uygun şekilde yeniden yapılandırmaları gerekmektedir. Bu bağlamda, artık her şey dijital ortama taşındı ve günümüzde marka olarak güçlü kalabilmek için bu dönüşüme mutlaka ayak uydurmamız gerekiyor. Öncelikle sanayinin dijital dönüşümü gereksiz iş yükünü azaltarak verimlilik ve zaman konusunda büyük bir avantaj sağlıyor. Dijital dünyadaki anlık ve otomatik veri kaydı yardımıyla hata oranı azalırken daha kaliteli işler ortaya çıkarmamız adına yardımcı oluyor.

2021 yılı için Dinçer Lojistik’in hedefleri neler? 

2021 yılında bir yandan kârlılığımızı sürdürürken diğer yandan yeni projeler geliştirmeye devam edeceğiz. Dedike, bölgesel depo ve dark store yapılanmasına yaptığımız yatırımlarla 2021 yılında bu yıla göre önemli bir büyüme ivmesi yakalamayı hedefliyoruz.