Denizüstü Rüzgar Enerjisi Derneği (DÜRED) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Murat Durak, Türkiye’nin deniz üstü rüzgar enerji potansiyeli ile ilgili değerlendirme yaptı. Toplam açık deniz rüzgar potansiyelinin 50 metreden az derinlikte 18 gigavat sabit olduğunu belirten Durak, 50 ile 1000 metre arasında derinlikte 57 gigavat olmak üzere yaklaşık 75 gigavat olduğunu söyledi. Durak, değerlendirmelerini şu sözlerle gerçekleştirdi: “Türkiye, enerji ihtiyacının üçte ikisinden fazlasını ithalat yoluyla karşılıyor. Arz güvenliğini sağlamak adına tüm yerli kaynakların kullanılması gerekiyor. Karasal RES projeleri ile ülkemizin boşta duran dağları ve yerleşime uzak olan bölgeleri ekonomiye kazandırıldı. Aynı süreç denizlerimiz için de işleyecektir. Artık sadece denizlerimizin altından değil, üstünden de faydalanma olanağını mümkün olacaktır” dedi. 

ENERJİ SEKTÖRÜNDE TEKNOLOJİK YATIRIMLAR ENERJİ SEKTÖRÜNDE TEKNOLOJİK YATIRIMLAR

“DENİZLER İÇİN STRATEJİK BİR ÖNEME SAHİP”

Deniz üstü rüzgar enerji santrallerinin sadece elektrik üreten bir proje olmaktan öte denizler için de stratejik bir öneme sahip olduğunu söyleyen Durak, “Türkiye'de deniz üstü RES'lere sadece proje olarak bakılmaması gerekiyor. Bu projeler elektrik üretimi yanı sıra denizler için stratejik öneme sahip. Bu santraller için gerekli mühendislik hizmetleri, elektromekanik ekipman üretimi ve gemi üretiminin mümkün olduğunca Türkiye'de yapılması gerekiyor. Deniz üstü RES'lerle ilgili sadece proje için değil, üretim sanayisine yönelik yol haritası hazırlanmalı. Dünya Bankasının yayınladığı rapora göre, Türkiye'de açık deniz rüzgar enerjisi potansiyelinin en fazla olduğu bölge rüzgar hızlarının saniyede 9 metre hıza ulaşabildiği Ege Bölgesi'nin kuzeybatısında kalan alanlardır. Teknik olarak bu bölge 6 gigavat sabit, 19 gigavat yüzer olmak üzere toplam 25 gigavat potansiyele sahip. Ege Bölgesi'ni rüzgar hızlarının saniyede 7-8 metre hızlara ulaştığı Marmara ve Karadeniz bölgeleri takip ediyor. Mevcutta 105 bin megavatlık kurulu elektrik gücü bulunan Türkiye'de tüm kaynakların kullanılması için projelere ihtiyaç bulunuyor. Türkiye'nin, denizlerdeki rüzgar potansiyeliyle altyapı ve depolama teknolojilerini tam entegre kullanması halinde mevcut elektrik üretiminin dörtte üçünden fazlası deniz üstü RES'lerden karşılanabilir. Bu santraller karasal olanlara göre bazı avantaj ve dezavantajlara sahip olsa da denizde rüzgar şiddetinin karaya oranla çok daha fazla ve sürekli olması açısından uzun vadede daha fazla kar getiren bir yatırım olma özelliğini taşır” dedi. (AA)