TULİP Sürdürülebilirlik Merkezi, sistem yaklaşımının bütüncül bakışı ile süreçlerin iyileştirilmesi odağında iklim değişikliği ile mücadele, toplumsal bilincin oluşturulmasında ve sürdürülebilir yönetim anlayışının yaygın olarak kitleler tarafından uygulanmasında öncülük yapma hedefiyle çalışmalarını sürdürüyor. 

Türkiye'de sürdürülebilirlik ve inovasyonun bir arada ilerleyen iki kavram olduğunu dile getiren Tulip Sürdürülebilirlik Merkezi Kurucusu ve Genel Müdürü Şafak Özsoy, sürdürülebilirliğin adım adım ileriye taşıdığındığında ulaşacağı kavramın inovasyon olduğunu şöyle açıklıyor: "Şirketler özelinde ve şehirler özelinde bunu ele aldığımızda inovasyon olmadan rekabet eden şirketlerin var olmasının ve bunların ekonomik, çevresel ve sosyal entegrasyonunun bir arada tutulması fiilen mümkün değil." 

ATIKLARIN GERİ DÖNÜŞÜMÜ ODAK NOKTA

İkiz dönüşümde başı çeken ülkelerden biri olan Danimarka'da sürdürülebilirliğin tabana ve topluma yayılımına ilişkin bilgiler paylaşan Özsoy şöyle konuştu: "Danimarka sürdürülebilirlik yolculuğunda 2010'lu yıllardan bu yana bütünsel stratejiyi konumlandırmış bir ülke. Bu bütünsellik içinde yenilenebilir enerji kaynaklarını ve rüzgar enerjisini sistemlerine dahil ediyorlar. Özel bir yeşil enerji sistemi kurgulamışlar ve su yönetimine öncelik veriliyor. Musluk suyu rahatlıkla içilebiliyor ve bu önemli bir sürdürülebilirlik göstergesi. Dolayısıyla suyun verimli kullanılmasına ve korunmasına öncelik veriyorlar. Bir diğer nokta ise atıkların geri dönüşümü ve atık maliyetleri. Bütün atıkları kaynakta ayrıştırarak sisteme dahil etmeleri ve geri dönüştürülebilir olmaları çok önemli. Danimarka'da tekstil ve kıyafet ürünlerinin de geri dönüştürülebilir olduğu görülüyor. Şehir içerisinde, atık yönetiminin bütünsel anlamda ele alınması, kullanılan ürünlerin geri dönüştürülebilir olması veya geri dönüştürülemiyorsa kompostlanması ya da yakılması söz konusu."

21. YÜZYILDA ENERJİ İLE YAŞAMAK 21. YÜZYILDA ENERJİ İLE YAŞAMAK

YEŞİL ULAŞIMDA TOPLUMSAL BİLİNÇ

Yeşil ulaşımın Danimarka'nın sürdürülebilirlik yaklaşımında önemli sac ayaklarından biri olduğunu söyleyen Özsoy, bunun en kolay gözlemlenebileceği alanın bisiklet kullanımının yaygınlığı olduğunu ifade ederek şunları anlattı: "Bisiklet kullanımları ikonik rakamlara ulaşmış durumda. Hafta sonu bisiklet kullanımının azaldığı görülse de motorsiklet kullanıcısının sayılı olduğu görülüyor. Toplu taşıma da ülkeye çok güzel entegre edilmiş. Trenler fevkalade dakik ve her noktaya trenle ulaşılabiliyor. Ardından metro bağlantısı kullanılıyor ve taksiye ,htiyaç duymuyorsunuz. Havaalanında taksi çağırmak istediğinizde sizi toplu taşımaya yönlendiriyorlar."