Hayatta en anlam veremediğim konulardan biri de kendi sorunlarının çözümünü başkalarından beklemektir.
İçinde bulunduğumuz bu sıkıntılı günlerde hala birçok şirket yöneticisi risk yönetimi olarak masrafları kısmayı ve belirsiz bir süreye kadar beklemeyi tercih ediyor. Nasıl ve ne zaman biteceği belli olmayan bir bekleyiş! Yani çözümü başkalarından beklemek!
Peki kim bu çözüm üretmesini beklediğimiz başkaları?
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti mi? ABD Hükümeti mi? Yoksa AB Yönetimi mi?
Kim çözecek birkaç ay dayanma gücü kalmış olan sektör firmamızın sorununu?

Satış yoksa, şirket de yok

Ticaretin kanunu malum! Hizmet ya da ürünlerini mal ettiğin rakamın üzerinde bir bedelle satacaksın ki varlığın sürsün. Bunun dışında bir ticaret modeli yok.
Peki, masrafları kısma adı altında tüm pazarlama ve satış kanallarını kapatırsan nasıl satış yapacaksın?
Ne yazık ki biz ülke olarak ticareti çok geç öğrendik. Güçlü firma olmayı, stoklarımızda var olan mallarla ya da sahip olduğumuz nakit paramızla ölçtük.
Pazarlama faaliyetlerinin getirisini ölçemediğimiz ve de keyifle sayamadığımız için önemini kavrayıp gerekli yatırımları yapamadık. Sadece ara sıra rakiplerimizin pazarlama faaliyetlerine karşı kıskançlık refleksleriyle plansız – programsız birkaç tanıtım yaptık. Bundan da istediğimiz sonucu alamayınca soğuduk ve komple vazgeçtik. 
Şimdi de tasarruf tedbiri adına tüm satış ve pazarlama kanallarımızı kapatıyor ve şirketlerimizi intihara sürüklüyoruz.

Yeni pazarlar var

Eğer sektörümüzün geleceğini çok karamsar görüyorsak neden başka pazarlarda gereken yapılanmayı şimdiden yapmıyoruz? Yarın çok geç olabilir!
Örneğin İran. Birçok sektör için global ekonomik krizden çok fazla etkilenmemiş bir pazar. Bu pazarı bazı firmalarımız keşfetti ve son birkaç aydır istikrarla çalışıyor. Ama burada da pazarlama faaliyetlerine gereken önemi veremezsek istediğimiz sonucu asla alamayız.
Satışın gerekliliği olan tanıtım ve pazarlama faaliyetlerinden gücümüz nispetinde yararlanmadığımız sürece asla kalıcı başarıyı elde edemeyeceğiz.

Pazarla ve sat

Hangi sektör olursa olsun satışa giden yol her zaman bellidir.
1) Tanınır bir marka olacaksın.
2) İnsan ilişkilerine önem vereceksin
3) Hemen her pazarlama fırsatından yararlanacaksın.
4) Tüm bunları da bir plan dahilinde yapacaksın.
Gerekirse sektör değiştirecek ama asla satışa giden yolda pazarlama faaliyetlerinden vazgeçmeyeceksin...
Bu satırlara katılmayanlar varsa önümüzdeki 8-10 aya dikkatle baksın! Bakalım ilk iflas edenler kimler olacak?
Saygılarımla.