Her markanın hitap ettiği sektörde bıraktığı bir izlenim vardır.
O marka akla gelince “pahalı ya da ucuz, iyi ya da kötü” gibi yorumlar yapılır.
Bir marka üzerinde oluşan kötü bir algıyı değiştirmek yeni bir marka yapmak kadar zordur.
Çünkü bir algı oluştuktan sonra sizin ne söylediğinizin önemi yoktur! Bundan sonra önemli olan insanların ne anladığıdır.
Dolayısıyla bir markaya yatırım yapmadan önce mutlaka profesyonel bir iletişim hizmeti alınmalıdır.
Burada ilk yapılası gereken, markanın kimliğini oluşturacak stratejilerin belirlenmesidir.
Bu başlı başına bir yazı konusu olur ancak burada değinmek istediğim işin bir sonraki adımı, yani markanın tanınır ve beğenilir bir marka olduktan sonraki durumu…

***

Hiç düşündünüz mü, bir markanın başarılı olabilmesi için sektöründe tanınan ve beğenilen bir çizgiyi yakalamış olması yeterli mi?
- Bence hayır... Hayır çünkü müşteri adaylarınızın sizden önce oluşmuş tüketim alışkanlıkları vardır.
İnsan hayatında alışkanlıkları değiştirmek oldukça zordur.
Hatta çoğunlukla rakip markayı kullanıyor olmaktan memnun olmadığını dile getirse ve her fırsatta şikayette bulunsa bile alışkanlıklarını terk ederek, kullandığı markayı değiştirmesi hiç de kolay değildir.
Dolayısıyla başlıktaki sorunun cevabı, “elbette tercih edilen marka olmaktır”.
Peki bu nasıl başarılır?
- Doğru bir marka yönetimi ve her fırsatta müşterilerinize yaşatacağınız deneyimlerle başarılır.
Yani mevcut alışkanlıklar sadece yeni deneyimlerle değişir!
Her fırsatta müşterilerinize ürünlerinizi kullanmaları halinde neler kazanabilecekleri konusunda birtakım deneyimler yaşatmalısınız.
Yoksa beğenilen ve ‘sohbet ortamlarında’ başarılı olduğu söylenen bir markaya sahip olmak asla kalıcı başarı sağlamayacağı gibi karlı bir iş de değildir.