ST Endüstri Radyo’da Esra Aydınoğlu’nun hazırlayıp sunduğu 2053’e Ne Kaldı? programının konuğu, Winsa Genel Müdür Yardımcısı Batuhan Boyacı oldu. Programda, Türkiye’nin 2053 net sıfır sera gazı emisyon hedefi doğrultusunda yapı sektöründe atılması gereken adımlar ve pencerelerin enerji verimliliğindeki rolü ele alındı.
FOTO: Winsa Genel Müdür Yardımcısı Batuhan Boyacı
Boyacı, Winsa olarak belirledikleri sürdürülebilirlik stratejisinin merkezinde enerji verimliliği, geri dönüşüm ve yenilenebilir enerji kullanımının bulunduğunu ifade etti. Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında imzaladıkları taahhütlerle 2030 yılına kadar kapsam 1 ve 2 emisyonlarını yüzde 60, kapsam 3 emisyonlarını ise yüzde 48 oranında azaltmayı hedeflediklerini aktardı. 2050 yılında net sıfır emisyona ulaşmayı amaçladıklarını vurgulayan Boyacı, “Sadece bugünün değil, geleceğin yapı standartlarına da çözüm sunuyoruz.” dedi.
2024 yılında 19.800 ton PVC’yi geri dönüştürerek 37 bin ton karbondioksit salımını engellediklerini belirten Boyacı, bu sayede hem çevreye hem de ekonomiye katkı sağladıklarını söyledi. Geri dönüşüm sürecinde kendi üretimlerinden, bayilerinden ve belirlenen kalite standartlarını karşılayan firmalardan atık toplayarak yeniden hammaddeye dönüştürdüklerini ifade etti.
TS 825 standardının 1 Nisan 2025’teki revizyonuna da değinen Boyacı, pencere ısı iletim değeri için belirlenen 1.8 W/m²K sınırının değişmemesinin sektörde bir eksiklik olduğunu söyledi. Winsa olarak standartların ötesine geçerek 1.2 hatta 0.9 W/m²K değerlerine ulaşan yüksek performanslı doğramalar ürettiklerini dile getirdi. “En iyiyi üretmek sadece konfor değil, enerji tasarrufu açısından da büyük fark yaratıyor.” diye konuştu.
Pasif Ev Standartlarında Ürün ve Uygulama Desteği
Pasif ev konseptine uygun, üç cam üniteleri ve yüksek hava sızdırmazlığı ile öne çıkan profiller geliştirdiklerini belirten Boyacı, 2013’te Türkiye’nin ilk pasif ev profiline imza attıklarını ve bugün iki ürünlerinin pasif ev sertifikasına sahip olduğunu söyledi. Teknik destek konusunun da altını çizen Boyacı, projelerde malzeme seçimi, detay çizimleri ve montaj sürecine kadar uygulama desteği verdiklerini ekledi.
Türkiye’deki mevcut 10 milyona yakın bina stokunun büyük bölümünün enerji verimliliği açısından düşük performansa sahip olduğuna dikkat çeken Boyacı, bu yapıların dönüşümünün 2053 hedefi için kritik olduğunu vurguladı. “Kamu-özel sektör iş birliği, finansman modelleri ve teşviklerle bu dönüşümü hızlandırmalıyız. Bu sadece çevresel bir zorunluluk değil, gelecek nesillere borcumuz.” ifadelerini kullandı.
Kaliteli doğrama seçiminde kısa vadeli maliyet yerine uzun vadeli tasarrufun gözetilmesi gerektiğini belirten Boyacı, dedesinin sözünü hatırlatarak, “Bir şeyi iki defa alacak kadar zengin değilim. Küçük fiyat farklarına aldanmadan en iyisini almak hem konfor hem enerji tasarrufu sağlar.” dedi.
Program, iklim değişikliğiyle mücadelede bireysel adımların da önemine dikkat çekilerek sona erdi. Boyacı, doğru pencere ve yalıtım çözümlerinin, hem binaların karbon ayak izini azaltmada hem de yaşam kalitesini artırmada kilit rol oynadığını söyledi.