McKinsey & Company’nin yayımladığı Küresel Enerji Görünümü 2025 raporu, dünya enerji sisteminin geleceğine dair çarpıcı öngörüler ortaya koydu. Rapora göre, 2050 yılında küresel elektrik üretiminin yüzde 61 ila 67’si yenilenebilir kaynaklardan sağlanacak. Bu dönüşüm, yalnızca enerji sektörünü değil, üretimden ulaşıma kadar tüm ekonomileri yeniden şekillendirecek.

Altyapı Yatırımları için 340 Milyon Dolar Finansman Sağladı
Altyapı Yatırımları için 340 Milyon Dolar Finansman Sağladı
İçeriği Görüntüle

DÜŞÜK KARBONLU DÖNÜŞÜMÜN LİDERİ ÇİN

McKinsey’nin analizine göre Çin, 2050’ye kadar enerji üretiminin yüzde 90’ından fazlasını düşük karbonlu kaynaklardan elde edecek. Bu, ülkenin kömürden uzaklaşarak güneş, rüzgar ve nükleer gibi alternatiflere yönelme stratejisinin bir sonucu olarak değerlendiriliyor.

HİNDİSTAN’DA BÜYÜK ATILIM

Benzer bir dönüşüm Hindistan’da da hızla ilerliyor. Ülkede düşük karbonlu enerji kaynaklarının payının 2050’de yüzde 85’e ulaşması bekleniyor. Bu oran, Hindistan’ın büyüyen ekonomisi ve artan elektrik talebi göz önüne alındığında, küresel enerji denkleminde Güney Asya’nın stratejik önemini daha da artıracak.

ELEKTRİK TALEBİ İKİ KATINA ÇIKACAK

Raporda dikkat çeken bir diğer veri ise küresel elektrik tüketimindeki keskin artış. Günümüzde 27 bin TWh düzeyinde seyreden elektrik tüketiminin, 2050 yılında 59 bin TWh yükselmesi öngörülüyor. Elektrifikasyonun hız kazanması, dijital altyapıların yaygınlaşması ve ulaşımın elektriklenmesi bu artışın ana nedenleri arasında.

ABD’DE VERİ MERKEZLERİ ENERJİ TALEBİNİN YÜZDE 14’ÜNÜ OLUŞTURACAK

Dijitalleşme çağının enerji görünümünü yeniden şekillendirdiğine dikkat çeken rapor, ABD’de veri merkezlerinin 2030’a gelindiğinde ülkenin toplam elektrik talebinin yüzde 14’ünü oluşturacağını öngörüyor. Bu durum, dijital ekonominin enerji yoğunluğunu artırırken, enerji verimliliği yatırımlarının da kritik hale geldiğini gösteriyor.