Türkiye ile Avrupa arasında kurdukları intermodal ve multimodal taşımacılık ağı başta olmak üzere, farklı taşımacılık modlarını bir araya getirerek oluşturdukları çözümlerin avantajlarını konuştuğumuz Greenlog Intermodal Yönetici Ortağı Erhan Muco, okurlarımızla son dönemde hayata geçirdikleri yatırımları da paylaştı.
Greenlog Intermodal’ın Türkiye’deki yapılanmasından kısaca bahsedebilir misiniz?
Greenlog Intermodal, lojistik ve intermodal alanında uzun yıllara dayalı deneyime sahip profesyoneller tarafından, 2016’da kuruldu. İstanbul’daki merkezimizle Pendik, Yalova, Ambarlı, Çeşme ve Mersin gibi stratejik limanlara yakın operasyonlar yürütüyoruz. Holakratik yaklaşımımız sayesinde, hiyerarşiyi azaltarak karar alma süreçlerini hızlandırıyor ve müşteri odaklı çözümlerimizle öne çıkıyoruz.
Türkiye ile Avrupa arasında kurduğunuz intermodal ve multimodal taşımacılık ağınız, teslimat rotalarında ne gibi avantajlar sağlıyor? Çözüm ortağı olduğunuz müşterilerinizin bu bağlamdaki kazanımları nelerdir?
Türkiye ile Avrupa, BDT, Orta Doğu ve Asya ülkeleri arasında Ro-Ro, demir yolu ve kara yolunu entegre şekilde kullandığımız intermodal ve multimodal hatlarımızla hizmet veriyoruz. Ro-Ro hatlarımız ile Avrupa’ya Trieste, Bari, Alicante veya Sete limanları üzerinden ulaşıyoruz. Halkalı-Wels arasındaki demir yolu bağlantımız ile de 4 günlük transit süreli teslimatlar gerçekleştiriyoruz. Sürdürülebilirlik odaklı rotalarımızla maliyetleri düşürüyor, hızlı ve güvenli çözümler sunuyoruz.
Farklı taşımacılık modlarını bir araya getirerek oluşturduğunuz multimodal çözümler, hangi sektörler için özellikle avantajlı hale geliyor?
Tüketici ürünleri, kimya, çelik ve alüminyum, sağlık ve yaşam bilimleri, otomotiv, moda ile üretim endüstrisi başta olmak üzere birçok sektöre, güçlü bir altyapıyla hizmet veriyoruz. Her sektörün kendine has ihtiyaçlarına uygun ekipmanlar kullanıyoruz.
Lojistikte sürdürülebilirlik son yılların en çok konuşulan kavramlarından biriyken, siz bu yaklaşımı sunduğunuz taşıma modlarında nasıl uyguluyorsunuz?
Sürdürülebilirlik alanındaki uzmanlığımızı, Yeşil Lojistik Belgesi ile de kanıtladık. Kara yolu kullanımını minimize ettiğimiz için karbon salımını büyük oranda azaltıyoruz. Atık azaltımı, enerji tasarrufu sistemlerimiz ve yenilenebilir kaynak kullanımı çalışmalarımızla hem AB Yeşil Mutabakat hem de 2050 Karbon Nötr hedeflerine uyum konusunda önemli adımlar atıyoruz.
Son dönemde hayata geçirdiğiniz yatırımlardan bahseder misiniz, kısa ve orta vadede büyüme hedeflerinize yönelik yatırımlarınız nasıl şekillenecek?
Yeni tren hatları ve seferleri ile Avrupa’daki etkinliğimizi 2025 yılında daha da artırmayı amaçlıyoruz. Bu yıl 100’ün üzerinde 45’lik konteyner ve tenteli ekipman satın aldık, bu sayıyı yıl bitmeden 200’e tamamlayacağız. Kendi depomuzda konteyner elleçleme hizmeti vermeye başlayacağız. Hollanda’da Greenlog BV ismiyle şirketleşmeye gittik, yurt dışı yapılanmamızı yeni ofis yatırımlarıyla daha da güçlendireceğiz.
Lojistik dünyası hızla dijitalleşirken, hem fiziki yatırımlarda hem de teknolojik entegrasyonlarda nasıl bir aksiyonla hareket ediyorsunuz?
Sürdürülebilirlik perspektifimizde, teknoloji ve dijital dönüşüm yatırımları da önemli bir yer tutuyor. Müşterilerimiz, en güncel teknolojilere sahip takip sistemlerimizle yüklerini gerçek zamanlı izleyebiliyor. Yapay zekâ destekli yazılımlarımız ve teknolojik altyapımız sayesinde rota optimizasyonu, fiyatlandırma, yakıt tasarrufu ve belgelendirme süreçlerimizde ciddi verimlilik artışları sağlıyoruz.