Endress+Hauser Endüstri Yöneticisi Dr. Çağla Durmuş, nem, korozyon ve tuz köprüleri gibi çevresel etkilere karşı tamamen dayanıklı olan Memosens teknolojisinin geliştirilme süreci ve bu teknolojinin ortaya çıkışındaki ihtiyaçlar ve zorluklara ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
"Memosens’in hikâyesi, “prosesle %100 uyumlu bir pH sensörü geliştirme” vizyonuyla başladı." diyerek sözlerine başlayan Durmuş şöyle anlattı: "2000’li yılların başında sıvı analizlerinde hâlâ analog sistemler standarttı; ancak bu sistemler, özellikle nem, korozyon ve sinyal parazitine karşı son derece hassastı. Sensör ile kablo arasındaki temas noktaları, güvenilir ölçümün en zayıf halkasını oluşturuyordu.
ANALOG ÖLÇÜMÜN SINIRLARI, DİJİTAL BİR İHTİYACI DOĞURDU
Bu zorluklar yalnızca ölçüm güvenilirliğini değil, saha bakım ve kalibrasyon proseslerinin verimliliğini de ciddi şekilde etkiliyordu. Endress+Hauser, bu sorunları ortadan kaldırmak ve ölçüm güvenilirliğini tamamen yeni bir seviyeye taşımak amacıyla 2004 yılında ilk Memosens pH sensörünü geliştirdi. Bu sensör, ölçüm değerlerini sensör kafasında dijital olarak depolayıp temassız biçimde ileterek, analog dönemin tüm zayıf noktalarını ortadan kaldırdı. Böylece daha önce oldukça zaman alan bakım ve kalibrasyon faaliyetleri çok daha hızlı, güvenli ve verimli hale geldi.
Bugün Memosens teknolojisi yalnızca pH ölçümleriyle sınırlı kalmayıp sıvı analizindeki tüm parametreleri kapsayan tam bir dijital ekosisteme dönüşmüş durumda. Yeni nesil Memosens 2.0 ile Endress+Hauser, dijitalleşmenin sunduğu tüm olanakları kullanarak ölçüm teknolojilerinde standartları yeniden tanımlamaya devam ediyor."
MEMOSENS İLE TEMASSIZ DİJİTAL VERİ İLETİMİ VE TEKNİK AVANTAJLAR
Memosens teknolojisinin temel çalışma prensibini de açıklayan ve analog sensörlere kıyasla dijital veri iletimi sayesinde elde edilen teknik avantajları anlatan Durmuş, şunları söyledi:
"Memosens teknolojisi, ölçüm verilerini sensör başlığında dijital sinyale dönüştürerek transmitere temassız endüksiyon teknolojisiyle ileten bir sistem üzerine kuruludur. Bu yenilikçi yaklaşım, analog sensörlerde sıkça karşılaşılan sinyal bozulmaları, nem kaynaklı arızalar ve kablo bağlantı sorunlarını tamamen ortadan kaldırmıştır.
Analog sistemlerde ölçüm verileri elektriksel voltajlar şeklinde iletilirken, bu iletim süreci dış etkenlere oldukça duyarlıydı. Özellikle nemin temas noktalarına sızması ve kontak korozyonu, ölçüm doğruluğunu ciddi şekilde etkiliyordu. Memosens ile bu zayıf noktalar dijital sinyal iletimi sayesinde güvenli hale getirildi. Elektrot ile transmiter arasındaki galvanik izolasyon, sinyalin bozulmasını engellediği gibi kablo kopmalarının da anında tespit edilmesini sağladı.
Ayrıca, analog teknolojilerde kablo uzunluğu genellikle 20 metre ile sınırlıyken, Memosens dijital iletim sayesinde 100 metreye kadar güvenli bağlantı sağlar. Dijital veri iletimi ayrıca sinyalin bütünlüğünü garanti eder, kablo kopmalarını anında tespit eder ve bakım süreçlerini kolaylaştırır. Sensör, kalibrasyon ve kullanım geçmişini kendi içinde sakladığı için, bakım veya kalibrasyon işlemleri sahada zaman kaybettirmeden laboratuvar ortamında yapılabilir. Kısacası Memosens, analog sensörlere kıyasla daha güvenilir, daha esnek ve daha verimli bir ölçüm çözümü sunar."
ZORLU PROSES KOŞULLARINDA GÜVENİLİR ÖLÇÜM VE OPERASYONEL VERİMLİLİK
Son olarak Memosens teknolojisinde kullanılan temassız dijital bağlantının saha koşullarında sağladığı avantajlara ve özellikle zorlu proses ortamlarında (yüksek nem, korozyon, patlayıcı atmosferler vs.) sergilediği performansa ilişkin de bilgiler paylaşan Durmuş, "Memosens’in temassız dijital bağlantısı, ölçüm verilerini sensör kafasında dijital sinyale dönüştürerek transmitere fiziksel temas olmadan iletir ve böylece saha koşullarına karşı yüksek dayanıklılık sağlar.
Özellikle yüksek nemli veya agresif kimyasalların bulunduğu proseslerde, geleneksel analog sistemlerde sıkça yaşanan temas noktası oksidasyonu ve sinyal parazitleri, Memosens ile ortadan kalkar. Sızdırmaz bayonet kilitli bağlantı sistemi sayesinde sensörler su altında bile güvenle çalışabilir. Ayrıca, sistemin dijital yapısı sayesinde kablo kopmaları anında tespit edilir, bu da proses güvenliğini artırır. Patlayıcı atmosferlerde kullanım için uluslararası güvenlik standartlarına uygunluğu sayesinde Memosens, kimya, ilaç, gıda ve enerji gibi kritik sektörlerde tercih edilen bir çözüm haline gelmiştir. Dijital bağlantı, sadece ölçüm güvenilirliğini artırmakla kalmaz; aynı zamanda bakım süreçlerini kolaylaştırır, servis sürelerini kısaltır ve insan hatasını azaltır. Kısaca, Memosens’in temassız dijital bağlantısı en zorlu saha koşullarında bile istikrarlı performans sunar ve operasyonel verimliliği artırır." diyerek sözlerini noktaladı.