Yıllardır “akıllı fabrikalar” denince akla robotlar, yapay zekâ ve sensör ağları geliyordu. Ancak son yıllarda Avrupa Birliği’nin öncülüğünde tanımlanan Endüstri 5.0 kavramı, odağı makinelerden insanlara kaydırıyor. Amaç; teknolojiyi insanın hizmetine sunmak, üretimde empati, esneklik ve sürdürülebilirlik kavramlarını öne çıkarmak.
İNSAN–ROBOT İŞ BİRLİĞİ ÇAĞI
Endüstri 5.0’ın en belirgin özelliği, robotlarla insanların aynı üretim hattında yan yana çalışabilmesi. Cobot (işbirlikçi robot) teknolojileri, tekrarlayan işleri üstlenirken, çalışanların daha yaratıcı ve stratejik görevlere odaklanmasını sağlıyor. Bu sayede hem üretim hatası azalıyor hem de çalışan memnuniyeti artıyor.
VERİMLİLİKTEN ANLAMLI ÜRETİME
Yeni dönem yalnızca üretim miktarına değil, üretimin anlamına da odaklanıyor. İşletmeler, sürdürülebilir materyal kullanımı, enerji verimliliği ve çalışan refahı gibi insani değerleri iş modellerine dahil ediyor. Bu anlayış, hem marka değerini hem de müşteri güvenini güçlendiriyor.
TÜRKİYE’DE ENDÜSTRİ 5.0’A GEÇİŞ MÜMKÜN MÜ?
Türkiye sanayisinde otomasyon yatırımları artarken, birçok işletme hâlâ Endüstri 4.0’ın temelini tam olarak tamamlamış değil. Ancak, yeni nesil mühendislerin, yapay zekâ destekli üretim yönetim sistemlerinin ve sürdürülebilirlik odaklı politikaların yükselmesiyle, Endüstri 5.0’a geçiş kaçınılmaz görünüyor.
TEKNOLOJİ İNSAN İÇİN VARSA, GELECEK GÜVENDE
Endüstri 5.0, robotların insanları değil, insanları robotlarla daha güçlü kılmayı amaçlayan bir dönemi temsil ediyor. Bu dönüşüm, “akıllı üretim” kavramını “anlamlı üretim”e dönüştürüyor — hem endüstrinin hem insanlığın geleceğini yeniden tanımlayarak.