Depolama Çözümleri

Ceylog’un Sürdürülebilir ve Akıllı Lojistik Vizyonu

2025 yılında lojistik sektöründe yaşanan belirsizliklere rağmen Ceylog Project, dijital dönüşüm ve yeşil lojistik yatırımlarıyla cirosal hedeflerini yakalayarak geleceğe sağlam adımlar attı.

2025 yılı, lojistik sektöründe belirsizliklerin ve değişken koşulların yılı olarak öne çıktı. Navlun fiyatlarındaki dalgalanmalar, uluslararası ticaret politikalarındaki değişiklikler ve bölgesel krizler, lojistik operasyonlarını doğrudan etkiledi. Ceylog Project Yönetim Kurulu Başkanı Nilüfer Argüç, 2025 yılının değerlendirmesini yaparken, sürdürülebilirlik ve dijitalleşme odaklı stratejilerle nasıl hedeflerine ulaştıklarını paylaştı.

2025 yılı Ceylog Project açısından nasıl geçti? Yılın başında koyduğunuz sürdürülebilirlik hedefleri ve cirosal büyüme hedeflerinize ulaştınız mı?

2025, lojistik sektörü ve ülke ekonomisi genelinde zorlu bir yıl oldu. Artan maliyetler, navlun fiyatlarındaki dalgalanmalar ve talep dengesizlikleri lojistiği doğrudan etkiledi. Küresel gelişmeler, özellikle ABD’nin bazı ülkelerle ticaret politikalarındaki değişiklikler, Rusya-Ukrayna savaşı ve Çin’den gelen ürünlerdeki gümrük tarifeleri de süreçleri daha karmaşık hale getirdi.

Tüm bu koşullara rağmen, yıl başında belirlediğimiz hedeflerimizi gerçekçi bir şekilde sürdürerek cirosal hedeflerimize ulaştık. Kendimizi gereksiz bir stres altına sokmadan, sürdürülebilir bir büyüme disipliniyle ilerlememiz, hedeflerimizde sapma yaşamamamızı sağladı.

Ayrıca yeşil lojistik ve dijitalleşme alanlarında önemli adımlar attık. Filomuzun karbon ayak izini azaltacak çözümleri hayata geçirirken, operasyonel süreçlerimizi dijitalleştirerek hız ve şeffaflık kazandık. Bu ilerlemeler, Ceylog’un gelecekteki büyümesinin en sağlam temellerinden biri oldu.

Türkiye – Avrupa – CIS lojistik üçgenindeki çalışmalarınızı değerlendirdiğinizde 2025 yılında hangi rotalarda talep ve hacim davranışlarının değiştiğini gözlemlediniz? Bu değişimlere nasıl adapte oldunuz?

2025’te Türkiye–Avrupa–CIS lojistik üçgeninde bazı rotalarda belirgin talep ve hacim değişimleri gözlemledik. Özellikle Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte bazı rotalarda talep artışı yaşandı. CIS ülkelerinde gümrüksel prosedürlerde sıkılaştırmalar ve operasyonel değişiklikler de dikkat çekti. Azerbaycan’daki Alat Limanı’nda ise yoğunluk, gemi sıralarının uzunluğu ve şoförlerimizin TM vizelerini almak için gereken süreçler lojistik operasyonlarımız üzerinde etkili oldu.

Tüm bu zorluklara ekibimiz hızlı bir şekilde adapte oldu. Planlama ve koordinasyon süreçlerimizi güçlendirerek projelerimizi sorunsuz bir şekilde tamamladık. Bu sayede hem operasyonel verimliliğimizi koruduk hem de müşterilerimize zamanında ve güvenilir hizmet sunmaya devam ettik. Ayrıca 2026 dönemi için yeni proje bağlantı ve anlaşmalarımızı şimdiden oluşturarak, gelecek yılın iş planlarını güvence altına aldık.

2026 yılı için yatırım planlarınızın odak noktası ne olacak? Hangi segmentlerde genişleme hedefliyorsunuz? Özellikle yeşil lojistik alanında hangi adımları atmayı hedefliyorsunuz?

Uzun zamandır yatırım planlarımızda yer alan gümrüklü bir antrepo projesini, 2025 yılında yaşanan lojistik daralmalar nedeniyle bir süre ertelemek durumunda kaldık. Evet, krizler bazen fırsatlar da yaratabilir; ancak öngörülü olmak gerektiğine inanıyorum. Çünkü her yatırım her zaman fayda sağlamayabilir; yanlış zamanlama bazen faydadan çok zarar getirebilir.

2026’da bu stratejik planımızı hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Bunun yanı sıra, Avrupa’nın önemli liman şehirlerinin bulunduğu bölgelerde Ceylog A.Ş.yi konumlandırma fırsatlarını değerlendiriyoruz ve olmazsa olmazımız olarak, CIS ülkelerinden Kazakistan’da varlığımızı daha fazla güçlendirmeyi planlıyoruz.

Yeşil lojistik bizim için yalnızca bir vizyon değil; karbon ayak izimizi azaltacak, enerji verimliliğini artıracak ve sürdürülebilir taşımacılık çözümlerini hayata geçirecek adımları önümüzdeki dönemde de atmayı sürdüreceğiz. Bu yatırımlar, Ceylog’u hem bölgesel hem de uluslararası ölçekte güçlü, çevik ve güvenilir bir lojistik oyuncusu haline getirecek.

Tedarik zincirinin ayrılmaz bileşenleri arasında yer alan taşıma ve depolama tarafında otomasyon yatırımlarınız önümüzdeki dönemde nasıl evrilecek? İş yapış biçimlerinizi nasıl kolaylaştırarak çözüm ortağı olduğunuz müşterilerinize maliyet avantajı sağlamayı planlıyorsunuz?

Önümüzdeki dönemde, taşıma operasyonlarımızda otomasyon ve dijitalleşme yatırımlarını artırmayı hedefliyoruz. Sevkiyat planlama, filo yönetimi ve takip süreçlerimizi daha ileri teknolojilerle destekleyerek, operasyonları hızlandırmayı ve insan hatasını en aza indirmeyi amaçlıyoruz.

Bu yaklaşım, operasyonel verimliliğimizi artırırken müşterilerimize daha hızlı, güvenilir ve maliyet avantajı sağlayan çözümler sunmamızı mümkün kılacak. Teknolojiyi işimizin merkezine koymak, lojistik zincirindeki güvenilirliği ve zamanında teslimatı güçlendirirken, müşterilerimize sürdürülebilir bir değer yaratmamızı sağlıyor.

Kısaca, inovasyonu ve teknolojiyi odağa alarak hem kendi performansımızı yükseltiyor hem de müşterilerimizin rekabet gücünü artıran çözüm ortağı olmayı sürdürüyoruz.

2025’in lojistik sektörü genel resmini nasıl okursunuz? En büyük kırılma ve en büyük fırsat sizce nerede yaşandı?

2025, lojistik sektörü için karmaşık ve bir o kadar öğretici bir yıl oldu. Piyasalardaki daralma ve ekonomik belirsizlikler, hem maliyetleri hem de talep yönetimini zorlaştırarak sektörde önemli bir kırılma noktası yarattı. Özellikle bazı rotalarda artan gümrük prosedürleri, operasyonel aksaklıklar ve navlun fiyatlarındaki dalgalanmalar lojistiği doğrudan etkiledi.

Buna karşılık, kriz dönemleri aynı zamanda fırsatları da beraberinde getirir. 2025’te gördüğümüz en büyük fırsat, dijitalleşme ve yeşil lojistik yatırımlarını öne çıkaran şirketlerin rekabet avantajı kazanması oldu. Teknolojiyi ve sürdürülebilir çözümleri iş süreçlerinin merkezine koyan firmalar, operasyonel verimliliklerini artırdı ve müşteri güvenini güçlendirdi.

Özetle, 2025 sektörde hem kırılma hem de öğrenme yılıydı; doğru stratejilerle bu zorluklar, uzun vadeli büyüme ve sürdürülebilirliğe dönüşen fırsatlara çevrilebiliyor.

2026 yılında lojistik sektöründe rekabeti belirleyecek yeni parametre sizce ne olacak?

  • Bölgesel Uzmanlık ve Stratejik Konumlanma: Firmaların kritik lojistik hatlarda doğru konumlanması, değişen piyasa koşullarına hızlı adapte olmalarını sağlayacak.
  • Esneklik ve Kriz Yönetimi: Beklenmedik aksaklıklarda hızlı karar alabilmek, lider firmaları diğerlerinden ayıracak.
  • Yatırım ve İnovasyon Odaklılık: Teknoloji ve sürdürülebilir çözümlere yapılan yatırımlar, şirketlerin uzun vadeli rekabet avantajını güçlendirecek.
  • Sürdürülebilir Finansal Yönetim: Operasyonel verimlilik kadar mali disiplin ve stratejik finansal planlama, istikrar ve rekabet üstünlüğü için kritik olacak.

2026’da liderlik sadece lojistiği yürütmek değil; stratejik, yenilikçi ve sürdürülebilir bir yaklaşımla sektörde fark yaratmak anlamına gelecek.

Son olarak eklemek istedikleriniz nelerdir?

2026’nın ülkemiz, sektörümüz ve tüm iş ortaklarımız için başarı, büyüme ve sürdürülebilir fırsatlarla dolu bir yıl olmasını diliyorum; birlikte daha güçlü yarınlara yürümeyi temenni ediyorum.