Enerjisini Üreten Fabrikalar

Sınırda Karbon Düzenlemesi Yeni Çağını Açıyor

Türkiye’nin AB’ye yönelik ihracatında 11 milyar dolarlık akış, yeni karbon muhasebesi döneminin tam merkezine giriyor.

Avrupa Birliği’nin Yeşil Mutabakat kapsamında hayata geçirdiği Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nda (SKDM) kritik döneme girildi. Ekim 2023’te başlayan raporlama süreci, 1 Ocak 2026 itibarıyla fiilen uygulama dönemine dönüşecek. Ticaret Bakanlığı AB Tek Pazar ve Yeşil Mutabakat Dairesi Başkanı Elif Berrak Taşyürek, bu sürecin artık doğrudan mali yükümlülük olarak hissedileceğine dikkat çekiyor.

Bugün SKDM kapsamında AB’ye yapılan ihracat Türkiye toplamında %44 seviyesine ulaşmış durumda. Yaklaşık 11 milyar dolarlık ürün akışının bulunduğu bu çerçevede, ihracatçılar için yeni dönem; karbon emisyonlarının hem hesaplanmasını hem doğrulanmasını hem de raporlanmasını zorunlu kılacak.

Taşyürek, bu geçişte AB’nin basitleştirme mevzuatı yayımladığını da aktarıyor. Buna göre çelik, alüminyum, çimento ve gübre gibi belirli sektörlerde AB içerisinde 50 ton üzerinde ithalat yapmayan alıcılar SKDM yükümlülüğünden muaf tutulabilecek. Bu düzenlemenin özellikle KOBİ ihracatçılar açısından etkilerinin ayrı bir tartışma başlığı olduğunu belirtiyor.

Ancak henüz her şey net değil. Emisyon doğrulayıcılarının akreditasyonu ile ilgili ikincil mevzuat tamamlanmış değil. Uygulama dönemindeki doğrudan ve dolaylı emisyon hesaplama metodolojisine ilişkin nihai düzenleme de yayınlanmadı. Avrupa Komisyonu bu kapsamda üç ayrı mevzuat hazırlığı yürütüyor. Üçüncü ülkelerdeki yenilenebilir enerji yatırımlarının emisyon hesaplamasına nasıl dahil edileceği de masada.

Bir diğer kritik konu ise SKDM sertifikalarının satın alınması. Taşyürek, bunun Şubat 2027 itibarıyla başlayacağını, ithalatçıların çeyreksel dönemler bazında satın alması gereken sertifika miktarının yüzde 50’sini temin etmesi gerektiğini belirtiyor. SKDM beyanlarının 2026 ihracatına ilişkin olarak 30 Eylül 2027’ye kadar tamamlanması gerekecek.

TÜRKİYE İHRACATINDA YENİ OYUN KURALI BAŞLIYOR

SKDM sadece AB ithalatçısının yükümlülüğü gibi görünse de, Türkiye’deki ihracatçılar için maliyetin hangi noktadan ve nasıl yansıtılacağı henüz net değil. Taşyürek’e göre asıl anahtar burada: ihracatçıların kendi emisyonlarını doğru sistemlerle hesaplayıp, doğrulatıp, mevzuata uygun formatla raporlama yetkinliğini hızla inşa etmesi.