Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) ve ihracat pazarlarındaki emisyon odaklı regülasyonlar, özellikle son yıllarda sanayide karbon salımını azaltmaya yönelik adımları hızlandırdı. Gerek SKDM kapsamında olan gerekse otomotiv, hazır giyim gibi ihracatçı sektörlerde, büyük sanayi kuruluşlarından KOBİ’lere kadar geniş bir yelpazede işletmeler, karbon nötr hedefine uyum sağlamak için yakıt dönüşümünü gündemlerine alıyor. Ancak bu süreçte gerçekleştirilen plansız projeler, hayata geçirilen yatırımların kısa sürede işlevsiz hale gelme riskini de beraberinde getiriyor. Enerji Verimliliği ve Yönetimi Derneği (EYODER) Başkanı Onur Ünlü, yakıt dönüşümünün stratejik bir planlama ile yönetilmemesi durumunda hem çevresel hem de ekonomik açıdan ciddi kaynak israfı yaşanabileceği uyarısında bulundu.
“80 YILDA YAPILMASI GEREKEN YATIRIM 4 SENEDE YAPILIYOR”
Karbon nötr beklentileri nedeniyle işletmelerin panik halinde plansız yatırımlar yaptığını söyleyen Ünlü, “Firmalar ihracatlarının kesilmemesi ve yurt dışında pazar paylarını kaybetmemek için hızlı bir şekilde yakıt dönüşümü yapmaya odaklanıyor. Örneğin kömürden çıkmak için kömür kazanını doğal gaz kazanı ile değiştiriyorlar. Ertesi sene fabrikanın çatısına GES kurup elektrik kazanı yatırımı yapıyorlar. Sonra da ısı pompasına geçiyorlar. Bu ekipmanların ekonomik ömrü 20 yıl civarında; yani dört ekipman için 80 yılda yapması gereken yatırım dört senede yapılıyor. İşin bir diğer boyutu da bu yatırımlar yapılırken çoğunlukla yabancı firmalar tercih ediliyor. Dolayısıyla milli servetimiz, Türkiye’yi enerji ekipmanları çöplüğüne çevirme riski olan bu plansız yatırımlar dolayısıyla adeta boşa gidiyor.” dedi.
“TEDARİK ZİNCİRLERİ PLAN VE RAPORLAMA TALEP EDİYOR”
Ünlü, uluslararası tedarik zincirlerinin önceliğinin anlık yatırım değil, stratejik planlama ve düzenli raporlama olduğunun altını çizdi. Avrupa Birliği’nin 2050, Türkiye’nin ise 2053 yılı için karbon nötr hedefi koyduğunu hatırlatan Ünlü, “Ülkeler bile uzun vadeli hedefler belirlemişken hiçbir uluslararası tedarik zinciri, firmalardan emisyonlarını bir gecede sıfırlamasını beklemiyor. Beklenen, dönüşüm sürecine dair net bir yol haritası sunulması ve bu yolculuğun şeffaf biçimde raporlanması. Örneğin; ilk iki yılda enerji verimliliği yatırımlarının tamamlanması, beşinci yılda yakıt dönüşümüne yönelik adımların atılması, onuncu yılda emisyonların yüzde 50 azaltılması gibi hedefler ortaya konulmalı. Süreç boyunca atılan her adım; yani yapılan çalışmalar, alınan teklifler ve imzalanan sözleşmeler düzenli olarak raporlanmalı. Bu yaklaşım hem kaynakların daha verimli kullanılmasını sağlar hem de firmaların gereksiz ve kısa ömürlü yatırımlarla teknoloji çöplüğüne dönüşmesini önler.” dedi.
“ENERJİ VERİMLİ HALE GELMEDEN YAKITI DÖNÜŞTÜRMEK BOŞA YATIRIM”
Ünlü, yakıt dönüşümü için acele karar verilmemesinin bu alanda hiçbir plan-proje yapılmaması anlamına gelmediğinin altını çizerek, “Bir işletmenin enerji verimli hale gelmesi uzun ve çok aşamalı bir süreç. Yakıt dönüşümü de enerji verimliliğinin bir parçası ve sırası gelindiğinde muhakkak yapılmalı. Ancak yakıt dönüşümünden önce işletmelerin tasarruf ederek tüketimlerini azaltmaları ve enerji verimli hale gelecek yatırımlar gerçekleştirmeleri gerekiyor. Bir fabrikayı enerji verimli hale getirmeden yapılan yakıt dönüşümü ve yenilenebilir enerji yatırımları, doğru sırayla planlanmadığında hem gereğinden büyük yatırımlara yol açabilir hem de beklenen etkiyi yaratmayabilir. Hiç kuşkusuz fabrikanın çatısına güneş enerjisi koymak elektrik maliyetini düşürür. Ama bunun öncesinde tüketimi azaltmaya yönelik çalışmalar yapılmazsa emisyon yine yüksek çıkacaktır. Dolayısıyla önce tasarruf ve verimlilik adımlarıyla tüketimi azaltmak, ardından yakıt dönüşümü ve yenilenebilir enerji yatırımları yapmak, yani yol haritası doğrultusunda ilerlemek stratejik olarak doğru bir yaklaşım olacaktır.” diye konuştu.
“BUGÜNÜN DEĞİL, ÖNÜMÜZDEKİ YILLARIN TEKNOLOJİLERİNE YATIRIM YAPIN”
Ünlü, enerji dönüşümüne yönelik teknolojilerin sürekli olarak geliştirildiğine dikkat çekerek, “Enerji ekipmanları teknolojisinde önemli gelişmeler yaşanıyor, dünyanın önde gelen firmaları bu alanda yeni ve gelişmiş ürünler geliştiriyor. Dolayısıyla halihazırda teknolojilerini yenileyen firmalar bunları kullanmaya devam etmeli. Ancak henüz bu dönüşümü yapmayan firmaların bugünün teknolojisine yatırım yapmak yerine uzun vadeli yatırımlar yapmaları daha doğru bir adım olacaktır. Bu süreçte firmalar, bu alanda tüm dünyadaki gelişmeleri yakından takip eden, tecrübe ve bilgi birikimi yüksek enerji hizmet şirketlerinden destek alabilir.” şeklinde konuştu.