Otomasyon sisteminizin otomasyon seviyesi nedir?

Öyle sanıyorum ki Türkiye’deki durum tam tersidir. Otomasyon sistemi kurulan tesislerin önemli bir kısmında otomasyon düzeyi çeşitli nedenlerden dolayı olması gerekenin altında gerçekleşmiştir. Şahsen ben ve çevremdekiler böyle düşünüyoruz.

Bu iki karşıt veri, otomasyon düzeyinin belirlenmesinin önemli bir yönetim kararı olduğunu ortaya koyuyor. Aslında sadece Fraunhofer’in araştırması dahi bu sonuca varmamız için yeterli.

O halde sormalıyız; doğru otomasyon seviyesi nedir ve nasıl belirlenir?
Otomasyon seviyesini çözümde kullanılan ‘insan-teknoloji karışımı’ ile ifade edebiliriz. Böyle olunca da insan-teknoloji karışımını belirlerken hangi faktörlere dikkat edeceğimiz önem kazanır. Bu faktörler dört adettir; imalat maliyetleri, kalite göstergeleri,  üretkenlik ve esneklik.

İmalat maliyetleri tesisin ürettiği ürünlerin birim maliyetlerinin ne tutara ulaştığını dikkate alarak insan-teknoloji karışımı belirlemede dikkate alınır. Genel kural olarak az sayıda üretim için manüel, çok hacimli üretim için tam otomasyon minimum maliyet getirir, ürün miktarına göre de insan-teknoloji harmanı optimize edilir diyebiliriz.

İkinci etmen olan kalite çok boyutlu bir konudur. Kusurlu ürün adedi ile kusur türleri bu kategorinin başta gelen unsurlarıdır. Kalite düzeyini manüel mi, otomatik mi sağlayabiliyoruz sorusuna yanıt bulabildiğimiz anda karar verme yolunda da ilerlemiş oluruz. Maliyetler konusunda geçerli olan kural burada yoktur. Bazı üretim türleri el ile bazı üretim türleri tam otomasyon ile yüksek kaliteye ulaştırılabilir. İlkine Ferrari, ikincisine kutu içecek örneği verebiliriz.
Üçüncü etmen olan üretkenlik (verimlilik değil!) kaç adet üretim yapılacağı ve ne kadar süre içinde üretimin tamamlanması gerektiğidir (diğer ifade ile döngü zamanı).

Sonuncu ama asla en az önemli diyemeyeceğimiz esneklik faktörü değişik ürünleri üretebilme yeteneğidir. Bir otomasyonlu üretim sistemine yatırım yapılırken bugünkü ürünlerin yanı sıra gelecekte üretilmesi planlanan ürünler için de uygun olması düşünülmelidir. Yatırımın bir anda demode olmasına razı olunamayacağı için uzun vadeli düşünme şarttır.
Geçenlerde havaalanında check-in yaptırırken önümdeki yolcu görevli kıza siyah valizini Paris’e, kırmızı olanını da Roma’ya gönderip gönderemeyeceğini sordu. Şaşıran kız böyle bir şey mümkün değil efendim deyince yolcu “oh” dedi, “çok memnun oldum. Geçen sefer öyle olmuştu da!”

Bagajların başka, yolcuların başka yerlere gittiği çok oluyor. THY bana da yapmıştı. İstenirse tamamen engellenebilecek bir kusur olan bu konuda belli bir hata yüzdesine razı olmak otomasyon düzeyini belirleyen maliyet, kalite, üretkenlik, esneklik faktörlerinin gerisinde şirketin pazar (pazarlama değil!) stratejisinin bulunduğunu gösteriyor.
Doğru otomasyon düzeyi ancak pazar stratejisine bakarak anlaşılabilir.