Yeni dönem hedef ve projelerini konuştuğumuz GK Enerji Genel Müdürü Gürsel Kızıloğlu, “EPC firmalarının da yatırım sahiplerinin de ve tabi kamu tarafının da yanında durmakla alanında önemli bir boşluğu doldurma hedefindeyiz. Böylece alanında uzmanlığı kanıtlanmış EPC firmalarını, yatırımcılarla buluştururken hem planlama hem de yönetim süreçlerinin çakıştığı konumda yer almakla sektörümüzün tüm paydaşlarına hizmet vermek istiyoruz. Bunu; teknik sorunların çözümünde inovatif ve cesaretli çözümler üreterek, sektör firmalarının kurumsallaşmaları yolunda eğitimler vererek ve yatırımcılar için güvenli iş birliktelikleri oluşturarak sağlayacağımıza inanıyoruz” dedi.
Öncelikle markanızın kuruluşundan ve sektörde geldiği yerden bahsedebilir misiniz?
GK Enerji’nin kurulması süreci öncesinde sektörümüzün kamu ve özel sektöründe yaşanmış olunan 23 yıllık bir hikayesi bulunmaktadır.
1998 yılında TEAİŞ Erzurum Bölge Müdürlüğünde kontrol mühendisi olarak başlayan bu serüvenimiz, 2007 yılından sonra TEİAŞ Genel Müdürlüğünde, bir bakıma enerjinin mutfağında devam etti.
2015 yılından sonra ise özel sektöre geçiş ile sektörümüzün EPC müteahhit firmalarından birinde 4 yılı süren üst düzey yöneticilik görevinde bulundum.
2019 yılı itibariyle de bu defa sektör yatırımcıları ile çalışarak yatırımcı şapkası altında ter döktük. 2 yılı aşkın bir süre de Genel Müdür olarak, 120 ve 200 MW olmak üzere, Ülkemizin iki büyük RES projesinde YEKDEM’e girme başarısını gerçekleştirmiş olduk.
Serüvenimizin bu yeni sezonunda ise sektöre dair kamudan müteahhitliğe orada yatırım süreçlerine kadar edinmiş olduğumu birikim ve tecrübelerin, dar bir alanda belirli projeler için birkaç beden büyük olacağı düşüncesi ile Ülkemizin gelişmesi için katkı sağlayan resmi – özel tüm çevrelerine “Enerji Temin ve Yönetimi” ana başlığında hizmet vermeye karar vererek GK Müşavirlik ve Enerji Firmamızı hayata geçirdik.
Burada darlık nedeniyle bahsedemeyeceğim ancak merak edenlerin web sayfasında detayları ile bulacakları üzere; uzmanlık alanlarımızda Ülkemizde ilk olan uygulamaları gerçekleştirmiş ve gerçekleştirmeye devam edebiliyor olmanın sağladığı bir güven ile GK Enerji markasının gelişmesi için çalışıyoruz.
Geçen bir yıla yakın zamanda; ülkemizin önde gelen Yüksek Teknoloji OSB’lerinden birinin sıfırdan kurulum sürecinde Enerji Süreç Yöneticiliği hizmeti vermeye devam ediyoruz. Yine Sektörümüzün önde gelen firmalarına özellikle kurumsallaşma süreçlerinde eğitim hizmetleri sunmak, OSB alanlarındaki geliştirme projelerine enerji başlıklarında hizmetler sunmak ve enerjinin en önemli tüketim noktalarından olan endüstriyel sanayi tesislerinde enerji temin ve yönetimi gibi konularda danışmanlık ve uygulamalar yapmakla sektörde kısa sürede adından söz edilir bir marka ortaya çıkarmak mutluluk verici bir durum.
Enerji planlama, yönetim ve uygulama süreçleri konusunda oldukça tecrübeli bir firmasınız. Enerji altyapısı konusunda Türkiye’nin odaklanması gereken konular hakkında bilgi verebilir misiniz? Siz bu konuda nasıl çözümler sağlıyorsunuz?
Bilindiği üzere ülkelerin gelişmesi adında; istihdamdan ekonomik zenginliğe kadar her alanda önemli bir yer edinen üretim yatırımları açısından enerji temini ve daha önemli enerjinin kaliteli ve sürekliliğinin sağlanması; insan vücudundaki damarların açık ve tam doluluk ile kanı vücudun her yerine ulaştırması kadar önemli bir misyondur.
Ülke enerji sistemi için Kamu, Yatırımcı ve Yapımcı olarak üçlü bir sac ayağı durumu söz konusudur. Tekstilden makine kimyaya, otomotivden savunma sanayiye kadar hemen her alanda yatırımcılar üretim bandında çıkan ürüne odaklandıkları kadar, o dinamizme hayat veren enerjiye de odaklanamamaktadır. Bu durum sektörün diğer bir gücü olan yapımcı firmaların önemli hale getirmektedir. Zira enerjinin planlaması, uygulanması ve uzun yıllar boyunca hizmet vermesi üst seviyede mühendislik ve uygulama kabiliyeti gerektirmektedir. EPC olarak tarif ettiğimiz dinamik güç, doğal olarak süreci karı maksimize esaslı olarak yönetmek durumunda kalmaktadır.
İşte yatırımcı ve müteahhit tarafının resmi süreçlerden devreye alma süreçlerine kadar tam bir uyum göstermesi ülkemiz şartlarında maalesef her zaman sağlanamamaktadır. Bunun sonucu olarak da yatırım revizyonları ve takvimsel açıdan başarısızlıklar yaşanabilmektedir. Bu durum milli servet kaybına neden olduğu gibi kaliteli enerji arzında da aksamalara neden olmaktadır. İşte tam bu noktada; enerji üretim, iletim ve tüketim tesislerinin planlamasından izin süreçlerine, kamulaştırmasından proje ve saha uygulama süreçlerine kadar bir bütün halinde enerji sürecinin yönetilmesi gerektiğinden yola çıkarak danışmanlık hizmet alımlarına müracaat etmenin gerekliliği ortaya çıkmaktadır.
Özet olarak ülkemizin zaten kıt kaynakları ile yatırım yapan değerli sermaye sahiplerinin daha planlama süreçlerinden itibaren profesyonel bir süreç danışmanlığı desteği alması sonrasında hem yatırım maliyetlerini optimize edebilir hem de öncelikle çözüme kavuşturulan enerji temini sonrasında diğer tesisleşme süreçlerinde de planlanan takvime uyulması mümkün hale gelebilir. GK Enerji olarak tam bu noktada bahsettiğimiz sac ayağının zamana bağlı dengesini sağlamak üzere misyon edinmiş bulunuyoruz. “GK Enerji sizinle birlikte ise enerji süreçleriniz açısından rahat uyuyabilirsiniz. Optimum planlama, doğru süreç yönetimi ve takvime-hedefe uygun gerçekleşme ile yatırımlarınıza yön verebilirsiniz” diyoruz.
Bu çözümler bazen bir sahanın yapılaşma açılması için enerji iletim hattının ötelenmesi, bazen bir tüketim tesisi için enerjinin alınacağı hattın güzergah ve projesi ile Bağlantı ve Sistem Kullanım Anlaşmalarının yönetilmesi, bazen bir karayolu ve demiryolu ile çakışan hattın bu tesisler ile uyumlu hale getirilmesi, bazen sıfırdan bir OSB kurulum için tüm enerji süreçlerinin yönetilmesi, bazen kapasitesi yeterli olmayan hat ve trafo merkezlerinin kapasitesinin artırılması için özel uygulamalar ile çözüm sağlanması, bazen var olan havai hatların yer altına alınması, bazen de bir tesisin scada ve otomasyon süreçlerinin yönetilmesi gibi konular olabilmektedir.
Kısaca enerji ile yolunuzun kesiştiği noktada yol kenarı levhalarda, GK Enerji markasını yanınızda bulabilirsiniz.
Pandemi döneminde enerjinin kesintisiz bir şekilde çalışmasının ve enerji verimliliğinin ne kadar önemli olduğunu gördük. Bu noktada enerjinin dijitalleşmesinin öneminden bahsedebilir misiniz?
Ülkemiz kalkınması adına vazgeçilmezlerimizden olan sanayi ve endüstrileşme yanında, her hanenin dış dünyaya erişmesine olanak sağlayan internet erişiminden diğer ev araç gereçlerinin kullanımına kadar aslında enerji; hayatın ta kendisidir diyebiliriz. Tıpkı iletim sisteminin vücuttaki ana atar ve toplar damarlara dağıtım sisteminin de kılcal damarlara benzemesi gibi.
Kısa bir bilgi olarak iletim sistemini yöneten TEİAŞ bugüne kadar 70 bin kilometre üzerinde bir iletim ağı ve 800’ü aşkın trafo merkezi yönetmekte olduğunu, bunun her sene 2.000 hat ve onlarca trafo merkezi ile giderek büyüttüğünü belirtmek gerekiyor.
TEDAŞ yönetiminde olan dağıtım sistemi ize Ülkemiz coğrafyasının her noktasındaki abonesine elektriği götürme başarısını sağlamış devasa bir ağı yönetmektedir.
İletim ve dağıtım tesislerinin öğelerini oluşturan direk, hat, trafo ve dağıtım binalarına kadar tüm enerji sisteminin devasa büyüklükte bir mülkiyet alt yapısına, zamansal yönetimine ihtiyaç duyulan teknik alt yapısına, giderek genişleyen üretim ve tüketim ağının doğru planlamasına kadar oldukça büyük datalara sahip olan bir yönetim aracına ihtiyaç duyulmaktadır.
Bu konuda gelişmelerin oldukça memnuniyet verici olduğunu söyleyebiliriz. TEİAŞ cephesinde enerjinin 7/24 karargahı olarak niteleyebileceğimiz “Yük Tevzi Bilgi Sistemi” kurulmuştur. Fiziki varlıklar açısından da; kamu görevinde iken öncülüğünüzü yaptığımız “Coğrafi Bilgi Sistemi” belli ölçüde hayata geçirilmiş ve diğer ilave uygulamaları hazırlanmaktadır. TEDAŞ yönüyle baktığımızda işletmenin özelleştirilmesinin getirdiği süreçlerde özel dağıtım şirketleri büyük oranda son aboneye kadar olacak şekilde “Coğrafi Bilgi Sistemlerini” hayata geçirdiğini görmekteyiz.
Bundan sonraki süreçte konum verilerine dayalı olan bu “Coğrafi Bilgi Sistemlerinin” canlı işletme sistemlerini oluşturan SCADA ve otomasyon sistemleri ile karşılıklı etkileşebilir bir duruma getirilmesidir.
Böylece hem enerjinin üretim ve tüketim yönetimleri hem de işletme bakım ve arıza müdahaleleri konusunda zamansal avantajlar artırılabilecektir. Burada şunu da ifade etmeyi gerekli görüyorum. Enerji iletim ve dağıtım sistemimiz hem çok geniş bir coğrafyaya yayılmakta ve hem de neredeyse 100 yılı bulan bir geçmiş süreçte geliştirilmektedir. Bu nedenle hem fiziki varlıkların yenilemeleri hem de dijital dünya ile entegre edilmelerinin zaman alacağı bir gerçektir. Bu bakımdan kurumlar ve özel sektör büyük bir gayretle çalışmalarını sürdürüyor.
Enerjinin dijitalleşmesinin ufku nedir derseniz; mikro anlamda uzaktan okunabilen abone sayaçları, makro anlamda ise uzaktan kumanda edilebilen trafo merkezleri olarak görüyorum.
Enerjinin izlenmesi ve SCADA sistemleri konusunda sunduğunuz hizmetler nelerdir? Bu alanda gelişen yeni teknolojilerin projelere sağladığı katma değeri anlatabilir misiniz?
Aslında bir bakıma enerjinin üretimi, iletimi ve dağıtımı konusunda devasa bir scada sistemi kurulmakta ve işletilmekte olduğunu görmüş olduk. İşin bu kısmı enerjinin üretiminden nihai tüketim noktasına kadar olan kısmını ilgilendirirken asıl önemli olan diğer bir kısmını da “özellikle endüstriyel tesislerdeki enerji ile temas halindeki her bir ünitenin; güç girişinden hareket veya ürün çıktısına kadar yönetildiği gibi, çıktı olarak oluşan ısı enerjisin veya ürünlerinin de Ülke ekonomisine geri kazandırılması için doğru yönetilmesi” oluşturmaktadır.
Scada ve otomasyon dediğimiz sistemler; üretim süreçlerinin otomasyonu yanında, zamana bağlı değişkenlik gösteren girdi-çıktıları da yönetmeye, verim kayıplarını tespit etmeye ve daha pek çok detayı yönetmeye olanak sağlamaktadır.
Bu bilinçle endüstriyel tesisler başta olmak üzere tesislerin tüm üretim proseslerinde eş zamanlı ve maliyete karşılık gelen değerlendirmeleri ile birlikte işletme-bakım süreçlerini ve verim eğrilerini takip etmek ve gerekli müdahaleleri zamanında yapabilmek için, scada sistemlerine büyük ihtiyaç vardır.
Bunu her makinanın başına diktiğiniz birkaç teknisyenin sanal bir ortamda birbiri ile anlık veri paylaşması gibi görebilirsiniz. Çeşitli sensörlerden gelen verileri anlamlı grafik ve çıktılara dönüştüren bir değerlendirme platformu, tadı anlaşılınca yatırımcı tarafından terkedilmeyecek bir teknolojik olanaktır aslında.
Böylece ham mamul ve enerji girişi olan sistemlerde en optimum maliyetlerle ürün çıktıları alınabilir, süreç içindeki enerji geri dönüşümleri veya kayıpları yönetilebilir bir hale gelmektedir.
Bu başlıktan olarak sektörümüzün önde gelen scada ve otomasyon kurulumu sağlayan çözüm ortaklıklarımız ile birlikte hareket ederek; enerji temin ve süreç yönetimi hizmetlerimiz yanına yatırımcılarımıza, yatırım ve teknoloji çeşitliliğine bağlı olarak sistemlerini tam anlamıyla yönetebildikleri scada-otomasyon çözümleri sunabilmekteyiz.
Yeni dönem hedef ve projelerinizi paylaşabilir misiniz?
2021-2021 yıllarında GK Enerji’nin marka ve uzmanlık bilinirliğinin artırılması ana stratejimizi oluşturmaktadır. Bu hedefi alanında ilk olma özelliği taşıyan çözümler sunmak, kamu süreçlerini doğru yönetebilmek ve sektörde hizmet veren değerli paydaş firmalarımız yakından takip etmekle, zaman zaman çözüm ortaklığı yapmakla gerçekleştiriyor olacağız. Hem yatırımcı plan süreçleri hem kamu süreçleri hem de saha uygulama süreçlerindeki bilgi birikim ve tecrübelerimizle; sektörümüzün müteahhitliğini yapan EPC firmalarının da yatırım sahiplerinin de ve tabi kamu tarafının da yanında durmakla alanında önemli bir boşluğu doldurma hedefindeyiz. Böylece alanında uzmanlığı kanıtlanmış EPC firmalarını, yatırımcılarla buluştururken hem planlama hem de yönetim süreçlerinin çakıştığı konumda yer almakla sektörümüzün tüm paydaşlarına hizmet vermek istiyoruz.
Bunu; teknik sorunların çözümünde inovatif ve cesaretli çözümler üreterek, sektör firmalarının kurumsallaşmaları yolunda eğitimler vererek ve yatırımcılar için güvenli iş birliktelikleri oluşturarak sağlayacağımıza inanıyoruz.