Elektromekanik Sanayicileri Derneği (EMSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Arabul, dünyada enerji sektörünün büyük bir dönüşüm içinde olduğunu belirterek bu dönüşümün kalbinde elektrik enerjisi olduğunu söyledi. “Enerjide 3D Dönüşüm” olarak adlandırılan bu dönüşümün üç ayağı bulunduğunu kaydeden Arabul, “Kısaca, karbonsuzlaşma (decarbonization), dağıtık üretim (decentralization) ve dijitalleşme (digitalization) olarak özetleyebileceğimiz 3D Dönüşüm, yalnızca enerji sektörünü değil, ekonominin bütün yapısını yeniden şekillendiriyor.” dedi.
Elektrik enerjisinin bir zamanlar uygarlığın motoruyken günümüzde omurgası haline geldiğini ifade eden Arabul, “Elektrikte dönüşüm yalnızca teknolojik bir değişim değil, jeopolitik ve ticari dengeleri de yeniden, kökten şekillenmesidir. Orta Doğu’daki çatışmalar, Rusya-Ukrayna savaşı ve yükselen ticaret savaşları, elektriği sadece bir enerji kaynağı olmaktan çıkarıp güvenlik, bağımsızlık ve rekabet gücü meselesine dönüştürdü. Bu süreç Türkiye’nin ise ekonomik bağımsızlığının ve sanayi rekabetçiliğinin geleceğini belirleyecek.” diye konuştu.
KÜRESEL TALEP 2050’DE 60 BİN TERAWATT-SAATE ULAŞACAK
Uluslararası Enerji Ajansı verilerine göre, 2023 yılında 25 bin terawatt-saat olan küresel elektrik talebinin, 2030’da 35 bin, 2050’de ise yaklaşık 60 bin terawatt-saate ulaşmasının beklendiğini dile getiren Arabul, “Buna paralel olarak, bugün yıllık 300 milyar dolar seviyesinde olan küresel şebeke yatırımlarının, önümüzdeki yıllarda senaryolara bağlı olarak 600 ila 800 milyar dolar aralığına çıkacağı öngörülüyor. Bu veriler bize, önümüzdeki 20 yılın yalnızca bir enerji talebi artışı dönemi değil, aynı zamanda tarihin en büyük elektrik altyapısı yatırımı dönemi olacağını açıkça gösteriyor.” açıklamasında bulundu. Enerjide 3D Dönüşümün Türkiye için tarihi bir fırsat olduğuna dikkat çeken Arabul, şunları söyledi:
“Enerjide 3D Dönüşümün en önemli ayaklarından birini karbonsuzlaşma oluşturuyor. Bu dönüşümle yalnızca karbonu azaltmak değil, onu tamamen sistemden çıkarmak amaçlanıyor. Bu da Türkiye için sadece bir çevre yatırımı değil, büyük bir sanayi yatırımı fırsatı sunuyor. Enerji dönüşümünün ikinci ayağı olan dağıtık hem enerji güvenliği hem ekonomik sürdürülebilirlik için artık bir zorunluluk. Günümüzde enerji sadece büyük santrallerde değil, çatılarda, fabrikalarda ve organize sanayi bölgelerinde üretiliyor. Yerinde üretim ithal yakıt bağımlılığını azaltıyor, pik yükleri dengeliyor ve yeni hat yatırımlarına gerek kalmadan akıllı şebeke çözümleri sunuyor. Bu model, yerel istihdamı ve KOBİ ekosistemini güçlendiriyor; kurulumdan yazılıma kadar binlerce yeni iş fırsatı yaratıyor. Enerji üretiminde dijitalleşme de büyük önem taşıyor. Çünkü artık enerji şebekeleri sadece elektriği değil, veriyi de taşıyor. Bu durum siber güvenlik ve veri yönetimi sorumluluğunu beraberinde getiriyor. Artan yenilenebilir enerji üretimi de şebekelerin daha akıllı, esnek ve dayanıklı hale getirilmesini zorunlu kılıyor. Dijitalleşmenin merkezinde akıllı sayaçlar, SCADA sistemleri, dijital ikizler ve yapay zeka destekli analizler yer alıyor. Bu teknolojiler sayesinde üretim ve talep daha doğru tahmin ediliyor, kayıp-kaçak oranı azalıyor, işletme verimliliği artıyor. Kısaca doğru yönetilirse Enerjide 3D Dönüşüm, Türkiye’nin enerji bağımsızlığı ve rekabet gücü için tarihi bir fırsattır.”