Küresel CO₂ emisyonlarının yaklaşık %18’ini oluşturan karayolu taşımacılığı, enerji tüketiminin de %94 oranında fosil yakıtlara bağımlı olması nedeniyle hem iklim krizi hem de kent hava kirliliğinin başlıca nedenleri arasında yer alıyor. Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA) Politika Danışmanlığı, Bilgi, Politika ve Finans Merkezi Program Sorumlusu Jinlei Feng, bu tabloyu tersine çevirmek için atılması gereken adımları net şekilde ortaya koyuyor.
Paris İklim Hedefleri doğrultusunda, elektrikli araç (EV) filosunun önümüzdeki beş yıl içinde sekiz kat büyümesi gerektiğini hatırlatan Feng, “2050’ye gelindiğinde yollardaki araçların %90’ından fazlası elektrikli olmak zorunda. Aksi halde hem iklim hem de ekonomi üzerinde telafisi zor kayıplar yaşanır.” diyor.
YÜKSEK MALİYET, YETERSİZ FİNANSMAN
Geçtiğimiz yıl küresel otomobil satışlarının beşte birini EV’ler oluşturdu. Ancak satışların ve şarj altyapısının büyük bölümü hala Çin, Avrupa ve ABD gibi gelişmiş pazarlarda yoğunlaşıyor. Gelişmekte olan ülkeler ise yüksek maliyetler, yetersiz finansman ve altyapı eksiklikleri nedeniyle geri planda kalıyor.
IRENA raporuna göre, gelişmekte olan pazarlarda karayolu taşımacılığının elektrifikasyonunu hızlandırmak için beş kritik politika öne çıkıyor:
- İddialı Hedefler Belirlemek: Ulusal ve yerel düzeyde net EV satış ve altyapı hedefleri yatırımcıya güven verirken pazarı da canlandırıyor.
- Sürdürülebilir Kentsel Hareketlilik: Elektrifikasyonun yanında özel araç kullanımını azaltacak şehir planlaması, düşük emisyon bölgeleri, plaka kısıtlamaları ve otopark düzenlemeleriyle desteklenmeli.
- Elektrikli Toplu Taşımada Kalkınma Finansmanı: Elektrikli otobüs filoları için çok taraflı kalkınma bankalarının sağladığı krediler, globalde pek çok projeyi hayata geçirdi.
- İki ve Üç Tekerlekli Araçlarda Yenilikçi İş Modelleri: Akü kiralama ve değiştirme sistemleri, yüksek ilk yatırım maliyetlerini düşürerek elektrikli motosiklet ve tuk-tuk’ların yaygınlaşmasını sağlıyor.
- Savunmasız Gruplara Adil Geçiş: Fosil yakıt bazlı ulaşım zincirine bağımlı küçük işletmeler ve bireyler için kapsayıcı istişare süreçleri ve uygun maliyetli destek programları hayati önem taşıyor.
Feng, süreci yalnızca teknik değil, sosyal bir dönüşüm olarak şu şekilde tanımlıyor:
“Elektrifikasyon, sadece yeni araçlar ve şarj istasyonları değil, aynı zamanda insanların yaşam biçimini dönüştüren bir fırsattır. Bu dönüşüm adil olmalı, kimse geride bırakılmamalıdır.”