İçerik, direkt genel müdüre bağlı çalışacak genel müdür yardımcısı arıyoruz.
Hiçbir detayı kaçırmayayım diye (belki farklı alanlarda da uygun birilerini bulabilirim diye) ilanın iletişim bilgisine kişisel mail adresimi yazdım.
Sonuçta bir hafta sonu çalışırım, tüm CV’leri inceler ve gerekli olanlarla yüz yüze görüşürüm diye düşündüm.
Düşündüm de sonuçlar hiç de benim beklediğim gibi olmadı.
Cumartesi, pazar ve pazartesi günü sadece bu iş için çalıştım ama gelen CV’lerin ancak yüzde 20’sini inceleyebildim.

***

“Eee ne var bunda! Türkiye’de çok işsiz var, bir ilana çok fazla kişinin başvurması doğal” diyeceksiniz, tahmin edebiliyorum!
Ama durum hiç de öyle değil!
Çünkü biz, büyümeye paralel olarak dönem dönem çeşitli kademelere elemanlar arıyoruz.
Her eleman arayışımızda da aynı yayınları kullanıyoruz.
Örneğin; editör, muhabir, satış destek, satış, pazarlama, yazılımcı, reklamcı ve hatta kendi işine destek olma / ortak olma türünde ilanlarımıza bile ‘genel müdür yardımcısı arıyoruz’ ilanımıza gelen CV’lerin toplamında yarısı bile gelmedi.

***

Aslında sorun çok açık…
Kişisel sorumluluk isteyen işleri yapabilecek düzeyde yetenekli insan sayısı oldukça az!
Ama olayı sadece Türkiye’ye mal etmeyelim. Ben dünyanın hemen her ülkesinde durumun bundan farklı olmadığını düşünüyorum.
Büyük bir çoğunluğumuz hasbelkader iş yaşamında bir-iki deneyim elde edince, ya; “neden elin işini yapacakmışım ki, kendi işimin patronu olmalıyım” diyor ya da çalıştığı şirket büyüyünce, başarının büyüğünün kendisinden kaynaklandığını zannediyor!
İşte bu yanlış düşünceler sayesinde iş dünyası vasıflıymış gibi görünen vasıfsızlarla doluyor!
Yani, iş yapacak adam ararsan yok, yaptırmak için adam ararsan (denemek isteyen) çok!

***

Bu satırların muhatabı olmayan kaliteli ve nitelikli bir avuç insanı tenzih ederim. Onlar kendileriyle ne kadar gurur duysa azdır ama inanın Aziz Nesin’in verdiği orandan çok daha düşük!
Saygılarımla.