İmalat dünyası son otuz yılda büyük değişiklikler yaşadı. Değişiklikler iki kategoride geldi. İlk kategori süreçlere daha fazla teknoloji eklemek oldu. Teknolojiyi Batı Dünyası yarattı. Başta Almanya, Avrupa ve ABD otomasyon ve bilgisayarlı imalata büyük icatlar getirdiler. Örneğin 2000’li yılların başında Schneider Tranparent Factory konseptini duyurdu. Endüstri 4.0’ın atası sayılabilecek bu kavram ülkemizde de tartışıldı. Ben Internet Teknolojileri Derneği'nde bu konuda bir panel dahi düzenledim. Ancak toplum hazır olmadığından Schneider peşini bıraktı. (Fransızlar vizyonerdi; Internet’ten önce ulusal Internetlerini; Minitel’i yaratmışlardı, Minitel Internet’e, Transparent Factory de Endüstri 4.0’a kurban gitti). Almanya imalat teknoloji dünyasını domine ettiğinden onların dediği olur!

* * *

İkinci değişiklik kategorisi metotlardır. ABD Altı Sigma, İsrail Kısıtlar Teorisi, Japonlar Yalın Felsefeyi imalat dünyasına hediye ettiler. Yalın Felsefe hem katkılarının fazlalığı, hem uygulama kolaylığı nedenleriyle hepsinin önüne geçti. Bugün teknolojinin fabrikalara nüfuz ettiği gibi yalınlık da yaygınlaşmaktadır. Ancak yalınlık kültürel altyapı gerektirdiğinden ilerleme hızı teknolojininkinden düşüktür.

Teknoloji mi metot mu sorusuna yanıt vermek zor olsa da her ikisinin en fazla kullanıldığı sektörden fikir edinebiliriz: Dünya genelinde Volkswagen birinci, Toyota ikincidir.

* * *

Yukarıdaki tablo Endüstri 4.0 ile Yalın Felsefeyi birbirilerine rakip gibi göstermiş gibi olsa da teknoloji ile metodun birlikte benimsenmesi firmalara çok daha fazla katkıda bulunacaktır. Yalınlık ilkeleri olan çekme sistemi, israfın önlenmesi, kısa hazırlık zamanları, üretken bakım, tam zamanında çalışma vb. Endüstri 4.0 teknolojileriyle daha iyi yapılabilecektir.

Endüstri 4.0’ın vaatleri olan şeffaflık, tahmin doğruluğu, kestirimci bakım, hızlılık, yüksek kalite, iletişim ve işbirliği yalın bir fabrikada çok daha sağlıklı meyveler verecektir.

Bunu yapan Tesla Volkswagen’i de Toyota’yı da korkutmaktadır…