İçeriyi düşüneceksin, dışarıyı düşüneceksin, ekonomiyi düşüneceksin, muhalefeti düşüneceksin. Yani bin düşünüp bir söyleyeceksin.

İyi ama sen de insansın. Hayat dediğin öyle bir ömür hesap kitap işleriyle geçmiyor ki!..

Ne yapmak lazım?

(Bence) daha doğal, daha cesur olmak lazım!

Halkına söyleyemediğini muhalefete söylemek lazım. Devleti temsil edenlere söylemek lazım.

Öyle uluorta değil ama! Kapalı kapılar ardında, söylemek lazım.

Örneğin terör meselesi...

İşin taşeronu tamam da arkasında kim var, hangi ülke/ülkeler var? Onu konuşmak lazım.

İktidarından muhalefetine ve ilgili tüm devlet birimine kadar bir ‘ulusal strateji’ belirlemek lazım.

Sonrada bu tip konular üzerinden siyaset yapmamak lazım.

Şimdi, ``Devlet öyle yönetilmez`` diyenler olacaktır.

Olsun! Artık ezberi bozmak lazım.

Sayın Başbakanım, gün bugündür...

Sizin deyiminizle bugün, ``terör için düğmeye basanlar`` yarın durdurmak için de düğmeye basarlarsa, bu sefer cevaplanması oldukça zor bir soruyla daha karşılaşırsınız!

Örneğin: ``Karşılığında ne verdik de terör düğmeye basılmış gibi durdu?`` diye sorarlar!

Böyle olmaması için siz en iyisi ilgili tüm kesimin temsilcileriyle bir kamp yapın.

Herşeyi olduğu gibi anlatın ve ortak bir karar alana kadar da kampı sonlandırmayın.

Siz yeter ki anlaşın, biz çıt çıkarmayız!