Seramik kendisini sürekli geliştiren sektörler arasında. Üretiminde teknolojinin önemli olduğu sektörde hem ürün gelişiminde hem de pazar çalışmalarında yeni
çalışmalar söz konusu. Bir dönemin dijital tasarımları ile ismini andıran sektör oyuncuları, son zamanlarda özellikle pandeminin gündeme gelmesiyle hijyenik özelliğe sahip ürünlerin geliştirilmesine odaklanmış. Neticede hepimizin önceliği hijyen yani sağlık oldu. Ar-Ge çalışmalarında özellikle toplu yaşam alanlarında kullanılacak olan seramiklerde bu özelliğe dikkat ediliyor. Öte yandan geçmiş yıllarda yalnızca işlevselliği ile öne çıkan mutfak, banyo gibi ıslak mekanlar artık evin ruhunu, tasarım kimliğini yansıtan önemli yaşam alanları arasında. Bunda seramik sektörünün farklı tasarım çizgilerine yönelik geliştirdiği ürünlerin rolü büyük. Her kullanıcının kendi zevkine uygun bir seramik ile özgün mekanlar yaratması mümkün… Markalar hem işlevselliğe hem de tasarıma odaklanarak kendilerini yenilemeye devam ediyor. Öte yandan pandeminin ekonomiye olan etkilerinin görüldüğü sektörlerden biri de seramik. Nitekim pandemide Uzak Doğu’nun üretilen ürün tedariği ve lojistiğinde Türkiye’ye göre dezavantajlı olması sektörün özellikle Avrupa’nın tüketimini Türkiye’den tedarik etmeye yöneltti gözlemleniyor. Bu da sektörün ihracat pazarını güçlendirecek bir gelişme… Seramik sektöründeki tüm bu gelişmeleri bu sayımızda sektörün önde gelen oyuncuları ile konuştuk. Yeni sayımızda sanayi yapılarının inşasında uzmanlaşan Piyap İnşaat A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Başkanı Şiyar Ertene’yi ağırladık. Gündemlerindeki projelerini konuştuğumuz Ertene’nin yanı sıra yapı malzemeleri sektörünün tüm kalemlerinin önde gelen isimlerini yeni sayımızda da ağırlamaya devam ettik.
 

VEDALAR VE YENİ BAŞLANGIÇLAR

ST İnşaat Yapı ve Malzeme dergisinin editörü olarak, sekiz yıldır sizlere hem yatırım ayağında hem de yapı teknolojileri kısmında yaşanan son gelişmeleri elimden geldiğince en doğru şekilde aktarmaya çalıştım. Mimarinin gündelik hayatla olan yakından ilişkisi insan yaşam ve davranışını etkileyen sosyal yönü bu alana daha büyük sorumlulukla yaklaşmamda etkili oldu. Ülkemizde ne yazık ki ilk insandan bu yana temel ihtiyaç olan barınma gereksinimi; artan karşılanamamakta. Çarpık kentleşme, yeşil alan yetersizliği; depreme karşı güçsüz, enerji verimliliğinden uzak, çatıdan akan su ya da yan komşusunun sesini duymaya sebep olacak kadar
konforsuz, sağlıksız, verimsiz ve güvensiz bir bina hiçbir insanın kaderi olmamalı. Tüm bu ihtiyaçların bir lüks değil, temel bir ihtiyaç olduğu kabul edilmeli, karşılanmalı. Neticede Türkiye bir deprem ülkesi, Türkiye enerjide dışa bağımlı olan çevre sorunlarının yaşandığı bir ülke, Avrupa’da ölümlü iş kazalarının en fazla yaşandığı (inşaat sektörü ilk sıralarda yer alıyor) ülke… Tüm bu sorunlar gündelik yaşamımızı etkileyen, yapıyla ilişkili temel sorunlar. Güvenli, sağlıklı,
konforlu, bugünün ihtiyaçlarını karşılayan, enerjiyi ve suyu minimum seviyede tüketen binalarla bu sorunları aşabiliriz. Nitekim bugünün yapı teknolojisi bunu sağlayacak güçte… Sekiz yıllık süreçte gerek mimar, yatırımcılar, sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ve de elbette yapı malzemelerinin önde gelen markalarının temsilcileriyle yaptığım söyleşilerde bu konulara dikkat çekmeye, farkındalık yaratmaya çalıştım. Umarım hem topluma faydalı olmuş, hem de yıllardır
dirsek teması kurduğum firmaların markalaşmasında, sesini duyurmasında katkım olmuştur. Severek hazırladığım ST İnşaat Yapı ve Malzeme dergisine ve Endüstri Radyo’daki programıma doğum yapacak olmamın ve sonraki süreçteki sorumluluklarım sebebiyle son vermek zorunda kalıyorum. Bu süreçte birlikte yol aldığım Endüstri Medya ailesine teşekkür ediyorum. Verilen emeğin, severek ve dürüst bir şekilde yapılan her işin her zaman karşılık bulacağına inanan biri
olarak, iş hayatınıza ve özel yaşamınıza verdiğiniz tüm emeklerin topluma da fayda sağlayacak şekilde sizlere geri dönmesini diliyorum. Sevgi ve saygı ile kalın...