Yaşanan olaylar karşısında tepki verme şekli toplumlar arasında değişkenlik gösterir. Dünyada yaşanan ekonomik kriz karşısında verilen tepkiler ve buna bağlı olarak alınmaya çalışılan önlemler de farklılık gösteriyor.
Önlem alma adına dünyada yaşanan örnekleri Türkiye’de de uygulamak ‘bana göre’ iyi bir çözüm değil. Çünkü biz toplum olarak çoğunlukla duygusal bir zekaya sahibiz. Kimin çoğunluk ya da azınlık tarafında olduğunu bir kenara bırakırsak bu ifadeye kimsenin karşı çıkacağını sanmıyorum.
Dolayısıyla da bizi harekete geçirebilecek güç, dünyada karşılığı olmayan basit bir olaydan bile oluşabilir. Tam tersi olarak, dünyada birçok ülkede işe yarayan formüller Türkiye’de hiçbir anlam ifade etmeyebilir.

Nelerden tasarruf edilir

Ekonomik kriz karşısında neredeyse tüm dünya ülkeleri ilk önlem olarak tasarruf tedbirlerini ön plana çıkardı. Ancak tasarruf konusunun bir sorun çözücü olarak değerlendirilmesini en basit ifadeyle ‘yönetim zaafı olarak görüyorum’. Eğer masrafları kısmak, bir şirket için herhangi bir sorunu çözebiliyorsa o zaman bu şirketin karlı olduğu dönemlerde gayet müsrifçe harcamalar yaptığı anlamına gelir ve bu asla kabul edilebilir bir şey olmaz.
Evet, gereksiz harcamaların tespit edilmesi ve önlenmesi gereklidir ancak bunu dünya çapında yaşanan bir ekonomik krizin reçetesi olarak sunmak, ‘hastayı yanlış teşhis ve tedavi’ sonucu kaybetmek anlamına gelir.

Satın alma gücü eritiyor

Ben ne bir siyaset bilimciyim ne de bir stratejist. Ancak ‘her konuyu çok iyi bildiğimi düşünme’ hastalığından kurtulalı yıllar oluyor. Bu hastalıktan kurtulduğunuz an içinizi karşı konmaz bir öğrenme arzusu kaplıyor ve sürekli araştırıyorsunuz. Siz de araştırın, göreceksiniz ki, bugün dünya ekonomisinde yaşananlar, “Küçük parçalara böl, yönetilmesi kolay olsun” stratejisinin bir parçası…
Bu süreci hep birlikte bir daha gözden geçirelim mi?
1) Toplumu toplum yapan değerlerden uzaklaştır. Aile kavramı yerine bireyi ön plana çıkar.
2) Üretmeden tüketimi teşvik et, kredilerle bu durumu destekle.
3) Satın alma gücünü erit, iç dayanışmayı kontrol altına al.
Bunları komplo teorisi olarak gören varsa birkaç kitaba ve yabancı internet yayınlarına bir göz atsınlar. Görülecek ki, bu strateji açıkça paylaşılıyor ve nedeni sorulunca da ‘‘Biz ülke menfaatleri doğrultusunda çalışıyoruz’’ deniliyor.

***

Siz işçi çıkartmaya, tedarikçilerinizi mağdur etmeye ve ‘kötü günler için akçelerinizi saklamaya’ devem edin. Bakın bakalım yakın bir gelecekte hazır paranızla bile satın alabileceğiniz bir şey kalacak mı?