Etekteki Taşlar programına konuk olan Marka Filozofu Muharrem Ali Dere, marka olma yolculuğunu Endüstri Radyo’da anlattı.

HEDEF, YÜKSEK KATMA DEĞER YARATMAK

Ürün ve hizmetlerin markalaştığını ancak ürünlerin şu anda en bilinen markalaşma olduğunu söyleyen Dere, bunun yanı sıra kişilerin, konsepti olan projelerin ve coğrafyaların, doğal yapıların da markalaştığını kaydetti.

Markada hedef, yüksek katma değer yaratmaktır diyen Dere, “Eğer siz yüksek katma değer yaratamıyor iseniz insanlar sizi çok bilse de zamanla kayboluyorsunuz ve işlemez hale geliyorsunuz. Bu işler yüksek kar amacı için yapılıyor. İnsan bedeni için kan neyse işletmeler için de kar aynı öneme sahiptir. “ dedi.

Tarihten silinen kültürler ve diller olduğu gibi markaların da bir ömrünün olduğunu hatırlatan Dere, Türkiye’nin güçlü bir marka olduğunu ancak bu markanın çok daha iyi yönetilmesi gerektiğini belirtti.

MARKA ÖĞRETİLERİ EKSİK

Markanın temel şartlarından birinin kalite olduğunu söyleyen Dere, Türkiye'de marka öğretilerinin eksik olduğunu belirtti.

Dere, bir markanın kimliğini, marka imajını, promosyonunu, organizasyonunu ve danışmanlıklarını tanımlamak zorunda olduğunu belirtti.

Türkiye’de ortak çalışma sisteminin zayıf olduğunu söyleyen Dere, sözlerine şöyle devam etti:

“Önce markanın adını doğru bulmak gerekiyor. Marka tescilini yaptırarak patent alınmalı. Ne kadar çok patent olursa o kadar pazarda yer bulurlar. Marka kimliğini destekleyecek görseller, kaliteli fotoğraflar olmalı. Bu fotoğraflar en az işin kendisi kadar kaliteli olmak zorunda. Eğer bir markanın başındaki kişi işinde ustaysa reklamcısı, pazarlamacısı ve tasarımcısı da en az onun kadar usta olmalı. Aynı zamanda video ve sosyal medyada günümüzde çok değerli. Promosyon tutundurmak için değerli ardından belgelendirme süreçleri var. Mümkünse sıradışı iş olması da tercih sebebi olmalı. “ ifadelerini kullandı.

Programı buradan dinleyebiilirsiniz.