Can Karadut’un hazırlayıp sunduğu Eve İş Götürme programına katılan Platin Bilişim Genel Müdürü Ayhan Bamyacı, siber güvenlik sistemlerini anlattı. Gelişen teknolojiyle birlikte siber güvenlik anlayışının da farklılaştığını belirten Bamyacı, insan sağlığı hangi yönde etkileniyor ST Endüstri Radyoda anlattı.

“ARTIK HER ŞEYE KOLAY ERİŞİYORUZ”

Eğer konforunuz varsa güvenliğiniz yok demektir. Yani konfor ve güvenlik birbiriyle ters orantılıdır. Dijitalleşme dediğimiz şey öyle bir hal aldı ki; artık her şeyi son derece kolay bir şekilde yapıyoruz. Her şey dönüştü ve dönüşüyor. Ülkeler de kendi iç hallerine dönmeye başladı globalleşmeden uzak ve milliyetleşmeye başladı. Oysa internet ve siber uzay dediğimiz, hayatımızın her anında olan kavramlar sınırları ortadan kaldırdı. Bugün Hollandaya gitmek isteseniz belki vize alamazsınız ama Hollanda’daki bir makineye kolayca ulaşabilirsiniz. Artık değişik bir çağa giriyoruz. Dolayısıyla her şeyin dijital olduğu bir ortamda güvenliğinde dijital olması lazım. 

“SİBER GÜVENLİK ANLAYIŞI DEĞİŞİYOR”

Şimdiye kadar güvenlik olarak kabul ettiğimiz her şey veri güvenliği idi. Bankalardaki bilgilerimizin, kişisel kayıtlarımızın güvenliğiydi.Öyle bir noktaya giriyoruz ki; örneğin şu anda bizim göğsümüzü kabartan en önemli şeylerden birisi insanlı ve insansız hava araçları baktığınızda. Bir işlemci ve makinadan oluşuyor biri onu kontrol edebiliyor. Bu, başkalarının da insansız hava araçlarını kontrol edebileceği anlamına geliyor. Öyle bir silahın başkalarının eline geçtiğinde yaşayabilecekleri düşünün. Birisi eline geçirdiğinde neler yapabilir? Siber güvenlik alanında öyle bir noktaya doğru gidiyoruz ki; bu alandaki zaafiyetler ve sıkıntılar sadece bizim bilgimizle ya da paramızla değil sağlığımızla da doğrudan ilişkili bir halde. Bu sebeple de son derece önemli.

“OLAY BAŞIMIZA GELİRSE ANCAK FARKINA VARIYORUZ”

Siber güvenlikte o kadar çok birbirinden farklı parça var ki; tüm parçaları bir anda yönetebilmek ve koruma sağlamak çok önemli değil. Bu gerçekten çok detaylı bir konu. Bunun için zaten çok fazla siber güvenlik uzmanlığına ve siber güvenlik firmasına ihtiyaç var. Sadece Türkiye'de değil tüm dünyada böyle. Tabii herkes kendine nereden zarar geldiğini görürse oraya odaklanıyor. Elbette kullanıcılar sahte web siteleri üzerinden dolandırıldıkları zaman ya da kredi kartında birtakım beklemedikleri hareketleri gördükleri zaman siber güvenliğin ne kadar önemli olduğunun farkına varıyor. Başka bir firma ise beklediği bir ödemenin kendi hesabına değil başka bir hesaba gittiğini görünce bunun ne kadar önemli bir şey olduğunu anlıyor. Dolayısıyla günlük hayatta etki alanı birbirinden farklı siber güvenliğin. Ancak etki alanları bu şekilde kalmayacak ve bambaşka yönlere doğru gidecek. Veriye erişim imkanları arttıkça bunun istismarından ortaya çıkan siber güvenlik olayları da çeşitlenecek 

“DANIŞMANLIĞA İHTİYAÇ VAR”

KOBİ’lerin her şeyden önce bir danışmanlığa ihtiyacı var. Siber güvenlik öyle bir parça ile olabilecek bir şey değil, dizayn edilmesi lazım. Eskiden sadece bir çevre güvenliğini sağlayarak çok daha fazla şeyler yapabilirdiniz. Ancak şimdiki durumlarda bu yetmiyor, mutlaka tüm güvenliği dijital olan, tüm ortamlarını koruyacakları birbirinden farklı yapıların olması gerekiyor. En iyi teknolojiye sahip olsanız da akşam saat 6'da işletmenizin, fabrikamızın kapısını kapatıyorsunuz. Halbuki bilgisayarlarınız internete bağlıysa 7/24 fabrikanızın kapısı açık demektir. Dolayısıyla her şeyden önce 7/24 burayı izleyecek, sıkıntılar varsa bunun için tedbir alacak bir yapıya ihtiyaç var. Siber Güvenlik Merkezi ile ana güvenlik sistemlerini kurmak ve bunların bir Siber Güvenlik Merkezi tarafından izlenmesine olanak sağlamak gerekiyor. Bunları ilk adımlar olarak söyleyebiliriz.