Olgunluk Modeli iş dünyasında yaygın bir kavramdır. İlk önce ABD Savunma Bakanlığı tarafından yazılım ürünlerine uygulanmıştır. Yazılımın soyut ve görünmeyen bir ürün olması kalitesinin anlaşılmasında mecburen geliştirme sürecinin dikkate alınmasına yol açmış ve bu sürecin yönetim biçimi olgunluk modelinin aşamaları olarak belirlenmiştir. Yazılımın peşinden tasarım, risk yönetimi, talep tahminleri vb. pek çok alanda olgunluk modeli bir değerlendirme aracı olarak kullanılır olmuştur. 2012 yılında Jeroen van der Berg Highly Competitive Warehouse Management isimli eseriyle modeli depo yönetimine uyarlamıştır.  

Berg’in uyarlamasında dört basamak bulunmaktadır. İlk basamak tepkisel (Reactive) çalışma biçimidir. Bu aşama yönetim kültürünün ve yetkin personelin bulunmadığı, anlık kararlarla operasyonların gerçekleştirildiği evredir. 

İkinci faz etkin çalışma dönemidir. Personele eğitimler verilmekte, tatbikat yaptırılmaktadır. Süreçler oturmuş, prosedürler belirlenmiş olup işleyiş şeffaf ve öngörülebilirdir. 

Üçüncü faz istisnaların başarıyla yönetildiği yanıtsal (Responsive) aşamadır (Tepkisellik omurilikte alınan kararları, yanıtsallık beyin ile alınan kararları refere eder). İstisnai durumlar için süreç tanımları ve prosedürler bulunamayacağından zekice inisiyatifler almalıdır. Bu evrede IT kullanılmakta olup en iyi uygulamalar (Best practices) da hızla benimsenmektedir.  

Dördüncü faz iş birliği fazıdır. Depo tedarik zincirinin etkin partneri olarak işletilmekte ve zincirin genel performansına katkıda bulunmaktadır. Bu evrede inovasyonlar öne çıkmaktadır. 

Deposuna basamak atlatabilen yönetici iyi yöneticidir