Ajan Elektronik 1973’ten bu yana metal işleme sektöründe yüksek teknolojili makinalar üretmektedir. Yurt içinde ve yurt dışında 40’ı aşkın ülkede 6 bini aşkın makinası bulunmaktadır. Söz konusu makinaların hepsi faal olup, tüm yedek parçaları stoklarda mevcuttur. Şu an dört fabrikası ve 300’ü aşkın personeliyle Ajan Elektronik Türkiye’de CNC plazma pazarının liderliğine ve de uluslararası alanda gün geçtikçe artan bir pazar payına sahiptir.

Takım tezgahı konusunda hangi yelpazede ürünleriniz mevcut? Müşterilerinize sunduğunuz teknolojilerden bahseder misiniz?

Ajan Elektronik olarak sac işleme makinaları başlığı altında CNC plazma kesim ve fiber lazer kesim makinaları üretmekteyiz. Şunu özellikle belirtmem gerekir ki biz ürünlerinde kullandığı teknolojiyi ithal eden değil üreten Türkiye’nin sayılı firmalarından biriyiz. Makinalarının güç ünitesi, CNC ünite, kesici kafa, servo motor, yazılım gibi en hayati bölümlerini kendi bünyesinde oluşturup yüzde 100’e yakın bir yerlilik oranıyla satışa sunan tek firma olmaktan da gurur duymaktayız.

Hangi sektörlerle yoğun olarak çalışıyorsunuz?

İnşaat ve çelik konstrüksiyon, tersanecilik, tarım mekanizasyon, makina üretim, dorse-damper ve araç üstü ekipman üretimi ağırlıklı olmak üzere sac malzemenin kullanıldığı tüm sektörlerde makinalarımızla hizmet vermekteyiz. Ayrıca piyasaya fason kesim hizmeti veren firmalar da müşterilerimizin önemli bir bölümünü oluşturmakta.

Sizce takım tezgahı sektörünün gelişimi ülkemizde ne boyutta? Yerli üretimin geldiği noktayı değerlendirir misiniz?

Türkiye’de takım tezgahları sektörü hem üretim hem kullanım hem de ihracat tarafında büyümesini sürdürüyor. Bu sektör ekonominin lokomotiflerinden biri durumunda. Türkiye, takım tezgahları kullanımında 2017 yılı verilerine göre dünyada 13’üncü sırada yer almakta. 2018 yılında sanayi üretiminde tahmin edilen büyüme rakamlarına ulaşılabilirse takım tezgahları kullanımında dünyada 11’inci Avrupa’da ise 3’üncü sıraya yükselmemiz söz konusu. Takım tezgahları sağladığı katma değer ile tüm sektörlerde üretimi artırmakta, yan sanayinin gelişimini desteklemekte, nitelikli personele yönelik istihdam oluşturmakta, dışa bağımlılığın ve dış ticaret açığının azaltılmasını sağlamakta. Tüm bunları sağlamada elbette yerli üretimin önemi yadsınamaz. Türkiye sac işleme makinaları konusunda son 10 yılda yerlilik ve kalite açısından büyük gelişme kaydetti. Bu sayede de bizim gibi dünyaca tanınan markalar ortaya çıkardı. Ancak talaşlı imalat tezgahları tarafından baktığımızda ihtiyacın büyük kısmının ithal mallarla karşılandığını görmekteyiz. Bu tür tezgahların yerli üretimine öncelik verip daha iyi noktalara gelebiliriz.

İmalat sanayi ihracat odaklı üretimini sürdürürken kuşkusuz en önemli desteğini CNC sektöründen alıyor. Peki, son dönemde piyasanın talebi daha çok hangi klasmandaki ürünlere oluyor? Beklentiler yüksek teknolojiye mi dayalı yoksa fiyat mı belirleyici unsur oluyor?

Bu konuda yine şöyle bir ayrım söz konusu: İmalat sektörü sac işleme tezgahı taleplerini yurt içinden hem teknolojik beklentilerine paralel hem de uygun maliyetlerle karşılayabiliyorlar. Ancak talaşlı imalat tezgahı ihtiyaçlarında ithal ürünlere yönelmek durumundalar. Buradaki dışa bağımlılık, istenen teknolojinin seviyesine göre maliyetin artması gibi bir doğru orantı ortaya çıkarmakta. Yani fiyat burada çok daha belirleyici bir unsur olarak görünüyor.

Son yıllarda Endüstri 4.0 ile akıllı makinaların sanayide yer almasıyla birlikte, tüm dünyada üretim teknikleri yeniden şekilleniyor. Artık imalatta; nesnelerin interneti, robotlar arası iletişim ve karanlık fabrikalar gibi konular gündemde. Sizce Türkiye buna hazır mı? Piyasadan gelen talepler nasıl?

Endüstri 4.0 dönüşümü uzun bir süreci kapsamakta ve ülke olarak bunun çok başındayız. Almanya, ABD, Japonya, Güney Kore gibi yüksek teknoloji üreten ülkeler bu yolda diğer ülkelere göre birkaç adım öndeler. Ülkemizin coğrafi konumu ve düşük iş gücü maliyeti gibi özelliklerinin artık küresel rekabetçilik açısından yeterli olmadığı bilinen bir gerçek. Endüstri 4.0 ülkemizin rekabet gücünü artırabilmek için önemli fırsatlar sunuyor. Bu konuda farkındalık yaratmak için özel sektör ve meslek kuruluşları çalışmalar yapmaktalar. Ancak böyle kapsamlı bir dönüşümün kamunun desteği olmadan gerçekleştirilmesi mümkün değil. Teknolojik alt yapının geliştirilmesi, yatırım ve teşvik imkanlarının arttırılması, nitelikli eğitim programlarının yaygınlaştırılması gibi adımların bir an önce atılması gerekiyor. Böylece hazırlık aşamasından eylem aşamasına geçme sürecimizi daha da kısaltabiliriz.

 

Eğitim, makina sanayinde önemli bir konu… Özellikle hem satış noktasında hem de kullanıcılar özelinde… Sizin markanız özelinde ne gibi çalışmalar yapılıyor?

Eğitim her konuda çok önemli bir yer teşkil ediyor. Sektörün gelişmesi ve rekabet gücünün artması, böylece sanayimize ve ekonomimize katkısının artması için nitelikli iş gücü şart. Bu da nitelikli ve sürekli eğitim zorunluluğu doğuruyor. Biz de Ajan Elektronik olarak hem müşterilerimize hem de kişisel isteklilere sürekli ve ücretsiz eğitim hizmeti sağlıyoruz. Haftalık programlar dahilinde misafir ettiğimiz katılımcılarımız, fabrikamızda kurduğumuz bilgisayarlı eğitim sınıfımızda yazılımımızı öğrenirken aynı zamanda örnek makinalarımız üzerinde program uygulama ve kesim yapma olanağı buluyorlar. Böylece teoriyi pratikle desteklemiş oluyorlar. Eğitim sonunda da yapılan testlerde başarılı olan arkadaşlarımız sertifikalarını teslim alıp fabrikamızdan ayrılıyorlar. 

Son yaptığınız yatırım veyahut projeniz hakkında kısaca bilgi alabilir miyiz? İş gündeminizde neler var?

Yakın zamanda yeni bir fabrika yatırımımız oldu. Böylece toplamda 30 bin metrekare bir alana ulaştık. Bir bölümünde dizayn çalışmalarının devam ettiği yeni fabrikamız, tam anlamıyla faaliyete geçtiğinde hem şu an ki üretim ve hizmet kapasitemizi artıracak hem de ileriye dönük planlamalarımızda önemli bir hareket alanı oluşturacaktır. Bunun yanında rezonatör ve kesici kafa dahil kendi üretimimiz olan fiber lazer kesim makinalarımızla ilgili Ar-Ge çalışmaları da kesintisiz devam etmekte. Çeşitli güç değerlerinde ve kesme kapasitelerine sahip yerli lazerlerimizde yaptığımız bu çalışmalarda hedef, hem makina yatırımında hem de satış sonrası hizmetlerde çok daha uygun maliyetlerle müşterilerimize Ajan ayrıcalığını yaşatmak ayrıca dışa bağımlılığın azaltılarak ekonomimize daha fazla destek olmaktır. 

2019 öngörüleriniz nelerdir?

Ekonomik anlamda sıkıntılı bir dönemden geçiyoruz ülke olarak. Kurdaki artış ve yüksek faiz nedeniyle yatırımlar erteleniyor haliyle. Ancak ülkemiz daha önce de bu tarz bunalımlar geçirdi ve hep ayağa kalkmasını bildi. Şimdi de bu potansiyele sahip yeter ki üretmeye devam edelim. Üreterek elbirliği ile bu günleri atlatacağız, bu nedenle 2019 her anlamda daha iyi bir sene olacak diye düşünüyorum.