Kısa adı MAİB olan Makine İhracatçıları Birliği tarafından yapılan açıklamaya göre, ekim ayı sonunda Türkiye'nin serbest bölgeler dahil toplam makina ihracatı 19 milyar dolar olarak gerçekleşti.

YÜZDE 26,6 ARTIŞ OLDU

Sektör, 2020'nin aynı dönemine kıyasla 2021'in 10 aylık döneminde dış satımını yüzde 26,6 artırmayı başarırken, Covid-19'un etkisinden arındırılmış rakamlarla, sektörün ihracatındaki artış 2019’a kıyasla yüzde 17,5 olarak kaydedildi.

Söz konusu dönemde Almanya, ABD, Birleşik Krallık, İtalya ve Fransa en çok dış satım gerçekleştirilen ülkeler olarak ilk 5 sırada yer alırken, bu ülkelere yapılan toplam ihracat, 10 ay sonunda yüzde 31 artarak 6 milyar doları geçti. 

"YEŞİL VE DİJİTAL DÖNÜŞÜM KÜRESEL TALEBİ ARTIRIYOR" 

MAİB Başkanı Karavelioğlu, BM Sınai Kalkınma Örgütü’nün (UNIDO) üretim verilerine göre, bu yıl makina imalatını en çok artıran ülkelerin başında Türkiye’nin geldiğine dikkat çekerek şöyle konuştu:

“Dünyada pandemiden en güçlü dönüş yapan sektör makina imalat sanayii oldu. Gelişmiş ülkelerde yüzde 14, Çin’de ise yüzde 28,6 büyüyen makina üretiminde Türkiye, yılın ilk yarısında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 44,6 artış sağladı. 2021’i yüzde 30 üretim artışı ile kapatacağız, iki yıllık artışımız miktar bazında yüzde 40 üzerinde olacak. Şirketlerin yeni kapasite yatırımları ile yeşil ve dijital dönüşüm konusundaki ihtiyaçları makinaya küresel talebi artıyor. Bu süreç tahminen önümüzdeki 2 yıl daha sürecek ve sektörü belki de uzun yıllar bir daha rastlayamayacağımız türden bir büyüme fırsatı bulacak.”

"REKABETÇİ ALTYAPIMIZ İDDİALI BAKMAMIZI SAĞLIYOR"

Türkiye'nin önündeki fırsatı değerlendirebilmesi açısından küresel gelişmelerin son derece iyi bir şekilde analizinin yapılması gerektiğini vurgulayan Karavelioğlu, "Pandemi etkisiyle meydana gelen tedarik zincirlerindeki yıpranma, aşırı lojistik maliyeti, malzeme eksikliği ve enerji sorunları üst üste bindi. Enerji bahsinde koyduğu karbon hedefleri nedeniyle üretimini yavaşlatan Çin, bir yandan da ülke içindeki sosyal ve ekonomik tedbirlere odaklanıyor. Bu gelişmeler AB için Türkiye’yi köprü ülke olarak öne çıkarıyor. Türkiye’nin makina sektörünün rekabetçi altyapısı da geleceğe daha iddialı bakabilmemizi sağlıyor." dedi.

Gelişmiş ülkeler için ucuz tedarik anlayışının yerini güvenli bir yapıya bırakmakta olduğu yeni değer zinciri içinde, sektörün dönüşümünün tüm sektörler için lokomotif etkisi yaratacağına dikkat çeken Karavelioğlu, "Konjonktürel artışları kalıcı ve sürdürülebilir kılacak dijital dönüşüm süreçleri üzerine yoğunlaşmak için zaman hızla daralıyor. 5G'ye daha hızlı kavuşmak ve dijitalleşme sürecinde geri kalmamak için insan kaynağımızı, zengin içeriklerle donanmış, uygulamalı ve somut eğitim programlarından geçirmek zorundayız." diye konuştu.

"ARADIĞIMIZ KAYNAK MAKİNA İTHALATINDA"

Türkiye’nin imal ettiği tüm makinalarda enerji optimizasyonu ve çevre duyarlılığını sağlaması, bu düzeye ulaşmış dallarını ve imalatçılarını da haksız rekabetten koruması gerektiğine dikkat çeken Karavelioğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Dünyada makina teçhizat yatırımlarına, milli gelirine göre en büyük oranda kaynak ayıran ülkelerden biri olarak, yatırımcımızı ve pazarımızı niteliksiz ve teknoloji sınıfı düşük makinaların müessif cazibesinden uzak tutabilmeliyiz. Dünyanın önündeki zorlu virajı alabilecek ülkeler, kendi makineleriyle ilerleyenler olacak. Kullanıcıların yerli makineler edinmelerini kolaylaştıracak ve cazip kılacak finansal araçları hızla geliştirmeliyiz. Buna dair toplumsal bilincin yaygınlaşıp güçlendirilmesi için uğraş vermeyi, herkese düşen bir sorumluluk olarak görüyoruz.”

Karavelioğlu, finansal kaynakların ve ikiz dönüşüm için gereken zamanın çok dikkatli harcanması gerektiğini dile getirdi:

SOYSERİN GRUP'UN 2024 HEDEFİ YÜZDE 20 KAPASİTE ARTIŞI SOYSERİN GRUP'UN 2024 HEDEFİ YÜZDE 20 KAPASİTE ARTIŞI

"Kamunun hemen bütün planları gibi, Yeşil Mutabakat Eylem Planı da ciddi hazırlıkların bir ürünü olarak ilan edildi. Acil eylemler için önümüzde 1 yıldan daha kısa bir süre var. Türkiye’nin enerji üretiminde AB’den çok daha yeşil bir konumda olması, uygulamada karşılaşacağımız sektörel farklılıkların tolere edilmesini sağlayacaktır. Sanayi elektriğinin nasıl sübvanse edileceği konusu, başta AB olmak üzere bütün dünyanın gündeminde. Gelişmeleri yakından takip etmeli ve aksiyon almakta gecikmemeliyiz. Her zamankinden daha çok dövize ihtiyacımız olan bu süreçte makine ithalatına son 12 ayda 34 milyar dolar ayırılmış olması, önemli bir potansiyeli de gözler önüne seriyor."

"TURQUM SAHAYA İNİYOR"

Makina imalatçısının kurumsal yetkinliğini öne çıkararak, Türk makinalarının imajını dış pazarda güçlendirmek amacıyla kurulmuş bulunan TURQUM Kalite Sertifikasyon sisteminde icra görevi, Türk Standardları Enstitüsü (TSE), Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB), Savunma Teknolojileri ve Mühendislik A.Ş. (STM), Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) ve Silahlı Kuvvetler Vakfı’nın (TSKGV) ortak girişimi olan Test ve Değerlendirme A.Ş.'ye (TRTEST) devredildi.

MAİB, TRTEST ve MAKFED arasındaki iş birliği anlaşması Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan Büyükdede ve TİM Başkanı İsmail Gülle huzurunda imzalandı. Anlaşma ile TURQUM’un sahaya indiğini kaydeden Karavelioğlu, şöyle konuştu:

"TRTEST’in savunma sanayinden gelen sertifikasyon tecrübesinin ve yüksek teknolojili test merkezlerini de içeren geniş envanteri ile kurumsal kapasitesinin, TURQUM’un pratiğini güçlendireceğine ve aranılan bir belge olmasını sağlayacağına inanıyoruz. Yakın zamanda dünyada uygulamalarıyla karşılaşacağımız ‘zincir tedarikçisi’ olma yetkinliğine dair yeni sertifikaların da bu sistemde yer bulacağını düşünüyoruz."