Ağustos ayında yaşanan, bu coğrafyanın hiç alışık olmadığı afetler kimi kesimlerde betonlaşma, kader gibi nedenlere bağlansa da bilimsel çevrelerde küresel ısınmanın göstergelerinden biri olarak kabul edilmekte. Dünya ortalama sıcaklığının iki derece yükselmesini kritik eşik olarak değerlendiren uzmanlar buraya ulaşılmaması için düşük karbon ekonomisine dönüşüm yapılmasını önermekteler. 

* * *

Karbon ekonomisinden düşük karbon ekonomisine dönüşmenin üç koşulu buluyor: sermaye, teknoloji ve politika. Uluslararası Enerji Ajansı’nın 2030 yılına kadar gerekli gördüğü dönüşüm bütçesi 10,5 trilyon dolar. Bu tutar teşvikler, teknoloji ve altyapı yenileme için. Karbon enerjisi bugün güvenilir, süreklilik arz eden, ucuz ve kolayca erişilebilir durumda. Düşük karbon enerjileri ise emniyetsiz, süreksiz ve pahalılar. Bu tabloyu değiştirecek politika ve teknolojileri geliştirip uygulamadan sıcaklık yükselmesinin önü alınamayacak. 

* * *

Düşük karbon ekonomisine geçişin ilk adımı uluslararası antlaşmalar. Bu gerçek ortada iken ABD başkanı Trump’ın sorumluluktan kaçması, üstelik ülkesinden kişi başına 19 ton sera gazı yayılırken hiç yakışık almıyor. Gerçi iki okyanus arasına sıkışmaları nedeniyle devamlı kasırga ve hortumlarla uğraştıklarından bizim muson iklimine girmememizi düşünecek de değiller. Trump’a rağmen umut yine ABD’li firmalarda; CODA Automotive, Tesla Motors, Fisker Automotive sayesinde elektrikli araçların yaygınlaşacak olması kötü sonu geciktirecek.