Kanser dosyası-1 başlıklı yazıya ilginin yoğun olacağını tahmin etmiştim ama inanın bu kadarını da beklemiyordum. Bu hastalığın en iyi ilacı doğru bilgiye sahip olabilmektir. Kanserle ilgili bilgileri her ayın 1’inde yayımlanan S.T. Otomasyon ve 15’inde yayımlanan S.T. Makina Dergilerinde yayımlamaya devam edeceğim. Bu yazı dizisi tamamlandıktan sonra, yazıları yeniden derleyecek ve bir kitap olarak yayımlayacağım. Tek amacım, çağımızın bu kadar yüksek teknolojiye sahip olmasına rağmen neden kanser hastalığının önüne geçilemediğini ve çözüm için neler yapılabileceğini paylaşabilmektir.

Hurafelere inanmayın

Bazı insanlar kötü şeyleri konuşmanın o kötülüğü davet edeceğine inanır. Siz onlardan olmayın. Çünkü kanser, davet edilerek gelen bir hastalık değil, sürpriz yaparak gelen bir hastalıktır. Kanser hastalığı hakkında konuşmaktan değil, bu hastalık hakkında gereken bilgiye sahip olmamaktan korkun.

Bunları hiç yaşamadan bilin

Allah korusun, siz ya da bir yakınınız bu hastalıkla karşı karşıya kaldığı zaman, önce kanserin türü ve evresi tespit edilir. Bu veriler ışığında doktorunuz ilk yorumunu yapar; ‘‘Biz bu aşamadaki hastaların yüzde şu kadarını kurtarabiliyoruz! Ya da; ‘‘Yüzde şu kadar şansınız var’’. (Yüzde sıfırla, yüzde 90 arasında değişen rakamlar verilir) Bu oranlar geriye dönük hasta kayıtlarına bakıldığında gerçeğe çok yakındır.
Bu sözleri siz dilediğiniz gibi yorumlayabilirsiniz ama gerçek şudur: Size verilen oran ne olursa olsun sizin bu hastalıktan tamamen kurtulma şansınız her zaman yüzde 50’dir. Yani sizin bağışıklık sisteminiz ya bu hastalığa karşı savaşı kazanacak, ya da kaybedecektir.

Doktorunuzun önerisi ya kemoterapi ya da radyoterapi

Günümüzde kanser hastalığı tedavisinde, dünyada belli bir protokole bağlı kalınarak piramit denilen bir tedavi şekli uygulanır. Bunlar; kemoterapi, radyoterapi ve kanser cerrahidir.
Bir hastaya kanser tanısı konulunca doktorların ilk başvuracağı çözüm! de ya kemoterapi, ya da radyoterapidir...
Önce kanserin nasıl bir hastalık olduğunu bir kez daha hatırlayalım.
Kanser: Vücuttaki bazı hücrelerin kontrol edilemez bir şekilde çoğalması hastalığıdır.
Şimdi bu protokolde yer alan tedavileri kısaca bir tanıyalım.
Kemoterapi: Kimyasal bir ilaçtır. Vücutta hızlı çoğalan tüm hücreleri öldürmesi için tasarlanmıştır. Yani kanserli hücreyi tespit edemez, hastalıklı; hastalıksız tüm hücreleri hedef alır. Bunun sonucunda saçlar dökülür, ağız yaraları oluşur ve başka çok sayıda yan etkileri vardır.
Radyoterapi: Işın tedavisi de denilir. Önceden çekilen filmlerle belirlenmiş kanserli bölgeye radyoaktif ışın gönderen bir makinadır. Amaç, kanserli hücreleri öldürmektir; ama ışınların bir fireni olmadığı için duramaz ve sağlıklı hücrelere de zarar verir.

Kanser otla, kökle tedavi edilemez

Bu yazı dizisinde dikkat edilmesi gerek en önemli konu şudur:
Bugün, kanser hastalığının tedavisinde kullanılan tüm yöntemlere rağmen başarı istenilen seviyelerde değildir. Ancak buradan, modern tıbbın uyguladığı yöntem yerine başka yöntemlerin kullanılması gibi bir anlam çıkmamalıdır. Örneğin kanseri otla, kökle tedavi ettiğini iddia edenlerin çok büyük bir bölümü ya rant peşindedir, ya da iyi niyetli olmasına rağmen yeterli bilgiye sahip değildir. Bu açıdan bu tip çözüm! sunanlara da itibar edilmemelidir.

Önümüzdeki sayı:
Farklı kanser tedavileri nelerdir?

1 Mart 2008’de yayımlanacak S.T. Otomasyon Dergisindeki yazımda, şuan modern tıp ve alternatif tıbbın uyguladığı tedavi şeklinin dışında yer alan yöntemleri paylaşacağım...
Ancak çok önem verdiğim bir konuyu paylaşmak istiyorum. Kanser hastalığından çok sayıda insan ya muzdarip, ya da bu hastalık hakkında bir şeyler öğrenmek istiyor. Sektörel Tanıtım Dergilerinde yazdığım kanser dosyasını takip etmek amacıyla hiç kimsenin dergimize abone olmasını istemiyorum. Sadece bu yazı dizisiyle ilgileniyorsanız, yazılarımı; www.alternatifyayincilik.com adresinden de ücretsiz takip edebiliriniz. Kanser hastalığının üzerinden gelecek 1 liralık kazancı bile istemiyorum.
Çünkü kansere ancak rant olmaktan çıkarılırsa çare bulunur.