21. yüzyılda bilgi üstel biçimde artmakta, oysa insan beyni doğrusal hızda öğrenebiliyor. Bu bize hiç kimsenin tüm yanıtları bilemeyeceğini gösteriyor, özellikle de teknoloji konularında. Demek ki işbirliğine, şimdiye dek hiç olmadığı kadar muhtacız! 


Aralarında işbirliği olabilmesi için bireylerin uyumlu olmaları gerekir. Firmalar eskiden yetenekli kişileri alıp çalıştırırlardı. Şimdi ise ekipler kurmak zorundalar. Bunun için de düzgün kişilikler gerekiyor. Ortak paydaları olmayan kişilerin işbirliği yapmaları olanaksız!  


Firmaların artık öncelikle ürünü değil bilinmeyeni üretmek zorundalar. Bu öğrenmekten daha zor ve işbirliğini zorunlu kılıyor. Dikkat ederseniz artık Nobel ödülleri dahi paylaşılıyor, çünkü tek kişi sıçrama yaratacak bilgi geliştiremiyor. Bilgi üretebilmek için asıl şirketler arasında işbirliği olmak zorunda. Daha çok sayıda şirket bir araya gelmeden büyük çaplı inovasyon yapılamıyor. Şirketler tutuculuğu bırakıp irili ufaklı partnerler edinmeliler.  


Öğrenebileceklerimiz üretilen bilginin hep gerisinde kalacak diye bu işi bırakacak değiliz. Öğrenmenin etkin yolu yatay terfiler. Çalışanlara şirket içinde, bölümler arasında rotasyon yapmak öğrenmelerine ek olarak vizyon, perspektif ve çok kültürlülük kazanmalarını sağlıyor. Hatta üstüne şirketleri silo mantığından kurtarıp süreç yönetimine taşıyor.


Endüstri 4.0 hem bireyler, hem de kurumlar arası işbirliklerine en çok gereksinim duyan projeler alanıdır. İşbirliği kültürümüz gelişmeden bu alanda anlamlı projeler tamamlama şansımız bulunmuyor. Kaç senedir niye Endüstri 4.0 başarı öykümüz yok diyenlere cevabımdır.