ST Endüstri Radyo'da Göksal Serdar'ın hazırlayıp sunduğu "Yapı, Yalıtım ve Enerji" programına konuk olan KYK Yapı Kimyasalları Projeler Satış Müdürü Fevzi Fırat, yalıtım ve enerji verimliliği, ısı ve su yalıtımı, yeşil bina ve LEED Sertifikası konularında önemli açıklamalar yaptı. Binaların iç yüzeylerindeki yoğuşmanın (kararma, küflenme veya mantar) bir ısı yalıtım problemi olduğunu ve yalnızca bina dışından uygulanacak yeterli kalınlıkta ısı yalıtım malzemeleri ile çözülebileceğini belirten Fırat, “Yoğuşma probleminin çözümü için ısı yalıtımı yapılması gerekir. Yaşam alanlarının dış ortamla temas eden duvarlarının iç yüzeylerinde, ortamdaki su buharının yoğuşması sonucu terleme olarak adlandırılan istenmeyen durum meydana gelebilir. Bu yoğuşmanın olması halinde o bölgelerde kararma, küflenme ve mantar oluşur. Bu sorun yeterli kalınlıkta ısı yalıtım malzemesi kullanılarak çözülür. TS 825 Binalarda Isı Yalıtımı Kuralları Standardı yoğuşma kontrolü hesaplarını da içerdiğinden, bu standarda uygun ısı yalıtımı uygulamaları yapıldığı takdirde binada yoğuşma problemi oluşmaz” diye konuştu.

Isı yalıtımının içeriden ya da dışarıdan yapılması arasındaki fark nedir? Isı yalıtımının sadece bina cephesinde yapılması yeterli olur mu?
Binalarda içten yapılacak yalıtım sadece dışa bakan duvarları yalıtır. Binanın diğer elemanları olan kolon kirişleri yalıtmaz. Yalıtılmayan kolon kirişlerden ısı kayıpları devam eder. Ayrıca bu noktalarda yoğuşma, küflenme meydana gelir. İçten yapılacak yalıtımdan tam performans alınamaz. Dıştan yapılacak ısı yalıtımında (mantolama) ise binanın dış kabuğu komple yalıtılır, ısı kayıpları önlenir. Isı yalıtımı için en doğru yöntem dış cephe ısı yalıtım sistemidir.

Isı yalıtım malzemesi kullanmadan, sıva veya boyalarla ısı yalıtımı yapılabilir mi?
Isı yalıtımı, ısı iletkenlik katsayısı düşük, belli bir kalınlığı olan malzemeler ile yapılır. Bu şekilde belirli bir ısıl direnç sağlanır. Boya ya da sıva tabakaları ısı yalıtımına katkı sağlayabilir. Isı yalıtımında iki temel teknik kriter yer alır. Birincisi lamda olarak adlandırılan ısı iletkenlik özelliği diğeri de ısı yalıtımı malzemesinin kalınlığıdır. Bu iki kriter birlikte değerlendirilerek bina için ihtiyaç duyulan yalıtım kalınlığı belirlenir. Dış cephe ısı yalıtımında, sıva ve boyalar tek başına yeterli kalınlıkta uygulanamadığından sadece bu ürünler kullanılarak gereken yalıtım sağlanamaz.

İZOCAM YÜZDE 4 ORANINDA HACİMSEL BÜYÜME BEKLİYOR İZOCAM YÜZDE 4 ORANINDA HACİMSEL BÜYÜME BEKLİYOR

Dış cephe ısı yalıtımında aynı iklim bölgesindeki her bina için aynı kalınlıkta ısı yalıtım levhası kullanılması doğru mu?
Kullanılacak ısı yalıtım levhası kalınlığı; binanın bulunduğu iklim bölgesine, bina dış cephe yapı elemanlarına ve TS 825 Binalarda Isı Yalıtımı Kuralları Standardının belirlediği diğer kriterler ile hedeflenen Bina Enerji Performans sınıfı dikkate alınarak her bina için ayrı ayrı hesaplanmalıdır.

Dış cephe ısı yalıtımında binaların yalnızca kuzey cephesine ısı yalıtımı yaptırmak veya kuzey cephelerde diğer cephelere göre daha kalın levha kullanılması yeterli midir?
Dış cephe ısı yalıtımı cephe/yön ayrımı gözetmeksizin bir bütün olarak düşünülmelidir ve ısı köprüsü oluşmayacak şekilde sürekliliği sağlanmalıdır. Tek bir cephe/yönde veya TS 825 Binalarda Isı Yalıtımı Kuralları Standardına göre hesaplanan asgari kalınlığın altında yapılacak uygulamalar eksik ve yetersiz olacaktır. Yalıtım malzemesi kalınlığı binanın sahip olması hedeflenen Enerji Performans sınıfı da dikkate alınarak seçilmelidir.

Sıcak iklim koşullarına sahip bölgelerde ısı yalıtımı yaptırılmasına gerek var mıdır?
Konforlu bir ortamda yaşamak için soğuğun ve sıcağın olumsuz etkilerinden korunmak gerekir. Bu nedenle soğuk iklimler dışında sıcak iklimlerde de ısı geçişlerini sınırlandırmak ve konfor şartlarını sağlayabilmek amacıyla ısı yalıtımı yaptırılmalıdır. Bu sayede içeriye sıcağın geçişi engellenir. Isı yalıtımı yazları soğuk, kışları sıcak tutar. Soğumanın son kullanıcıya maliyeti de daha yüksektir, 1’e 2 gibi oran ile anlatılabilir…

Mantolamanın verimli olması sadece malzemenin kalitesine mi bağlıdır?
Mantolama sisteminin kalitesi, sistemi oluşturan bileşenlerin kalitesine, bileşenlerin birbirleriyle uyumlu olmasına, uygulamacının mesleki bilgi, beceri ve yetkinliğine bağlıdır. Bu açıdan bakıldığında, uygulamanın, Mesleki Yeterlilik Kurumu belgeli uygulayıcılara yaptırılması önemlidir.  
Dış Cephe Isı Yalıtım uygulamalarında işçilik kalitesi, detay ve ısı yalıtım sistemi seçimi önemlidir. Kullanılan malzemelerin kalitesi, sistem tanımı ve uygulama yapılacak binanın özelliklerine en uygun sistemin seçilmesi yapılacak işin sonucunu etkileyecektir. Dış cephe ısı yalıtım sistemlerinde birden çok bileşen birlikte kullanıldığından bileşenlerin birbirleriyle uyumluluklarının da test edilip belgelendirilmiş olması gerekmektedir.

Gaz beton, bims blok, tuğla vb. malzemelerin kullanıldığı yapılarda ısı yalıtımı yapmaya gerek var mıdır?
Bu tür yapı malzemeleri taşıyıcı olmayan dolgu amaçlı yapı malzemeleri olup, sadece yapılan ısı yalıtımına katkı sağlamaktadır. Yapı hangi malzemeden yapılmış olursa olsun, TS 825 Binalarda Isı Yalıtım Kuralları Standardına göre ısı yalıtım malzemesi ihtiyacı belirlenmelidir. Kolon ve kirişler dahil olmak üzere tüm cepheler, çatı, tavan ve döşemeler TS 825’e göre uygun kalınlıktaki ısı yalıtım malzemeleri ile yalıtılmalı ve pencerelerde özel kaplamalı yalıtım camları, yalıtımlı doğramalar kullanılmalıdır.

Isı yalıtımı ile sadece yakıt tasarrufu mu sağlanır?
Isı yalıtımı ile kışın yakıttan tasarrufu ederken yazın da soğutma için tüketilen elektrikten tasarruf edilir. Yalıtım enerji tüketimini azaltmaya sağladığı yararlar dışında, binayı dış etkilere ve korozyona karşı koruyarak ve estetik bir görünüm sağlayarak binanın değerini artırır. İç ortam kalitesini de artırarak sağlıklı ve konforlu yaşama alanları oluşturur. Ayrıca yalıtım daha az enerji tüketilmesine ve dolayısıyla daha az karbon salımına  ( C salınımı hakkında kısa bilgi verebiliriz, binalar bu zararlı salınımın yaklaşık yüzde 40’ını gerçekleştiriyor ) sebep olduğundan, çevrenin korunmasına katkı sağlar.

Dış cephe ısı yalıtım uygulamalarında kullanılan levhalar binanın nefes almasını engeller mi?
Mineral yünlerinin su buharı dirençleri çok küçüktür, havaya eşdeğerdir (μ=1). EPS’nin buhar direnci geniş bir aralıkta değişebilir (μ=20–250). XPS’in buhar direnci nispeten daha yüksektir (μ=80–200).  Bununla birlikte normal betonun su buharı direnci μ=80-130 iken ahşapta μ=40’ dır. Görüldüğü gibi levhaların su buharı geçirgenlikleri yapıda kullanılan diğer elemanlardan çok da farklı değildir. Bu değerler yapının su buharı geçirimsizlik ya da diğer değişle nefes almazlık sınırından çok uzaktır. Bu levha tipleri ile dış cephe yalıtımı yapılan yapılarda su buharı geçişi devam eder.

Su yalıtım uygulaması öncesinde yüzeyde yapılması gereken yüzey hazırlığı aşamaları nelerdir?
Su yalıtımı uygulanacak yüzeylerde öncelikle temizlik ve gerekli tamir işlemleri yapılır. Bu amaçla; uygulama yapılacak yüzeyler, su yalıtım malzemesinin aderansını azaltabilecek toz, gevşek dolgular, çıkıntılar, boya, kalıp yağı, gres, çiçeklenme, betondaki ayrışmaya bağlı bozukluklar ve benzeri unsurlardan arındırılacak ve basınçlı su, mekanik yöntem (spatula, tel fırça, jet taşı ve benzeri), ıslak kumlama, özel temizlik malzemeleri ve benzeri uygun yöntemler kullanılarak su yalıtımına hazır hâle getirilir. Yüzeylerdeki delik ve boşluklar ile yapısal olmayan çatlaklar TS EN 1504-3 standardına uygun tamir harcı ile tamir edilir. Taşıyıcı olmayan yapı elemanlarına yapılacak su yalıtımı uygulamalarına alt zemin oluşturması amacıyla, alt zemin yapısı ile uyumlu, TS EN 998-1 standardına uygun sınıfta sıva veya TS EN 1504-3 standardına uygun tamir harcı uygulanır. Uygulama yüzeyinin kesintiye uğradığı dilatasyonlarda, iç ve dış köşelerde, su yalıtım sisteminin su geçirimsizliğini sürdürecek ve yalıtım malzemesinin sürekliliğini sağlayacak şekilde önlem alınır. Malzemenin zemine yeterince tutunmasına engel olacak nitelikteki yüzeyler, mümkünse mekanik yöntemlerle pürüzlendirilecek, değilse seçilen malzemeye uygun yapışma sağlayıcı astar uygulanır.

Havuz ve su depolarında su yalıtımı yapılırken nelere dikkat edilmelidir?
Zemin-duvar, duvar-duvar, elemanlarının birleştiği hat boyunca fiziksel hareketlere karşı su geçirimsizlik katmanı ve taşıyıcısı uygun malzemeden teşkil edilmiş su yalıtım bantlarıyla önlem alınır. Su yalıtım sistemi, seramik veya mozaik gibi harici zemin ve duvar kaplamaları ile kaplanmalıdır. Kaplama malzemelerinin yapıştırma ve derz dolgularının basınçlı su ve havuz kimyasallarına dayanıklı olması gerekir. Ancak sentetik örtüler ile kaplama gerektirmeyen sürme esaslı malzemeler, kimyasal özellikleri dikkate alınarak, doğrudan su ile temas edebilir. Su depoları ve havuzlarda; zemin ve perde beton birleşim derzlerinde, su girişleri, fıskiye çevreleri, su tahliye süzgeç çevreleri ve aydınlatma kasa çevrelerinde mastikler ve/veya su yalıtım manşetleri ile sızdırmazlık sağlanır. Gerekli hâllerde reaksiyon reçine esaslı su yalıtım ürünlerinin üzeri uygulama sonrasında henüz yaş iken uygun granülometredeki kum ile kumlama yapılarak pürüzlendirilip üzerine gelecek seramik yapıştırıcısı için gereken aderans sağlanmalıdır. Çimento-akrilik esaslı ürünlerde kumlama yapılmaz.

Dilatasyon, kenar-köşe birleşim yerleri gibi binalardaki zayıf noktalarda su yalıtımı yapılırken hangi ürünler kullanılmalıdır?
Betonarme sistem yapılırken; su tutucu bantlar, su ile şişen bantlar ve dilatasyon bantları gibi sızdırmazlık tamamlayıcı malzemeler projesine uygun olarak yerleştirilerek su sızdırmazlığı sağlanır.

"Yeşil Bina" denince ne anlamamız gerekiyor?
“Yeşil Bina”, binaların kendi çevresi ve içinde olduğu doğaya uyumlu olarak entegre tasarım anlayışı ile projelendirilmesi ve inşa edilmesidir. Yeşil binalar belirli standartlara uyarak tasarlandığı ve yapıldığı için, yaşayanlara ve çevreye standart binaların verdiği zarardan daha az zarar verirler. Daha düşük enerji ve su harcarlar ve kullanıcıları için daha sağlıklıdırlar. Enerji ve su tüketimini düşürmek, bina iç hava kalitesi, çevreci malzeme seçimi, binanın içinde olduğu araziye etkisi, yeşil binalarda dikkat edilen anahtar konulardır. Yeşil binalar bu özellikleriyle daha sürdürülebilir bir çevre ve nihayetinde şehir oluştururlar. Yeşil Binalar daha az enerji, su ve işletme giderine sahip olduklarından bina sahipleri için çok daha ekonomiktir. Yeşil Binalar, yüksek standartlı iç çevre kaliteleri ile bina kullanıcılarına sağlıklı ortamlar oluşturarak daha sağlıklı ve verimli olmalarını sağlarlar.

LEED Sertifikası nedir?
LEED (Leadership in Energy and Environmental Design), Amerikan Yeşil Binalar Konseyi (USGBC) tarafından geliştirilmiş yeşil bina derecelendirme sistemlerinden biridir. Uluslararası derecelendirme sistemleri içerisinde dünyada en yaygın olarak kullanılan LEED, bina ve kent ölçeğinde sürdürülebilir tasarım, inşaat ve işletme kriterlerini ortaya koymaktadır. Geleneksel yapılara göre daha sağlıklı, çevreci ve ekonomik olarak tasarruflu binaları tanımlayan bir sistemdir. LEED, dünyada bilinen en kapsamlı yeşil bina derecelendirme sistemidir. LEED Yeşil Bina Sertifikası bina yapılarının yeşil performansını ölçmek ve karşılaştırmak için küresel bir araç olarak tasarlanmıştır. LEED tüm dünyada en fazla kabul gören yeşil bina sertifikasıdır.

LEED Sertifikasının amacı ve LEED sertifikalı binaların kazanımları nedir?
Binalara verilen yeşil bina sertifikası olan LEED, binayı kullanan insanların yaşam kalitesini yükseltmek için bina projesini, inşaatını ve işletme anlayışını yeşil bina normlarında değiştirmektedir. LEED Sertifikası, bina düzeyinde sağlık, çevre ve ekonomik koşulların performansını planlamak, tasarlamak, ölçmek ve yönetmek için kapsamlı bir çerçeve sunmaktadır.

LEED Sertifikalı binaların kazanımları şöyledir;

•    Daha az enerji tüketirler, fosil yakıtları daha az kullanırlar ve daha fazla yenilenebilir enerji tüketirler, çatı, duvar, pencere yalıtımını en üst düzeye çıkartır, ısıtma, soğutma ve aydınlatma giderlerinde tasarruf sağlarlar. 

•    LEED Sertifikalı binalar diğer standart binalara göre yüzde 50 daha az enerji tüketirler. Daha az su tüketen, gri su kullanan, yağmur suyu hasatı ve su arıtımına önem veren, sulamaya daha az su harcayan ve düşük tüketimli tesisata sahip olan bir yapıdadırlar. 

•    LEED Sertifikalı binalar diğer standart binalara göre yüzde 50 daha az su tüketirler. Yüksek iç çevre kalitesine sahiplerdir ve insan sağlığına duyarlı olarak tasarlanırlar. Hava kaliteleri, aydınlatmaları, bina akustiği üst düzeydedir. İnsan sağlığına zararlı yapı kimyasalları kullanılmaz. 

•    LEED Sertifikalı binalar, uluslararası organizasyonlara, borsaya açık şirketlere ev sahipliği yapacak olan tesislerde tercih sebebidir.

•    LEED özel uygulamalarıyla Covid-19 ve benzeri salgınlara karşı binada sağlık tedbirlerinin en üst düzeyde alındığını belgeler. Düşük işletme giderleri sağlar. İşletme aşamasında daha verimli olarak işletildiklerinden, LEED sertifikalı binalar yüzde 15 daha az işletme giderine sahiptir. 

•    LEED sertifikalı binalar süratle tanınır ve markalaşırlar. Özellikle dünya çapında borsaya açık ve çevreye önem veren işletmeler LEED sertifikalı binaları tercih etmektedirler. LEED Sertifikalı binalarda daha düşük karbon ayak izi vardır. LEED Sertifikalı binalar yüzde 34 daha düşük sera gazı emisyonu yaparlar. Birçok uluslararası kuruluş, kurumsal karbon ayak izlerini azaltmak için LEED Sertifikalı binaları tercih ederler ve kurumsal GRI raporlarında bu konuyu değerlendirirler. 

•    LEED Sertifikası binanın değerini arttırmaktadır. Özellikle borsaya açık olan işletmelerde bu değer artışı yüzde 5 olarak gözlemlenmektedir.
 
•    LEED sertifikası uluslararası bina işletmeciliği zincirleri için kiralanacak binalarda zorunluluk haline gelmiştir. Bu nedenle yeni inşa edilen veya yenilenen binaların LEED sertifikası almış olması önemli bir kurumsal yatırımdır. 

•    Çevre bilinci özellikle genç nesillerde tercih haline gelmiştir. Genç müşteri kitlesine hitap eden binalar LEED sertifikası almalıdır.

Leed Sertifikası alınacak yapıda inşaat maliyetleri artar mı?
‘Yeşil Bina’ konusu hala Türkiye’de çok az bilinen bir konudur. Yatırımcılar, öncelikle maliyetin ne olacağıyla ilgilenmektedirler. Oysa sertifika, danışmanlık ücretleri ve bazı simulasyonlar dışında bu işin ek bir maliyeti yoktur. Bu, sadece bir bilinç işidir; yapacağınız işi doğru noktasından yakalamanız yeterlidir. Örneğin malzeme seçimini, estetiğin ve sağlamlığın yanında insan sağlığına etkilerini de değerlendirerek yapmak gibi. Yeşil binalar her şeyden önce, tasarım ve inşaat sürecinde ilgili tüm kişilerin, partnerlerin bilgi düzeylerinin ciddi biçimde artmasına, daha bilinçli tasarım yapmalarına ve daha bilinçli bir satın almaya yardımcı olmaktadır. Piyasa kabulleri belirleyici olduğu için bu konuda ne kadar çok talep gelirse, yatırımcılar da o kadar ilgili olacaklardır; yeşil bina sayısı da o kadar artacaktır. LEED Altın seviyesine kadar eser miktarda artan ek inşaat maliyeti, yatırımcının en üst seviyede yani LEED Platin seviyesinde sertifika alma talebinde yapılacak olan yenilenebilir enerji ve diğer inovatif sistemler kapsamında değişmektedir. Bunun yanı sıra sertifikanın projeye katacağı değer ve verimlilik açısından kazandıracağı ekonomik tasarruf düşünüldüğünde başta ödenen ek maliyet oldukça önemini yitirmektedir.