Demir çelik sektöründe gerçekleştirdiği projelerin yanında, inşaat sektörünün iskele ihtiyacını karşılamak amacıyla iskele üretimi yapan STC Kalıp ve İskele Sistemleri, deneyim ve tecrübeleri sayesinde kısa sürede sektörün önde gelen firmaları arasında yer aldı. Kocaeli Gebze'de bulunan 2 bin m² açık ve 3 bin m² kapalı üretim alanına sahip fabrikasına kolay ulaşım ile zamanında ve yerinde ürün teslimatı ile müşterilerine en iyiyi en uyguna sunmayı ilke edindi. STC Kalıp ve İskele Sistemleri Genel Müdürü Serhat Özdemir ile 2022 yılına dair planları ve hedefleri ile sektörün gidaşatı üzerine konuştuk.

Firmanızı biraz daha yakından tanıyabilir miyiz?

STC Kalıp ve İskele Sistemleri'nin kuruluş tarihi 2017 yılı olsa da iskele sektöründe biz çok daha eskiyiz. Ortaklı bir yapımız vardı, daha sonra ayrıldık ve STC İskele olarak 2017 yılından itibaren yolumuza devam ettik. Yurt içinde ve yurt dışında üretimlerimiz var. Kiralama sistemine pek girmiyor, genellikle yurt dışına üretip satıyoruz.

2022 yılı firmanız ve sektör açısından nasıl geçiyor? Bu anlamda hedeflerinizden bahseder misiniz?

"İÇ DENETİM MEKANİZMASI GÖREVİ ÜSTLENİYORUZ" "İÇ DENETİM MEKANİZMASI GÖREVİ ÜSTLENİYORUZ"

Pandemi ve Rusya-Ukrayna savaşı ülkemiz ve tüm dünya ekonomisini olumsuz etkiledi. 2022 ve 2023, sektörümüz açısından bu anlamda çok önemli bir süreç. Ülkelerin de kendi içinde ekonomilerini düzeltmek açısından inşaat sektörüne destek vermeleri bizi olumlu yönde etkiledi diyebiliriz. Türkiye'de biraz eksi olsa da yurt dışında talep oldukça iyi durumda. İskele kalıp sektörü de dahil omak üzere inşaat sektöründeki tüm kalemlerde yurt dışı satışlarda ciddi oranda bir artış var. Burada tabii ki Çin'in uzaklığından dolayı navlon fiyatlarının yüksek kalması, ülkemizde çeliğin kısa sürede tedarik edilip yollanması, ürün teminimizin iyi olması Avrupa'nın Türkiye'yi tercih etmesini sağlıyor. Çin karşısındaki bu avantajlı süreci çok iyi değerlendirmemiz ve bu fırsatı kaçırmamız lâzım.


 

Döviz kurlarındaki yükseliş sizi nasıl etkiledi?

Döviz kurları ve ham madde tedariği hem bizde hem dünyada çok önemli iki etken. Ülkemizde döviz hareketlerinin yukarı doğru olması bizim günlük kur takibimizi arttırdı. Gün içerisinde 8-10 defa döviz kurlarını takip etmemiz, fiyat verirken de günlük fiyatlar vermemiz gerekiyor. Hem satın alma hem de satış yönünde kur odaklı bir çalışma yapmak zorundayız. Ham madde temininde ise pandemiden kaynaklı yaşanan üretim sıkıntılarından çok etkileniyoruz. Diğer sektörlerde de var ama çelik sektöründe bu sıkıntı biraz daha fazla. Dolayısıyla sektör itibariyle ham madde sıkıntısı yaşamakla beraber üzerine bir de Türkiye'deki döviz hareketleri de eklenince bunlar ister istemez satın almamızı etkiliyor. Ama tabii dövizin yukarı yöndeki hareketliliği, Avrupa'nın bizi satın alma ülkesi olarak görmesi noktasında bir avantaj da oldu. Bu anlamda diğer ülkelere göre Türkiye bir adım önde diyebiliriz. Petrol fiyatlarındaki yükseliş navlon fiyatlarını artırıyor. Bu da Çin karşısında yine bizim biraz avantajımıza oluyor. İskele kalıp sektöründe en büyük rakiplerimizden birisi de Çinli üreticilerdir. Dolayısıyla navlon fiyatlarının orada yüksek olması yine ibrenin Türkiye'ye dönmesine neden oluyor.

İç pazarda inşaat sektörünün gidişatını ve bunun size yansımasını nasıl görüyorsunuz?

İnşaat sektöründe bir hareketlenme var ama maliyetlerin çok yukarıda olması satın almayı zorlaştırıyor. Yüksek maliyetler, yüksek satış fiyatlarını getiriyor. Dolayısıyla inşaat sektöründeki konut satışları eskiye oranla daha az ama kâr marjı belki daha yukarıda olabilir. Bu durum da sektördeki fiyatların her açıdan daha yukarıda olmasına neden oluyor. Bunun tedarikçi olarak iskele sektörüne de yansıması olumlu yönde oluyor. İskelede artık yeni üretmek çok maliyetli olduğu için mevcut projelerde, cephelerin montajı açısından iskele kullanımı artıyor. Bu da tabii sekötürümüz açısından olumlu gözüküyor. Fakat Türkiye’de genel anlamda ekonomik sıkıntı elbette ki var. Hem inşaat müteahhiti hem de iskele sektörü açısından dikkatli hareket etmek gerekiyor. Müteahhit firmalar ve cephe firmaları iskele konusunda genellikle kiralama yapar. İskele sektöründe iskele miktarı azaldığı için kiralama fiyatları da yükseldi. Olması gereken fiyatların yine aşağısında fakat eskiye göre daha iyi. Buna rağmen ekonomik şartları göz önünde bulundurursak sektör zor bir yıl geçiriyor.

Yurt dışında hangi pazarlara daha çok ağırlık veriyorsunuz?

Yurt dışında Çine'e karşı ham madde bazında değil, navlon fiyatları ve tedarik bazında avantajlıyız. Bu anlamda Türkiye'ye bir güven oluştu. Biz firma olarak genellikle Avrupa ve Balkan ülkeleri ağırlıklı çalışıyoruz. Son bir yıldır da İtalya pazarına yoğunlaştık. Oradaki partnerimizle fason üretim sözleşmesi yaptık. 2-3 yıl İtalya'ya yönelik sürekli bir üretimimiz olacak. Onun dışında dediğim gibi Avrupa ve Balkan ülkelerine Alman İskele Sistemi dediğimiz sistemden üretip gönderebiliyoruz. Bu anlamda önümüzdeki 3-4 yıllık süreci iyi değerlendirebilirsek şirketimiz ve ülkemiz için iyi bir döviz girdisi yapabiliriz.

Yurt dışı satışlarda daha çok referans üzerinde mi bağlantılar sağlıyorsunuz?

10 yılı aşkın süredir yurt dışıyla çalışıyoruz ve tabii ki referanslarımız var. Sürekli çalıştığımız müşterilerimizin bizi refere etmeleri önemli. Bunun dışında reklam, tanıtım ve fuarlar konusunda da çalışmalarımız var. Bunlar önemli etkenler ama şu anda tüm dünyada olduğu gibi birinci sırada dijitalleşme ve e-ticaret geliyor. Bizim de bu konuda çalışmalarımız var. Yurt dışına yönelik dijital pazarlama anlamda reklam çalışmaları yapıyoruz.

Yeni ürün noktasında çalışmalarınız var mı?

Şu anda İtalya'dan yeni ürün noktasında bir talep var. Hemen hemen bütün iskeleciler İtalya'ya yönelik çalışmasını devam ettiriyor. İtalya iskele sistemi Türkiye'de gitmemesine rağmen İtalya'nın yaşadığı termin sıkıntısı bize yarıyor. Çin'in navlon fiyatlarının yüksekliği yine bize yarıyor. Ülkemizdeki iskele firmalarının hemen hepsi bir şekilde İtalya'ya üretim yapıyor. Türk iskele sektöründe yeni ürün olarak bunu söyleyebilirim. Onun dışında cephe iskeleleri anlamında yıllardır standart olarak oluşturulan cephe iskeleleri zaten Avrupa'ya satılıyor. Kalıp sistemleri de hakeza öyle. Sektörün bu seneki hatta önümüzdeki 2-3 yılının rengi İtalya. Tabii ki sadece İtalya'ya bakarak ne yurt içi ne de diğer Avrupa ülkeleri pazarını da ihmal etmemek gerekiyor.

Son olarak değinmek istediğiniz bir husus var mı?

Ham madde, çelik, petrol ve enerji fiyatları sadece bizde değil, tüm dünyada arttı. Döviz kurlarındaki yükseliş ayrıca bir maliyet artışına neden olmasına rağmen yurt dışındaki satın alma noktasında avantajlı bir pozisyona geçtik. Balkan ülkeleri ve Avrupa'ya yakınlık, navlon fiyatları anlamında bizim için avantaj. Bunların hepsini üst üste koyduğunuzda Türkiye en önemli satın alması olarak görünüyor. Bu yurt dışı pazarıını kaybetmemiz lâzım.