Yaşanılan pandemi sebebiyle tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de zor günlerin yaşandığını ve her birimizin bu mücadelenin içinde olduğunu belirten ELMOR A.Ş. Genel Müdürü Enver Öz, konuşmasını şu şekilde sürdürüyor:

“Dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de şirketler, operasyonlarını uzaktan çalışma modeliyle yönetiyor. Biz de Elginkan Holding olarak “önce müşterilerimizin, iş ortaklarımızın, ekibimiz ve ailelerinin sağlığı” diyerek 23 Mart tarihinden itibaren evden çalışma sistemine geçtik. Bunun bir tatil değil, bir korunma dönemi olduğunu önemle vurgulamak istiyorum. Çalışanlarımızın sağlığını korumak birinci önceliğimiz. Öte yandan evden çalışırken maksimum verimi almak oldukça önemli. İş akışımız ofiste olduğumuz dönemlerdeki şekilde aynen devam ediyor. Ofise gelmek zorunda olan personelimizin dönüşümlü bir şekilde şirkette bulunmasını düzenleyecek çalışmalar yaptık.  Rutin toplantılarımızı internet üzerinden online gerçekleştiriyoruz. Tüm iş seyahatlerimizi ertelediğimiz için bayilerimiz ile de toplantılarımızı da aynı şekilde yürütüyoruz. Diğer yandan Elmor olarak Valfsel Armatür, Valf Sanayi ve Matel Fabrikaları’nda üretimimizi devam ettiriyoruz. Manisa’da devam eden üretimde çalışan işçilerimiz için de bir dizi önlemleri hayata geçirdik. Bu kapsamda fabrikanın girişinde ateş ölçümü yapıyoruz. Herhangi bir kronik rahatsızlığı olan personelimize idari izin veriyoruz. Hasta olmasından şüphelenilen personelimizi hızlıca sağlık kuruluşlarına yönlendiriyor, gerekli tetkiklerini yaptırıyoruz. Toplu kullanım alanlarında 1 metre kuralına uymak adına şerit çekerek çalışanların birbirlerine yakın mesafede olmalarını önlüyoruz. Aynı şekilde fabrika içinde de gerekli tüm düzenlemeleri yapmış, önlemlerimizi almış durumdayız. Fabrikanın her alanına dezenfektanlar koyduk ve her gün düzenli olarak özel malzemelerle temizlik yapılıyor. Bu dönemi omuz omuza, sektörün ihtiyaçlarına ortak çözüm geliştirerek ve ülkemiz için en iyisi hedefleyerek yapılacak tüm işler, geleceğimizi daha net görmemizi sağlayacak Çin’de ortaya çıkan ve dünyada yaklaşık 215 bin kişinin ölümüne neden olan koronavirüs sadece üretimi değil, tüm dünyada hizmet sektörlerini de olumsuz olarak etkiledi.  Çin dünyanın en büyük 2. büyük ekonomisi. Dünyanın en önemli tedarikçisi olan Çin’in üretiminin yavaşlaması, diğer ülkelerin üretimlerinin de yavaşlamasına yol açtı. Dünya mal ticaretindeki durağanlık bugünün küresel ekonomik konjonktürüdür ve Türkiye’den bağımsız olarak düşünülemez. Bu doğrultuda sağlıklı öngörülerle gelecek birkaç yılın analizi yapılmalı ve riskler belirlenerek önlemler alınmalı. Öte yandan bu süreçten Çin ile ticareti bulunmayan sektörler olumlu olarak etkilenecektir. Çin’e alternatif olarak üretime geçebilecek sektörler krizi fırsata dönüştürecekler. Avantaj nasıl sağlanabilir? İşte kritik soru bu. Jeopolitik anlamda çok önemli bir noktada bulunan ülkemiz de sağduyulu kararlar neticesinde ekonomik krizden büyük yaralar almadan kurtulabilir ve hatta bu avantajını kullanarak bazı sektörlerde tedarik zincirini kırabilir. 

“İKİNCİ YARIDA EKONOMİNİN BÜYÜME İLE DEVAM EDECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ”

Pandemi öncesi 2020 yılının finansal istikrar ve genişletici para politikaları etkisi ile büyüme yılı olacağı öngörüsü hâkimdi. İlk çeyrek bu yönde devam etti. Brexit’in kalkması ve iki büyük devletin ticaret anlaşmasını yapması ile dünya ekonomisinde olumlu gelişmeler yaşanacağı kesindi. Özellikle genişletici para politikalarının devam etmesi finansal açıdan daha istikrarlı bir dönem yaratacaktı. İstihdamdaki yeri oldukça yüksek olan inşaat sektörünün büyümesi ile diğer sektörler de hareketlenecekti. Fakat şu süreçte bu öngörülerimizi biraz erteledik. Tüm bunlar yine yaşanacak ama belirli bir ötelemeyle. Şu aşamada kısa vadedeki etkilerini gözlemleme ve analiz etme noktasındayız. Dünyayı etkisi altına alan Kovid-19 salgını ile nisan ayında ticaret durma noktasına geldi. Mayıs ve haziran aylarında Kovid-19 salgınının kontrol altına alınması ile 2020’nin ikinci yarısında ekonominin büyüme ile devam edeceğini düşünüyoruz.

Global bir marka olmanın temel koşulları arasında piyasanın ve ekonominin değişen koşullarını öngörebilmek, bunların şekillenme sürecini etkileyebilmek ve nihayetinde değişen koşullara uyum sağlayabilmek yer alıyor. Doğru stratejilerle pazar paylarında ve satışlarda 2019 yılında büyüme yakaladık. Hem yerli üretim alanındaki ilklerimiz hem de pazarı ve müşteriyi doğru analiz edebilme başarımız sayesinde Türkiye’nin yerli sanayinin güçlü oyuncuları arasında gösterilmeye devam ediyoruz. Son yıllarda tüm dünyada esen olumsuz havaya rağmen ülkemizde büyümeye devam eden iki sektör arasındayız. E.C.A. su armatürleri ve E.C.A. teknik armatürler, bulundukları sektörde pazar lideri konumunda ve SEREL markamız da pazarın en çok tercih edilen markalarından biri olmaya devam ediyor.

Pandemi süreci dijital altyapılara yapılan yatırımların önemini tüm dünyaya gösterdi. Elmor olarak evden çalışma sistemine geçtiğimiz andan itibaren sürece çok hızlı adapte olduk ve iş süreçlerimizin akışında hiçbir problem yaşamadık. Endüstri 4,0’ın hatta 5.0’ın konuşulduğu bir dünyada akıllı çözümlerin firmaların altyapılarına entegre edilmemesi, uzun vadede çok büyük aksaklıklar yaratacaktır. Bu bağlamda teknoloji, hem üretim altyapımız hem de ürün gamımız açısından çok güçlü şekilde arkasında durduğumuz bir kavram.  Dolayısıyla dünyada ve ülkemizde bu yöndeki çalışmaları son derece önemli buluyor ve Elmor olarak tüm altyapımızı yeni dijital modellere göre sürekli geliştiriyoruz, güncelliyoruz ve buna devam edeceğiz. 

İnsanlar doğası gereği sosyal varlıklar. Bu dönemde ise sosyalleşmeye ve kalabalık ortamlarda bulunmaya biraz ara verdik. Bunun iyi yönlerini de görmek önemli. Öncelikle evde kalarak hem kendimizin hem de çevremizdekilerin sağlığını koruyoruz. Günlük çalışma planımı bitirdikten sonra uzun zamandır okumak isteyip okuyamadığım kitaplara başladım. Ailemle daha uzun ve kaliteli zaman geçiriyorum. Sinema dünyasının klasiklerini sıraya koydum ve her akşam bir film izliyorum. Tabii bu arada piyasa ve ekonomi gündemini ve tabii ki sağlıktaki gelişmeleri takip etmeye gayret ediyorum. Son olarak söylemek istediğim; dünya ve Türkiye umarım yakın zamanda sosyalleşmeye hazır olacak ve yeniden işlerimizin başına en güçlü şekilde döneceğiz; ancak bu dönem evde kalma zamanı. Buna uyalım ve tedbirlerimizi alalım.”