2020 yılının ilk aylarından bu yana dünyanın her yerinde sıkıntıları beraberinde getiren koronavirüs salgını, özellikle sosyal izolasyonun etkisiyle doğa için bir yenilenme süreci başlattı. Dünya genelinde yapılan araştırmalarda, sera gazlarının 2020 boyunca düştüğü, kara ve havayolu ulaşımının yarı yarıya azalmasıyla atmosfere salınan fosil yakıt kullanımına bağlı karbondioksit oranının da 2,4 milyar ton azaldığı görüldü.

Dünya Meteoroloji Örgütü araştırmasına göre, normalleşme adımlarının hız kazanmasıyla birlikte küresel iklim krizi adına olumlu bir tablonun oluşmadığını ve son 10 yılda kaydedilen en sıcak 3 yıldan birinin 2020 yılı olduğunu ortaya koydu.

YAPI STOĞUNUN YÜZDE 80'İ YALITIMSIZ

Eryap Grup CEO’su Emrullah Eruslu, konuya ilişkin değerlendirmede bulundu.

Bu seyrin önüne geçilmesi için karbon emisyonunu azaltıcı ve doğal kaynakları koruyacak doğa dostu uygulamaları yaygınlaştırmak gerektiğini söyleyen Eruslu, Türkiye’nin yalıtım karnesinin zayıf olduğunu belirtti. 

Ülkemizdeki mevcut yapı stoğunun ne yazık ki %80’i yalıtımsız diyen Eruslu, “Doğanın pandemi döneminde kazandığı soluğun kalıcı olmasını sağlamak için, özellikle şehirlerde dört bir yanımızı saran binalarda akıllı ısı yalıtım sistemlerinin kullanılması gerekiyor. Hatta mümkün olan her yerde sıfır enerjili yeşil binalar tercih edilmeli. Doğal kaynak tüketimini en aza indireceğimiz bir sürdürülebilirlik bilincinin dünya çapında yaygınlaştırılmasına ihtiyaç var” açıklamasında bulundu.

2023 HEDEFİ 10 MİLYON ISI YALITIMLI KONUT, YÜZDE 7 ENERJİ TASARRUFU

Eruslu, yalıtımlı yapıların artırılmasıyla ciddi bir enerji tasarrufu sağlanacağını belirterek Armatürlerden klozetlere, beyaz eşyalardan ev gereçlerine yaşamın her alanında enerji verimli ürünler almaya özen gösterdiklerini vurguladı. 

Eruslu, “Bu tasarruflu ürünlerden elde ettiğimiz enerjinin daha fazlası, evlerimizin ısı yalıtımı bulunmayan dış cephelerinden uçup gidiyor. İZODER tarafından hazırlanan raporlar, ülkemizdeki bina stokunun yalnızca %20’sinin ısı yalıtım mevzuatlarına uygun olduğunu gösteriyor. Yani evlerimizin içini değil, atmosferi ısıtmak üzere enerjimizi boşa harcıyoruz. 2023 hedefleri arasında yer alan 10 milyon ısı yalıtımlı konut hayata geçirilirse, yaklaşık %7 enerji tasarrufu sağlayabileceğiz” şeklinde konuştu.  

KALIN YALITIM MALZEMELERİ KULLANMAKTA FAYDA VAR

Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınmasına katkıda bulunmak amacıyla yalıtım sistemleri alanında yoğun Ar-Ge çalışmaları yürüttüklerini söyeyen Eruslu, bu çalışmaların neticesinde kullanılan yalıtım malzemelerine yönelik önemli sorunlar saptadıklarını  belirtti.

Yalıtım uygulamalarında seçilen ürün tipi kadar ürünün kalınlığı da tasarruf performansına etki ediyor diyen Eruslu, “İklim koşullarına uygun olarak seçilecek doğru kalınlıktaki yalıtım malzemeleriyle yapılacak yalıtım, çok daha fazla tasarruf imkânı sunuyor. Başlangıç maliyetini düşürmek için genellikle daha ince kalınlıklarda seçilen yalıtım malzemeleri, ileriye dönük bakıldığında edilecek tasarrufu azaltarak maliyetin aslında çok daha büyük olmasına neden oluyor. Aynı iklim kuşağında bulunduğumuz gelişmiş dünya ülkelerinde 15-20 cm kalınlığında yalıtım malzemeleri kullanılırken, ülkemizde ise bu kalınlıklar ortalama 3-5 cm arasında kalıyor. Bu da enerjide dışa bağımlı olan ülke ekonomimize büyük darbe vuruyor. “ dedi.

Eruslu, enerji tüketimini azaltmak, doğal kaynakları korumak ve enerji verimliliği sağlamak için en etkili yöntem daha kalın yalıtım malzemelerinin seçilmesi olduğuna da vurgu yaptı.