Hakan Ömer Gider’in hazırlayıp sunduğu Etekteki Taşlar programının bu bölümünde Bilinçaltı Uzmanı Selda Soytürk Akyılmaz konuk oldu. Bilinçaltı kayıtları üzerine bilgiler veren Akyıldız, pandemi sürecinin bazı insanlarda neden kaygıları artırdığını anlattı. 

“PANDEMİ SÜRECİ NEDEN BU KADAR ZOR GEÇİYOR?”

Dile kolay 7 ay geçmiş üzerinden, aslında hayat da böyle değil mi bitmeyecekmiş gibi geliyor onca yıl ama bitiveriyor. Bir bakmışsın 7 ayda geçirmişiz ama tabii ki bu biraz sancılı geçiş oldu. Böyle bir şeye hiç hazırlıklı değildik, yani deprem, sel, bir sürü doğal afet ya da benzeri yıkımları hep yaşadık ne yapacağız ne yapmayacağız bir fikrimiz vardı ama böyle bir şey ile ilk kez karşılaştık. Toplum olarak korku ve kaygılarımız onlarca kez katlandı. Kendi adıma tabi birazcık yaptığım işten dolayı psikolojik olarak daha dengeli yaklaştım olaya ama herkeste bu böyle yaşanmadı maalesef. 

“HER ŞEY OLACAĞINA VARIYOR”

Beklentisiz yaşamak en güzeli yani bu ne demek aslında; hayatı akışına bırakmak. Biz hayatı kontrol edemeyiz; hiçbir şeyi kontrol edemeyiz sadece ettiğimizi sanırız ve sonuçta her şey olacağına varır.  Mesela hayatı dertlenmeden geçir diye kendi kendimize, etrafınızdaki insanlara da söylüyoruz değil mi velakin burada bilinçaltı devreye giriyor. Benim bilinçaltı kayıtlarında eğer hayatla, insanlarla, tecrübelerle, duygularla ilgili negatif kayıtlar varsa ben ne kadar hayatı beklentisiz geçireceğim desemde bu olmaz. O yüzden beklentiyi normalden geride tutmak en doğrusu ama bunu yapıp yapamıyor olmak bilinçaltı kayıtlarımızla alakalı.

“0-6 YAŞ NEDEN BU KADAR ÖNEMLİ?”

Aslında hayatımızın temeli 0-6 yaşta atılıyor buna anne karnı da dahil. Yani ben şu an hayatımda ne yaşıyorsam ya da yaşamıyorsam kaynağı 0-6 yaşında. 6-12 yaş arası, yani ben 7 yaşında ilkokula başlıyorum dış dünya ile tanışıyorum net bir şekilde, bu döneme ben gübreleme diyorum. Hayatımızda atılan o temel bu süreçte pekişiyor.12 yaştan sonra sarsıcı, sıfırdan bir şey eklenmez ancak var olan açığa çıkar; kaygı, korku, panik gibi.  Pandemi döneminde birçok insanın korku ve kaygısı travmatik boyutta artış gösterdi. Buna aslında tek başına pandemi neden oldu denemez. Mutlaka bilinç altımızda bu duygular vardı pandemi o koku ve kaygıyı taşıran damla oldu.

“KAYGILARI KONTROL ALTINA ALMAK MÜMKÜN”

Biz millet olarak kol kırılır yen içinde kalır tarzda yetiştirildik özellikle bizim nesil. Bize bunu öğrettiler; susacaksın, içine atacaksın. Dolayısıyla biz konuşmamamız gerektiğini düşünerek yürütülen bir nesiliz. Aynı zamanda neslimiz dayak cennetten çıkmıştır ile başlıyor okula geliyorsun eti senin kemiği benimle devam ediyor. Dolayısıyla fiziksel şiddetin psikolojik şiddetle de iyi anlamda toplum tarafından onaylanan bir mekanizması var. Güzel olan tarafı şu bir insan olarak söylüyorum biz, bize yüklenen olumsuz kayıtların içine girip önce o olumsuzluklarla yüzleşip sonra onların üzerimizdeki bütün etkilerinden özgürleşebilmek şansına sahibiz. Aslında bu nasıl oluyor bir takım telkinlerle bilinçaltı kayıtlarımıza iniyoruz. Hücrenin hafızası anne karnındayken enerji olarak akıyor. Geçmiş ve geçmiştekilerle aradaki negatif enerji bağlarını kesiyoruz.