Fabrikalarımızdaki otomasyon çözüm kompozisyonuna baktığımızda çoğunlukla bir marka ve entegratörünü görüyoruz. Haliyle de fabrikada otomasyon firmasının tercih ettiği bus sistemi kuruluyor, yazılımları yükleniyor, kontrolör ve arayüzleri kullanılıyor…

Bu yapının çeşitli avantajları var; entegrasyon sorunu yok, firma, entegratör ilişkileri oturmuş, risk düşük, yedek parça stok yönetimi kolay, eğitim giderleri az, karmaşa yok. En önemlisi de başta öngörülen otomasyon yatırım ve operasyon bütçesinden pek sapma olmuyor.

Tüm gereksinimleri bu şekilde tek firmadan karşılamaya “One stop shopping” deniyor. One stop shopping firmalara baş ağrısız projeler ve çalışma ortamı sunuyor.

• • •

Gelgelelim otomasyon dünyası çok boyutta ve yüksek hızlı değişim yaşıyor. Dijital ikiz uygulamaları göz kamaştırıyor, yazılım botları 7x24 otomasyon ve denetim yapıyor, kodlar işlem tabanlıdan olay tabanlıya dönüşüyor, raporlama pull’dan push’a geçiyor. İnsan – makine arayüzleri Google’ın Soli’si gibi radar teknolojisine dayalı temassız parmak hareketleri ile komut alıyor. Bakımda RFID, sanal ve arttırılmış gerçeklik alan kazanıyor, nesnelerin Internet’i anlık haber almayı,  telematik çok uzaktan izlemeyi sağlıyor, vs. vs. vs…

• • •

Bu çok kapsamlı otomasyon mimarisini tek başına sunabilecek babayiğit firma henüz yok! Ama fabrikaların buna acil ihtiyacı var. Dolayısıyla “best-of-breed” dediğimiz her tekil çözümün en iyisini gerçekleştirecek firma ve entegratör çeşitliliğine gerek bulunuyor.

Bu durum şimdilik fabrikalara çok sayıda marka ve entegratörü yönetme yükü getiriyor. Bu yükü kaldırabilenler diğerlerini geride bırakacak.