Nükleer Düzenleme Kurumu Teknik Başkan Yardımcısı Dr. Oğuz Can’ın moderatörlüğünde düzenlenen panele, Ateş Çelik Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mahmut Güldoğan, TPI Composites EMEA ve Hindistan Başkan Yardımcısı Gökhan Serdar, Siemens Gamesa EMEA Satınalma Yöneticisi Necmettin Aslan, DowAksa CCO’su Tamer Bozacı ve Aselsan Ulaşım ve Enerji Sistemleri Program Direktörü Günay Şimşek panelist olarak katıldı. Oturumda sektörün büyümesini sürdürmesi için canlı bir iç pazara ihtiyaç olduğu ve her yıl en az 1.500 MW yeni kurulu güç gerçekleştirilmesi gerektiği mesajı öne çıktı. 

“CANLI BİR İÇ PAZARA İHTİYACIMIZ VAR”

Konuyla ilgili açıklama gerçekleştiren Ateş Çelik Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mahmut Güldoğan, “Üretim rakamları, Türkiye rüzgar tedarik zincirinde yeterli kuvvete sahip olduğunu net olarak ortaya koyuyor. Türkiye, küresel tedarik zincirinde önemli bir aktör oldu. Emtia fiyatlarındaki dalgalanmalar, Süveyş’teki gemi kazası, Covid-19 gibi zorluklar içinde dahi sektör çok sağlam bir duruş sergiledi. Rüzgarda küresel ve yurt içinde güçlü yapılanmış kurumlar olmasının en karamsar tabloda bile rüzgarın önünün açık olmasını sağladı. Son dönemde yaşanan gelişmeler ve AB Yeşil Mutabakatı gibi uygulamalar hem iklim mücadelesinde önemli bir rol oynuyor hem de ekonomik anlamda bir dönüşümün yaşanacağını gösteriyor. Biz Ateş Çelik olarak hem Türkiye’de hem de global rüzgar tedarik zincirinde önemli bir aktör haline gelme gayretindeyiz. Bu hem motive edici hem zorlayıcı. Çin, Asya Pasifik, Avrupa, Amerika, Orta Doğu pazarlarına ekipman gönderiyoruz. İç pazarda canlılığa ihtiyaç duyuyoruz. Her ne kadar bu yıl 1.500 MW yeni kurulu geçecek olsak da bunun 2030’a kadar böyle devam edeceğini söylemek çok iyimser olur. Her yıl 1.500 MW projeyi hayata geçirsek bile İspanya’nın gerisinde kalırız. Bu durumu kabul etmemeli ve yeni projelere odaklanmalıyız. Bizim üretim kapasitemiz 5.000 MW iken asgari 1.500 MW’ı mutlaka sağlamamız gerek” dedi. 

“OFFSHORE TARAFINA DA BAKILMALI” 

Konuyla ilgili açıklama gerçekleştiren TPI Composites EMEA ve Hindistan Başkan Yardımcısı Gökhan Serdar, “Türkiye’deki yolculuğumuz 2012 yılında başladı. Bugün 4 bin 200 çalışanımızla ve yarım milyar doları aşan ciromuzla pazarda önemli bir noktaya geldik. Koronavirüs salgının en büyük getirisi, iklim değişikliği konusunda gerçek bir farkındalık sağladı. Yeşil Mutabakat bu konuda güzel bir örnek. Rüzgar sektörü adına, insanlık adına da bu açıdan çok mutluyum. Bu süreçte büyük fırsatlar gördük. Elektrikli araçların artmasının da yeşil enerji adına ciddi bir fırsat oldu. Roket kalktığı zaman tedarik sektörü olarak ne kadar hazır olduğumuza bakmalıyız. Deniz üstü rüzgar potansiyelinin de çok hızlı gelişti. Bu alanda 2020’de 6 GW olan kurulu gücün 2030’da 33 GW’a kadar çıkması bekleniyor. Bunun da tedarik zincirinde büyüme anlamına geliyor. Bu anlamda İzmir Çandarlı’daki limanla ilgili gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Burada hem deniz üstü hem de karasal rüzgar enerjisi alanında bir ihtisas bölgesi kurulmasının büyük faydası olacak” dedi. 

“TÜRKİYE’NİN BÖLGEDE BİR GÜÇ HALİNE GELMESİNİ ÖNEMSİYORUZ” 

Konuyla ilgili açıklama yapan Siemens Gamesa EMEA Satınalma Yöneticisi Necmettin Aslan, “Çalışanlarımızın yaptıkları işlerden sonra ailelerine sağlıkla dönmeleri ve ayrıca çevreye etkilerimizi minimize ederek karbon nötr olmak en önemli önceliklerimizden. Sektörün büyümesini değerlendirdiğimiz zaman YEKDEM’in olumlu etkisini oldukça yaşadık. Siemens Gamesa olarak Türkiye’de Ar-Ge çalışmalarını çok önemsiyoruz. Globaldaki Ar-Ge merkezleriyle paralel çalışan Ar-Ge merkezimizde şu an 75 kişi çalışıyor. Yapılan çalışmalar neticesinde patent başvurularımız sürüyor. Koronavirüs salgını sonrası pazarlar çok daha hızlı büyüyecek. TÜREB gibi STK’ların varlığına sektör olarak ihtiyaç duyuyoruz. Rekabet sektörün büyüyeceğini ve büyümeye çalışan pazarda devletimizin desteğine her zaman ihtiyaç olduğunu gösteriyor” dedi.